- 1631 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİMİZİ BULAMAMAK!
Yine hüzün mevsimi dallarımızı eğdi, unuttuk sandığımız zamanın boşluğuna düştük ne çok türbülansı varmış yaşamın!
Limanları şiirli dalgalarla çoğaltıp, en az olduğumuz zamanlarda bile düş teknelerimizi batırmadan yaşamda yol aldık.
Yaşanmışlıkların ya da yaşanamayanların denizinde çok yorulduk yüzmeyi unuttuk kimi zaman!
Aslında!
Demir alıp dağılmış, kırılmış yüreğimizle adını bilmediğimiz denizlere gitmek var!
Yeni yüzlerle yeni dalgalarla koşmak hiç yazmadığımız şiirlerle içimizde ne varsa çaktırmadan gözyaşlarımızı dalgalara karıştırmak...
Sonra kaptan yelkenler fora diye bağırmak son sesimizle.
Acıları anaforlara kaptırıp yaşama yeniden merhaba diyebilmek!
Bir martının kanadında yüksele bilmek yüreğimizin çırpınışlarıyla...
Yeni bir gök yeni bir deniz özlemiyle yeni bedenlere girebilmek başka düşlerle uyanmak, umarsız zamanlara merhaba diyebilmek ne güzel olurdu...!
Bir balığın gümüşi renginde parlamak, akşam güneşine aşkın sesiyle şarkılar söyleyebilmek, ellerimizle özlemli bulutlar toplayabilmek yumak yumak...
Keşfedilmemiş adalarda yalnızlığı solumak dibe vurmak en saklı yerlerimizle hayatı yeniden kendimize sunmak!
Koşturmacalar içinde kendimiz unutmak, özlemi ağlarda takılı bırakmak çıkarsızlıklarla yaşama dalgın dalgın bakmak yakışır mı insana?
Onca açlığımız içinde sevgisiz, mutsuz insanlar olarak devam etmek değer mi?
Hayatın acımasız gözlerinde nedensizce yok olmak!
Bir avuç cana yaşam sunmak varken, her yeni dalgada toparlanamadan başka dalgada savrulup gitmek...
Küçük mutluluklarımızla avunmayı zaten çoktan öğrendik!
Hepimiz küçücük kalp atışlarımızı büyütmeyi nasıl da öğrendik kendimizi kandırarak değil mi?
Nerde kaldı peki yaşamın adı, tadı! Neydik zamanın kıvrımlarında sürünerek toprağa değen tenimizle her an ölümü karşılamaya hazırlanırken...
Neydi bizi yaşama bu kadar bağlayan ve bırakan!
Tek sözde yaşamın denizinde boğarken, tek sözde suni teneffüs yapan etkili sözcükler...
Ne kadar acı su kaçtı genizlerimize, yaşadıklarımızdan ne kadarını çıkara bildik sizce?
Oysa yaşamın yalanlığı kadar yalandık bizde, bir yıldız kayması ömrün göğünde ne kadar özgür yaşadık?
Bir avuç düş alıp ceplerimize kaç kez çıktık sokaklara yakalarız diye dünyayı!
Yakalarız diye çıkıp elimizde kırgınlıklarla evimize yaralı bir canlı gibi sığındık mabetlerimize...
Kimi gönlümüzün topallığıyla sürüklendik, kimi yaşamın kör gözleriyle karşılaştık kimi hiçliğin salıncağında sallandık durduk...
Komik olan ne biliyor musunuz?
Hepimizin aradığı olgular aynıyken kendimizle kayboluşumuz...
YORUMLAR
Labirentlerin içine bizi sıkıştırıyosunuz sonra neden çıkamıyorsunuz oradan der gibisiniz....Sizi size soruyorum demekle bizi yargılamıyosunuz aslında..Bir ben var benden içerü sözünü kalbimize yer eden Yunus dahi bu kadar bizi sıkıştırmamıştı köşeye...Kendimize dair kendimizi sormuşsunuz...Ben kendimi savaşta tüm askelerini kaybetmiş savaşı kaybetmiş bir mağrur komutan gibi tanımlamak istiyorum izninizle...Ve yaşama dönüp sadece şu kadarını hatırlatayım istedim :'' Seninle hesabım henüz bitmedi.''........ ruhunuzun inceliklerinden süzülen sözler ruhumuzu etkiledi efendim saygıyla tebrikler ...
Evet haloşum çok doğru söylüyorsun, kendimizle kayboluşumuz!!!
ama an geliyor kendimizi bulduğumuzda yada bulduğumuzu sandığımızda, tek bir sözcük yine kayboluşlara sürüklüyor bizi...
yine o soru işaretleri we cevap arayışları boy gösteriyor...
yine o karanlık gecelerde anılar, yine o düşüncelerde boğulduğumuz anlarda akla gelen gülümsemeler, gözyaşları, kahkahalar... hepsi sanki ardı ardına sıralanmış... hepsi sırasıyla beyninde...
gerçekten çok hoş cümlelerde haloşum..
kutlarım seni...
dediğim gibi haloşum
HAYAT BİZİ DEĞİL; BIRAKALIMDA BİZ HAYATI YORALIM... !! :):)
Evet benim yorumum
Yorum denilince akla ya eleştiri ya ya da takdir etmek geliyor..Ben ikisini de yapmayacağım..Ben bu yazıda ki sizin karekterinize ait ip uçlarını ve şifreleri bulp onu çözmeye çalışacağım..Yani belkide sizin bilmediğiniz sizi size anlatacağım
Değişimi çok seviyorsunuz..Hele denize çıldırıyorsunuz.Aslında bu maceracı ruhunuzun en onulmaz hastalığı.. Uzak diyarlara gitmek..Sonsuzluğz açılan kapıyı aralamak gibi sizin için...
Eminim bir gün bunuda başaracaksınız..Yazdığınız her yazı sizin için bir doğum süreci..Ama bazan sezeryan yapmayıda seviyorsunuz..Aniden..Durup dururken..Gelince olduğu gibi yazmak..Ve sonra tek kelimesini değiştirmeye kıyamamak..Kıyınca sanki kendini bıçaklıyormuş gibi olmak..Yada bile bile elini ateşe uzatmak...Bunun gibi bir şey işte..
Yazacak çok şey vaaar.Aslındaaa.En güzelide bu biliyormusunuz..Yazdıklarında..Kişiyi keşfetmek..Ruhunun derinliklerine sızmak..Onun aslında ben buyum diyen çığlığın anlamak..Evet sen busun ve ben bunu anlıyorum diyebilmek ona..
Bana bu yazınızla bu duyguyu yaşattığınız ve bunu bu şekilde ifade etmeme neden olduğunuz için sonsuz teşekkürler
Hoşçakalın...
Subay Ve Centimen tarafından 6/27/2007 9:56:50 AM zamanında düzenlenmiştir.