- 589 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
MENFAAT.
İnsan denilince biraz durup, çokça düşünmek lazım.
İnsanın çıkarlarına alet etmediği ve etmeyeceği hiç bir değer yoktur.
Bir açıklama ve arkasından birkaç soru!
Menfaat dediğimiz ve iğrendiğimiz duygunun aslı nedir?
Bizim iğrendiğimiz menfaat hangisidir?
Bence menfaat davranışları doğuran amacın adıdır.
Yani anlamsız, amaçsız, maddi veya manevi beklentisiz herhangi bir iş yapan var mı?
Veya akıl ve mantık sahibi olup ta; amaçsız, gayesiz, beklentisiz herhangi bir iş yapılabilir mi?
Anlamsız iş yapanlara!
Veya yaptığı işin anlamını anlayamadıklarımıza iyi bir gözle baktığımızı söyleyebilirmiyiz?
Menfaat denilen duygu meşru ve makul sınırlar içinde tutulabilindiği sürece hayatın devamını ve gelişmesini sağlayan motor konumunda bir duygu olarak insana ve insanlığa hizmet eder.
Menfaat diye adlandırılmasına rağmen,
Meşru ve makul olmayan hırs ile hak edilmeden amaçlarına ulaşma adına her şeyi meşru gören anlayış ise, menfaat değil, olsa olsa menfaatçilik denilen ahlaksızlıktan başka bir şey değildir.
Konumuna göre; ihlal, istismar, tecavüz ve bir işgaldir.
Onun için iğrenç bir davranış biçimidir.
.
YORUMLAR
Sayın Onur Bilge ve Sayın Sevdamm nikli Değerli dostlarım.
Her ikinize ve şahsınızda Edebiyat defterinde paylaşımlarda bulunan bütün dostlarıma sevgi, saygı ve minnetlerimi arz ederim.
Evet, bence insanların davranışlarından ziyade, davranışları doğuran his ve duygular incelenmeli, irdelenmeli, masaya yatırılıp veriliş sebepleri, kullanım alanları, kazandırıcı özellikleri ile kayıplara sebep olacak handikapları tespit edilmelidir.
Bilinmeyen bir şeyin varlığından haberdar olunamayacağı gibi, tanınmayan şeyden de gerçek manada istifade mümkün değildir.
Bence İnsanoğlunun sıkıntılarının kaynağı, Allahın en mükemmel olarak yaratmış olduğu İnsan denilen harika varlığının yine insan tarafından tanınamaması,
Tanınmak için gerekli dikkat ve hassasiyetin gösterilmeden, rast gele kullanılmaya çalışılmasıdır.
Önemli ve kıymetli cihazların kullanım katalogu, seminerleri ve karşılığında sertifika veya ehliyetleri olduğu gibi!
İnsan denilen şaheserin de tanıtım katalogu, kullanım kılavuzu olmalı değil mi?
Bence insanlığın mutluluğunu kendisine görev sayan, her İnsan ve her kurum, insanı insan yapan his ve duyguları tanımaya çalışmalı.
Yine his ve duyguların doğru kullanım yol ve metotları, yaratılış maksatları iyi teşhis ve tespit edilmeli. İnsana kazandıracağı huzur, mutluluk ve manevi değerler dikkate alınmalı. Yanlış ve hatalı kullanım sonucu ortaya çıkabilecek, ruhsal bedensel rahatsızlıklara çözümler üretilmelidir.
Sanıyorum bunu da yapacak olan ruhu ve maneviyatı inkar edip insana basit bir materyal nazarı ile bakan onu sadece et, kan ve kemikten ibaret kabul eden materyalist görüşlü filozoflar değil.
Allaha inanan, Peygamberi tanıyan, İnsanlar için dünya ve ahiret saadetinin hazinesi olan ilahi kelamdan beslenen; MANASIZ MADDENİN HAYATSIZ VE HAREKETSİZ CANSIZ BİR CİSİM, MADDESİZ MANANINDA GÖRÜLMEKTEN MAHRUM BİR MEVHUM olduğunun idraki içinde dünya ve ahiret inancında dengeli bir inanç sahibi bahtiyarlar olacaktır.
Yazımı okuma zahmetinde bulunan tüm okurlarıma saygılarımı sunarım.
Necdet EREM
Her ikinize ve şahsınızda Edebiyat defterinde paylaşımlarda bulunan bütün dostlarıma sevgi, saygı ve minnetlerimi arz ederim.
Evet, bence insanların davranışlarından ziyade, davranışları doğuran his ve duygular incelenmeli, irdelenmeli, masaya yatırılıp veriliş sebepleri, kullanım alanları, kazandırıcı özellikleri ile kayıplara sebep olacak handikapları tespit edilmelidir.
Bilinmeyen bir şeyin varlığından haberdar olunamayacağı gibi, tanınmayan şeyden de gerçek manada istifade mümkün değildir.
Bence İnsanoğlunun sıkıntılarının kaynağı, Allahın en mükemmel olarak yaratmış olduğu İnsan denilen harika varlığının yine insan tarafından tanınamaması,
Tanınmak için gerekli dikkat ve hassasiyetin gösterilmeden, rast gele kullanılmaya çalışılmasıdır.
Önemli ve kıymetli cihazların kullanım katalogu, seminerleri ve karşılığında sertifika veya ehliyetleri olduğu gibi!
İnsan denilen şaheserin de tanıtım katalogu, kullanım kılavuzu olmalı değil mi?
Bence insanlığın mutluluğunu kendisine görev sayan, her İnsan ve her kurum, insanı insan yapan his ve duyguları tanımaya çalışmalı.
Yine his ve duyguların doğru kullanım yol ve metotları, yaratılış maksatları iyi teşhis ve tespit edilmeli. İnsana kazandıracağı huzur, mutluluk ve manevi değerler dikkate alınmalı. Yanlış ve hatalı kullanım sonucu ortaya çıkabilecek, ruhsal bedensel rahatsızlıklara çözümler üretilmelidir.
Sanıyorum bunu da yapacak olan ruhu ve maneviyatı inkar edip insana basit bir materyal nazarı ile bakan onu sadece et, kan ve kemikten ibaret kabul eden materyalist görüşlü filozoflar değil.
Allaha inanan, Peygamberi tanıyan, İnsanlar için dünya ve ahiret saadetinin hazinesi olan ilahi kelamdan beslenen; MANASIZ MADDENİN HAYATSIZ VE HAREKETSİZ CANSIZ BİR CİSİM, MADDESİZ MANANINDA GÖRÜLMEKTEN MAHRUM BİR MEVHUM olduğunun idraki içinde dünya ve ahiret inancında dengeli bir inanç sahibi bahtiyarlar olacaktır.
Yazımı okuma zahmetinde bulunan tüm okurlarıma saygılarımı sunarım.
fikrinize katılıyorum. menfaat fıtratımızda vardır zira kulluğu bile menfat karşılığı yapıyoruz "cennet" için. bundan iğrenmek doğru değil. hatta bazıları yunuz emre gibi çok çok menfaatçi oluyorlar cemalini görmeyince cennetini neyleyeyim diye :) bende onlardanım:) yazınız bir beyin fırtınasını başlatmak için anahtar sözcük olmuş üzerinde düşünene ne mutlu :)
Necdet EREM
Her ikinize ve şahsınızda Edebiyat defterinde paylaşımlarda bulunan bütün dostlarıma sevgi, saygı ve minnetlerimi arz ederim.
Evet, bence insanların davranışlarından ziyade, davranışları doğuran his ve duygular incelenmeli, irdelenmeli, masaya yatırılıp veriliş sebepleri, kullanım alanları, kazandırıcı özellikleri ile kayıplara sebep olacak handikapları tespit edilmelidir.
Bilinmeyen bir şeyin varlığından haberdar olunamayacağı gibi, tanınmayan şeyden de gerçek manada istifade mümkün değildir.
Bence İnsanoğlunun sıkıntılarının kaynağı, Allahın en mükemmel olarak yaratmış olduğu İnsan denilen harika varlığının yine insan tarafından tanınamaması,
Tanınmak için gerekli dikkat ve hassasiyetin gösterilmeden, rast gele kullanılmaya çalışılmasıdır.
Önemli ve kıymetli cihazların kullanım katalogu, seminerleri ve karşılığında sertifika veya ehliyetleri olduğu gibi!
İnsan denilen şaheserin de tanıtım katalogu, kullanım kılavuzu olmalı değil mi?
Bence insanlığın mutluluğunu kendisine görev sayan, her İnsan ve her kurum, insanı insan yapan his ve duyguları tanımaya çalışmalı.
Yine his ve duyguların doğru kullanım yol ve metotları, yaratılış maksatları iyi teşhis ve tespit edilmeli. İnsana kazandıracağı huzur, mutluluk ve manevi değerler dikkate alınmalı. Yanlış ve hatalı kullanım sonucu ortaya çıkabilecek, ruhsal bedensel rahatsızlıklara çözümler üretilmelidir.
Sanıyorum bunu da yapacak olan ruhu ve maneviyatı inkar edip insana basit bir materyal nazarı ile bakan onu sadece et, kan ve kemikten ibaret kabul eden materyalist görüşlü filozoflar değil.
Allaha inanan, Peygamberi tanıyan, İnsanlar için dünya ve ahiret saadetinin hazinesi olan ilahi kelamdan beslenen; MANASIZ MADDENİN HAYATSIZ VE HAREKETSİZ CANSIZ BİR CİSİM, MADDESİZ MANANINDA GÖRÜLMEKTEN MAHRUM BİR MEVHUM olduğunun idraki içinde dünya ve ahiret inancında dengeli bir inanç sahibi bahtiyarlar olacaktır.
Yazımı okuma zahmetinde bulunan tüm okurlarıma saygılarımı sunarım.