Rehin hayatlar_7
[ kalin
**Nergis!...Telefon sana!...**
Kapının vurulmasıyla üçümüzde birbirimize baktık ama odada çıt yoktu,sessizliği bozmak için ,"Recep bey gelmiş olabilir mi?"dedim.Figen ,"O,bu saatte gelmez,adam derneği gördümü evi ,damı unutuyor."Yumruğu acımış olmalı ki bu seferde kapıdan tekme sesleri gelmeye başladı."kızım sizin kapının zili yok mu?ipini koparan kapı yumrukluyor.Yaşadığım şok ve şaşkınlık ,bana epey yeter,ikincisini kaldıramayacağım.Ben gidiyorum"dediğimde Figen kapıya bakmaya giderken geri dönüp,"evlat senin olacak bascan tokadı,otur dediysek elbette vardır bir bildiğimiz,hem bu deliyle beni baş başa mı bırakacaksın??otur yerine...ben hadi git demeden de gidiyorum deme.Herhalde serum tıkandı ,ben iki dakikada bakıp geleyim..."deyip kapıya yönelince,"istersen birde ben bakayım"dedim ama Figen’in sesimi duyduğunu sanmıyorum.Kapıyı açmasıyla Recep bey’in öfkeli sesi,
_"Ya !...siz sağır mısınız?iki saattir kapı yumrukluyorum,olmadı,tekmelemeye başladım...Figen çabuk ol!,bayılcam şimdi." Figen,Ne oldu?,nasıl oldu?,nerde oldu ?"gibi arka arkasına sorduğu sorulara cevap beklemeden "Banyo ya geç banyoya...Nergis!...,vestiyerin üst rafında sargı beziyle mersol var,onları getir,çabuk ol!..." diye bağırmasıyla,Oğuz’a,”Biz geri dönünceye kadar kaybol buradan” der gibi bakıp koridora çıktım ama Oğuz’un benim bakışımdan bir şey anladığını sanmıyorum çünkü hiç istifini bile bozmadı.
Vestiyerden sargı bezini ve mersolü alıp bende banyoya gittim.Recep beyin sağ el parmaklarında kan vardı,Onu görünce bu seferde ben başladım"ne olmuş?nasıl olmuş?çok mu kötü ?..."Figen elimdeki gazlı bezi alıp,”önce kanlarını bi silelim,parmakların durumu ortaya çıksın belki Hastaneye gitmemiz gerekebilir” deyip kanları silince,soğuk kanlı olmasından mı yoksa Recep beyi rahatlatmak için mi bilemiyorum;
_”Hay Allah iyiliğini versin emi,bunun içinmiydi onca bağırıp çağırmalar,kapı yumruklamaklar…”Onlar banyonun içindeki lavaboda Recep beyin parmaklarını silerken bende kapının dışında diğer lavabonun yanında burup onlara bakıyordum.Recep beyin canı çok acıyor herhalde ki;
_”Figen dalga geçip durma.Nergis var demem kafana indiririm şimdi.Canım yanıyor canım!...Ağrı kesici krem falan yokmu bu evde?sen bana böle yapıyorsan,Hastanedekilere napıyorsun Allah bilir…”Figen,Recep beyin elini özellikle acıtarak;
_”Recep!...bana geçmişi hatırlatıp,durduğun yerde kaşınma…sayende artık Hemşirelik yapamıyorum,hastalarda canları acımadan rahat rahat pansumanlarını yaptırıp gidiyorlardır”.Recep beyin yüzünde bir suçluluk ifadesi olsa da
_”Ben mi dedim sana Hemşireliği bırak Öğretmen ol diye?”
Figen, elindeki kirli gazbezini sinirli bir şekilde lavabonun içine atıp,
_”Evet!..bırak demesen bile,davranışlarınla beni buna mecbur ettin.Ben yirmi dört saat nöbet tutarken,sen geç vakitlerde bankadan çıkıp,evde çocukların olduğunu unutup derneğe gidip,gece yarısı eve gelmeseydin…çocuklar da analı/babalı öksüzler gibi anneannelerinde büyümek zorunda kalmasalardı ben hala Hemşirelik yapıyor olacaktım”.
_”Fena mı oldu?ne güzel işde…bol tatilli bir mesleğin oldu”.
_”Yıllardır sağlıkcıların zor şartlarda çalışmasına karşılık,Öğretmenlerin geneli olmasa da büyük bir çoğunluğunun bir-iki saat derse girmeleriyle,ve buda yetmiyormuş gibi ‘Yaşam kalitemizin yükseltilmesi,maaşlarımızın yeniden gözden geçirilmesi,vs,vs’ için ikidebir meydanlara çıkmalarına,hava şartlarından dolayı öğrencileri düşünerek okulların tatil edilmesiyle Öğretmenlere gün doğmasına kızarken ,şimdi ben…neyse…konuşturup durma beni,elini yukarı kaldır da şişmesin,ben dolapta krem varmı bakayım” diyerek dışarı çakarken benide kolumdan çekiştirip mutfağa doğru gittik.
_”Çabuk,Recep görmeden Oğuz’u çıkar buradan.İyice tembihle,doooğru evine gitsin.Figen seni arayacakmış de,sakın sen çıkma,Recebin elini sarayım biz bırakırız seni,tamam mı?”
_”Sen kendin çıkarsana…bana ne dediğini duymadın mı?benim yüzümden böyleymiş,manyak…hemde su katılmamış manyaklardan”
Figen dolabın içinde habire ilaçları karıştırırken bir yandan da bana laf yetiştiriyordu,
_”Bırak şimdi sana ne dediğini,onu sonra konuşuruz.sen söylediğimi yap ,hadi…”
_”Figen!...Ecza deposuna siparişmi verdin?..”diye bağıran Recep beyin sesi öfkeliydi.Bir Aile faciası çıkmadan Oğuz’u göndermeliyim diye düşünüp,Figen’e,”sen banyonun kapısını kapat,sesimiz duyulmasın “deyip oturma odasına gittim.
Oğuz’un yüzünde korku,öfke,çaresizlik ve daha ne ararsan mevcuttu.Sanki onu hiç tanımıyormuşum gibi gayet soğukkanlı bir şekilde;
_”Beyefendi…Figenin sizden ricası,çok çabuk bir şekilde doğru evinize gidekcekmişsiniz.Figen sizi yarın telefon ile arayacakmış.Giderken de adam gibi gidecekmişsiniz,gürültü patırtı çıkarmayacakmışsınız.”
_”İyi.Tamam,adam gibi gideriz,meraklanmasın.”
İşaret parmağımı dudaklarıma götürüp,”sus,sessiz ol”der gibi yapıp usulca dışkapıyı açarak çıkmasını bekledim.
_”Sen gitmeyecekmisin?,burda mı kalacaksın?”
_”Sana ne!..”
_”Burda kalma,istersen ben seni evine bırakırım.”
_”Sessiz ol.Sana ne benim nerde kalacağım ya da nere gideceğim,önce kendini götürmeyi bir başar…Ben başımın çaresine bakarım.”
Ayakkabısının bir tekini giymeden eline alıp,
_”Beni sarhoş sanıyorsun demi?,ya da bana güvenmiyorsun.”
_”Şu halimize gülsem mi?ağlasam mı?inan ki bilmiyorum.Ayrıca sarhoş falan da değilsiniz.Zaten ayık olanlar ayakkabısının tekini eline giyerler,sarhoş olsanız ikisinide ayağınıza giyerdiniz.”
_”Gürültü yapmayayım diye elime aldım,ben de biliyorum ikisininde ayağa giyildiğini,Hadi gel…Seni ben bırakayım.”
_”Allah aşkına git buradan,gece gece belanı arama,bizide belanın içine çekme”deyip kapıy kapattım ama ya zile basarsa diye de elim kapı kolunda bekliyorum.Merdivenlerden indiğini hissedince Figen’in yanına gitmeyi düşünürken,Figen yatak odasının bulunduğu koridordan bana doğru gelip ,
_”Ne oldu?gitti mi?”diyerek kolumdan tutup oturma odasına gittik,”Recebin gömleği kan olmuş,üzerini değiştirip gelcek,az daha otur birer kahve içelim “derken Recep bey de kapıda göründü.Avını izleyen bir tazı edasıyla burnunu büzüştürerek odanın havasını koklayıp;
_ “Siz rakı mı içtiniz?bu koku da ne böyle?”.Figen telaşını bastırıp;
_”He…Rakı,şarap …ne bulduysak içtik.Senin, bize zaman ayırıp bir yerlere götüreceğin yok nasıl olsa…”Elini yukarıda tutması için,televizyon sehpasının altındaki çekmeceden bir tülbent çıkarıp Recep beyin kolunu askıya alırken;
_”Koku mutfaktan geliyor,sana ilaç arayayım derken,senin yarım kalan rakı şişesini düşürdüm.Kapağını da gevşek kapatmışsın,buzdolabının içi bile kokmuş,zaten yarıdan fazlası döküldü” deyip bana da gözüyle mutfağı işaret etti.Mesaj alınmışdı.”su içmek isteyen varmı?”deyip hemen mutfağa gittim ve dolaptaki rakı şişesini alıp yarısını mutfaktaki halının üzerine döktüm ve elimde su bardağıyla odaya dönüp,Recep beye uzattım.
_”Buyurun.Önce azcık su için ,sonra da neler olduğunu anlatın,meraktan çatlıycam şimdi” deyip,Figen’e de ,”işlem tamamdır”işareti yapıp yerime oturdum.
Recep beyin acı çektiği her halinden belli oluyordu,arada bir sol eliyle dizini yumruklar gibi yapıp,
_”Figenciğim…içime baygınlık geliyor,terlemeye de başladım,şu balkon kapısını aç da,azcık hava alayım hemde rakı kokusu gitsin,bu meret de içmeyince ne kadar kötü kokuyormuş…”
Nabzım hala normale dönmemişdi,huzursuzluğumu bastırmak için bir şeyler söyleme gereği duydum,
_”Recep bey…Sizi duyan da sanki hiç içmemişsiniz sanacak,kırmızı elmaları,yeşil bunlar diye idda ettiğinizi ne çabuk unuttunuz?.Üç dört yıl öncesinin yılbaşı gecesini hatırlayıp hep birlikte gülüştük.Bu arada Figen odadan dışarıya çıkıp bir müddet sonra;
_”Recep!...bizim oda parfümü vardı,nerde biliyormusun?,bulamadım.”
_”Sanırım çocukların odasında bilgisayar masasının üst rafında gördüm.Haaa,gitmişken laptopu da getirirmisin?”
Figen elindki oda parfümünü mutfağa,koridora ve oturma odasına sıkıp laptopu da ortadaki sehbanın üzerine koyarak;
_”Bu halinle laptopu açmayı düşünmüyorsundur umarım?...solak olsan hadi neyse de…”
Recep bey sinirli sinirli,”Ne geldiyse başıma bu laptop yüzünden geldi zaten…Derneğin geçen ay ki Çanakkale gezisinde çekilen resimleri benim bilgisayara yükleyip yedek cd yi de Oğuz’a vermiştim.Bu gece hanımın misafiri var,onları rahatsız etmeyeyim ,senin ev yakın ,hadi o cd yi getir dedim.Hay demez olaydım…Gitti gelmez…bekle bekle…yok,yer yarıldı da içine girdi sanki,bir ara telefonu meşguldü sonra da ya kapattı ya da şarjı bitti.Evini de aradım hiç gitmemiş.”Figen merakla ,"Nevin mi açtı telefonu ?”diye sorunca,
_”Hayır,Nevin’in hastalığı artmış herhalde ki,eve yardımcı birini tutmuşlar,O açtı telefonu,sabahtan beri gelmedi daha dedi”.”Eeee,Oğuz,meraklı melat gibi kim misafiriniz demedi mi?.”
_”Demedi.Sinem’e telefon açmıştım,annen evde yalnız kalmasın ,ben geç geleceğim istersen dayıngile sonra git demiştim,Sinem de annem yalnız değil,Nergis teyzem var bizde deyince ohhh…Nergis le,annen bir güzel beni çekiştirirler artık deyince Oğuz,’Beni çekiştirme gereği bile duyan yok”dedi.Nevin’le araları iyice bozuldu herhalde ki Oğuz’un canı çok sıkkındı.Oğuz’a sinirlenip Recai’nin arabaya atladığımız gibi buraya geldik.Ben arabadan indim Recai sigara istedi,arkada da Süleyman vardı,karşıdaki cd ciyi görünce, ’boş cd alayımda bir kopya da bana yapıver’diye arabadan indi ,o sırada elimi nereye koyduğumu hatırlamıyorum,kapıyı kapatınca olan oldu.Az kalsın parmaklarımı arabanın içinden toplayacağımı sandım.Figenciğim sen iki ağrı kesici daha ver de…Süleyman la Recai yi daha fazla bekletmeyeyim.”Figen kızmışdı,
_”Şart mı gitmen?ver laptopu kendileri halletsinler”
_”Yok olmaz.gitmem lazım.Çantam,çeketim dernek de kaldı.Arabayı da ya yarın alırım ya da birileri hayrına getiriverir artık” deyip ayağa kalktı ve”ağrım olmazsa ben geç gelirim,dayanamayacağım kadar çok ağrırsa da Hastaneye giderim,beni merak etme,Nergis,sen burada kalcan demi?”deyince,ben hemen ayağa fırladım ve,
_ “Yooo,senin geldiğinde bende gitmeye hazırlanıyordum,siz giderken benide eve bırakıverin artık” deyip,çantamı aldım ve Recep beyden önce kapıya vardım.Figen’e göz kırparak,
_”Yarın ayakkabı almaya gidiyoruz demi?”
Figen bana cevap vermeden acı acı çalan ev telefonuna koştu ve oturma odasından,
_”Nergis!...telefon sana!...”
(Devamı var)
NerimanK