Cezalandırılma
Giriş
Farkındamısınız diyemem , en farkında olduğunuz fiildir cezalandırılmak .
Toplumsal olarak bu kadar saldırgan , kırıcı , dalgın ,duymaz , dinlemez , anlamaz , yorgun , doyumsuz ve hatta siz okuyucunun dahi kendisinde belirleyeceği negatif her türlü davranış biçimlerinin tamamına sebebiyet veren etkidir cezalandırılma .Bir başka deyiş ile bu fiile karşılık , tepkilerimize sebebiyet veren etkidir.
Ve “ bu etkiden etkilenmemiş bir tek kişi bulamazsınız bu toplumda “ cümlesinden , net bir ifade ile, bu fiil sizleri hükmü altına aldığı gibi yaşamınızı biçimlendirir , hatta sıhhatli bir nefes dahi alamamanızın farkındalığını engellerken , tüm günlük yönelmelerinizin verimliliğini engelleyecekte bir güce sahiptir.
Bir örnek ile , bir arkadaşınızı ele alalım . Eğer onu bilinç altınızda tarif ederken , sizin tarafınızdan ilk aklınıza gelen belirgin özelliği kırıcılığı ise , o insan cezalandırılmadan nasibini almış bir insandır… diyebilirsiniz.
Mesela bir memur agresif özellikler gösteriyorsa da aynı , komşunuz içinde , esnaf , pazarcı ve saire örneklerde bu örneklere dahil olmak üzere değerlendirilebilir.
Tabii ki konumuzun sapmasını engellemek adına hüviyet arama , aşağılık duygusu , eğitimsizlik , hayati hedefleri saptayamama , hayalcilik , kendini kandırma , tembellik , suçu başkalarının üstüne havale etme özellikleri gösteren davranış biçimlerini sergileyen insan özelliklerini hiç olmazsa şimdilik açmayacağız. Çünkü cezalandırılma , toplumumuzda , ister anlaşılsın , isterse anlaşılmadan olsun taciz kadar tehlikeli bir fiil olup sosyal ilişkilerimize hükmeder.
Özetle , agresif özellik gösteren bir insan , öncelikli olarak , ama az ama çok cezalandırılmış bir insandır ya da…haksızlığa uğramıştır da sebebi budur diyenlerin sesini duysam dahi “ haklılığını ispat etmeye kalkmak agresifliği gerektirmeyeceğinden” yine sonuç değişmeyecektir. Pekala karşınızdaki insanın suçu ne..? ki o size olanlardan habersiz olan diğerleri dahil insanlardan biri. Cezalandırıldınızya cezalandırmalısınız…yok böyle bir şey . Hayır efendim bilerek olmadı diyerek kıvırmayın , sizde aktif bir cezalandırıcısınız hiçbir yere kaçamazsınız. Zaten günlük hayatınızda bu zincirleme reaksiyon birbirini takip eder gider evinizdede devam ederken belki yatağınızda son bulur ( inanmıyorum…rüyanınızdada devam edecektir inancındayım ) Şimdi desem ki bebekliğiniz dahil daima cezalandırıldınız . Yahu olur mu bebekte cezalandırılır mı demeyiniz…örnek ile ; Anneniz olur ya sizin o an açlığınıza kulak asmamış olup uykusuna veya babanıza kızdığından tepki ile sizi doyurmamış olabilir . Pekala sizin bu etkiye tepkiniz ne olmuş olabilir “ ıngaaaaa” …al sana tepki. Hatta adınız bebekliğinizde iftira ile karalanarak “ daima ağlayan bebek “ olarak damagalanabilir bile .
Sizde biliyorsunuz ki , bu örneğin çeşitli versiyonları ile yaşınız kemale ermiş dahi olsa ,çocukluk luğunuzda kırdığınız herhangi bir cam dahi bu konuya vakıf olan bil cümle insan tarafından
hala yüzünüze fatura edilmekte olabilirde veya bir başka afacanlık örnekleriniz dahil .
İnanız sizlere toplumsal , genel bir bilinç altı travmadan bahis ediyorum , ve bu durumun , bugüne dek , ister utanmak diyerek ifade edin ister bilinçli olarak şu an farkındalığınız ile uyanışına geçin bu derin ama çok derin sosyal bir yaradır.
Veya her şeyi bir kenara bırakıp, kendinize iyilik yaparak sorgulamanız yanında , çevrenize az bir dikkat ile bakacak olursanız hemen kanaat getireceksiniz .
Gelişme
Devamı var
Serdar TUNÇLUER
Kaynak
YORUMLAR
Taltif ve Ceza ikiz kardeş gibidirler.Ancak bu ikizlerin biri siyah biri beyaz,biri gece biri gündüz,biri acı biri tatlı v.s
birbirlerine zıt gibi görünürler.Birinin hükmü ve yaşamı diğerine bağlıdır.Biri olmazsa diğeride olmaz.
Her nedense biz insanlar taltif edilmeyi severizde ...cezalanacak bir fiilde bulunduğumuzda cezalandırılmak istemeğiz...Ceza ve Cezalandırma Toplumsal birliktelik için olmazsa olmazdır..Onun için Ceza da olacaktır,Cezalandırmada.....
Selamlarım efendim
Cemal Erkoç tarafından 7/16/2009 12:17:32 AM zamanında düzenlenmiştir.