/ HeR ZeRRe DeğerliiDiR /
Hiç bir şey kücük değil, var olan her bir şey değerlidir.
Seneler önce ’KEMAL URAL’ın’ - ’Kücük şey yoktur’- adında kitabını okumuştum, çok ilginç, 30 senelik bir calismasinin eseri olarak müthiş bir kitap. (okumayanlara, hayatın farkına varmak adına, şiddetle tavsiye ederim)
____________________________________________________
Sahip olduğumuz nice ni’metlerin başında okuma kabiliyetimizle, imkanımız geliyor. Bunun kıymetini okumayı bilenler maalesef ’zamanında’ bilemiyor yada geç anlıyor. Muhakkak, bir çok şeyde olduğu gibi her değer, kayıpdan sonra kıymet kazanıyor.
Bizler, kayba uğramadan yeterince bilincinde değiliz yazık ama kayıplarımız bazen bizim yararımızada olabiliyor cünkü hiç bir şey boşa yaşanmıyor, ’şer’ dahi olsa, kısacası Allah hiç bir zerreyi boşuna yaratmamamıştır.
Bir insanın nerden geldiğine inceden inceye tefekkür edersek işin içinden hiç çıkamayacağımız kesin. Her insanda bulunan ve her insanı ’özel’ kılan beynimiz bize sunulan büyük bir mucizedir.
________________
Konumuz tam bu değilsede, değinmek istiyorum müsadenizle. Beynimiz, her birimizi, ahiretimiz/gönül huzurumuz için imkanımızdır. Ne ile ilgileniyor, nasıl yaşıyorsak beynimize o yüklenmektedir ve ordanda ruhumuza intikal etmekte ve ruhlar icin ölüm olmadığınıda biliyoruz.
Beynin başlıca düşmanlarından birinin ’SiGARA’ oldugunuda unutmayalım. çünkü sigara en çok beyne zararlıdır. Her nefes sigarada beyinde hücre yok olmaktadır.
O mucize dedigimiz beynimiz (şu an aklımda değil kaç tane) bir çok hüçre ve nöronlar v.s. ile çalışıyor ve beynimiz hariçinde sahip olduğumuz vücudumuzun her noktasını ele alırsak anlatmaya ne sözler yeterli gelir, ne kagıt kalem nede ömrümüz.
_____________
Gelelim konumuza, insanlığın ana rahmindeki yaratılışına bir göz atarsak farkına varacağızki hayat sürüvenimiz TEK bir hücreyle başlamaktadır. O tek hüçre çoğalmadıkça büyüyemiyoruz ve yavaşdan insan şeklini alan fötonlar yani BiZ meydana gelemiyoruz.
Kısacası birin yanında bir daha olmadan iki olmuyor, damlanın üzerine bir başka damla damlamazsa çoğalmıyor.
Taşı delen damlanın kendisi değil sürekliliğidir yani cokluğudur. Boşa dememişler ’birlikten güc doğar’ diye. Mesela atın nalının biri olmasa atın atlığıda ortadan kalkıyor ve nalın çivisi olmasa nalında değeri olmuyor.
Yazar kitabında anlatıyor,,, koca bir geminin motorundaki bir çiviyi düşünün, o çivi gevşerse, dahası yerinden çıkarsa neler olabileceklerini bir hayel edin.
O bir çivi olmasa koca bir geminin bile değeri kalmıyor. Her ufak gördügümüz her nesne, her biri birbirine muhtaç bir bütünü tamamlıyor. Biri olmadan diyeri işini göremiyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz, bu böylece uzarda uzar.
Nasılki, bir ev için yalnız tavana ihtiyaç yoktur. Burda kapıya, pencere, sıvaya, çiviye, elektiriğe, suya v.s. ihtiyaç vardır. Haliyle bu saydıklarım kendiliginden olmuyor, bunları faydali hale getirmek icinde, yerli yerine koymak, disayn etmek için insana ihtiyaç vardır.
Ve bu insan milyonlarca hücreden atomdan meydana gelmektedir, eğerki bunlardan bir kaçı işini göremezse insan vücudunda an ve ardından saniye, dakika, saat v.s. içinde nice aksaklıklar meydana gelecektir.
Öyleyse, hiç bir şey (kücük dahi olsa) değersiz değildir. ’O’ şey ne için yaratılmışsa onun için çok önemlidir cünkü onu yaratan onu değerli kılıp yaratmıştır.
Büyük düşünürümüz Ahmed Hulusi ’her var olan değerlidir’ demiştir ve ben bu sözü çok severim ve cok sık kullanırım vesselam.
Ve gelelim insanin hatta hayvan ve bitki icin önemli olan SEVGiYE__________
’Her seven isimsiz bir kahramandır. insan sevebildiği kadar insandır.’ buda çok doğru /bence ve herkes kendince sevebildiğince başkasını seviyor, verdiği kadar karşılık alıyordur. Her şeyde olduğu gibi, sevgidede bir ’veriş alıştır’ o halde sende verki almayada hakkın olsun. Sen verki sende, karsındakide mutlu olsun.
Her şey zıttıyla tanılır ve sevginin zıddıda nefrettir. Nefretin faydası nedir diye sorarsanız, yaşanmadan bilinmez ama yanlız bakan değilde, gören gözle bakarsanız nefretteki faydalarıda görebilirsiniz.
Sevginin aslı ’rağmen’ sevgisidir. MASUMi TOYOTOME adında bir japon yazar sevginin ’eğer’ ve ’cünkü’ değilde ’rağmen’ olanını önemle dile getiriyor.
Cünkü insanlar git gide maneviyattan uzaklaştıkları için sevgidende uzaklaşıyor ve durum böyle olunca, ne güzel olan paylaşılıyor, ne de dertler, sorunlara karşı sabır gösteriliyor ve bu sebepden dolayıdırki, insanlar bu rağmen türü sevgiye ihtiyaç duyuyorlar ve dünyada en çokda bu tür sevgide kıtlık bulunmaktadır.
Gerçek sevgi /’rağmen’ sevigisi kişiyi yüceltir ve sevgisine karşılık görürse yanı paylaşılırsa çoğalacağı garantidir. Sevgide her şey gibi bulaşıdır ama sevgi her şeyden önce büyük bir ihtiyacdir, nasıl Dua etmeninde bir ihtiyaç olduğu gibi.
_______________
Bugün yeniden bir cumaya kavuştuk Yaradanın izniyle. Haydin sizde dua edin, sevdiklerinize, geçmişlerinize, geleceklerinize, dünya ve içindekilere.
Dualarda buluşmak ümidiyle, cümlenize bereketi bol bir CUMA diliyorum, kalın muhabbetle.
Şahinde Hülya Kahraman/3Temmuz2009
YORUMLAR
Nefes alıp vermek gibi, nasıl sadece nefes alarak biyolojik yaşamımızı sürdürmemiz imkansızsa, yaşama hiç bir şey vermeden hep alarak, yaşamın akışını bolluk ve bereket içinde sürdürmek imkansızdır...
Vermenin değerini ve yaşamımıza geri getireceklerini bir bilebilsek...
TEBRİKLER HÜLYA...SEVGİLER...