Gece Gelişlerini Özlüyorum
Uysallığın altında yatan asiliğim gene bu gece uyutmadı.
Bana yine vurgun saatlerinde geldin, yada sen vurdun, belki.sanırım bu gecelerin sessizliğinde bir gün kendimle baş başa kalmışlığımı sorgulamak gelecek içimden ama, gelişlerini hep bir pınarda susayan ceylan yavrusunun suya baktığı gibi özlüyorum.
Her defasında bu gün kendine bırakmak geliyorsa da içimden pratikte bu mümkün olmadı Gelişlerini özlediğimi saklayamıyorum, duygularıma gem vurmakta iç sesimle çelişti.
Sonunda geliyorsun...
Baktığımda yüzünü tasvir etmeye çalışıyorum bu gün en belirgin farklılık nedir?diye arıyorum!
Aradığım farkı kelimelerinden cımbızla alıyorum, Neler yaptığını bile bile sormadan edemiyorum. Bu kalabalık şehirde her gün biraz daha yozlaşan. Makinalaşan yaşama renk arıyorum.
Gök kuşağının yedi harika rengini buluyorum mah yüzünde, saçlarında buğday sarısını , gözlerinde orman yeşilni, dudaklarında kan kırmızıyı ve yanaklarında pembe kelebeklerin rengini, hiçbiri benzemiyor yapma boyama resimlere, yapmacık sahte sanatlara; gülüşünde inci beyazın buluyorum gülümseyen dudaklarının arasında.
Sohbetin koyuluğunda hal ahtır sormak gelmiyor aklıma!
Özlemlerin sitemlerin yanıtsız kalmaması için ne çabalar sarf ettiğimi zifir gecelere sor sevgili.Ama daha da acısı seni ne kadar özlediğimi kelimelere döktüğümde saatin 25 i gösterdiğini görüyorum.
Gün ağarmada ve otobüs seferlere başlamış bile...Sokaklarda birer ikişer işçilerin elleri cebinde uykusunu
Bölerek bu alaca şafakta tüttürdükler, cigara dumanını bir nefeste tüketiyorlar.Pardüsösünün cebine minik ellerini saklayan fabrika kızları sık adımlarla durağa ilerlerken senle vedalaşıyoruz.
Hep vedalaşmalar hüzün vermiştir bana!sende bu faslı kısa tutmak için her zamanki gibi içinden geriye saymaya başlıyorsun 3, 2,1,0.50 ve 0 saniyeleri ezberledim artık sen üç derken 2 yi bende istemeden sayıyorum içimden ve gidiş saatin geliyor
Ayrılırken, “Üzülmüyorum” , “Gidiyorum”, diyor ama yine de bir şeyler söylememi bekliyordu. Belki de,
Kal desem gitmekten vazgeçecekti.ama gidiş benden değildi, tabi ki okul yoluna!
Giderken yüreğimi sana emanet edişimi son cümle ile hatırlatmaktan vazgeçmiyorum, Biliyorum ki, en sıcak noktasında sen benden daha iyi bakacaksın ona Sevgili!...
Ve Biliyorum gene gideceksin. Belki senin henüz inşa edemediğin gönül şehrinden bense yapa yalnız kalmayacağım.
Bu şehirde sen ne yaşadın bilmiyorum ama her kaldırımda her çay evinde okul yolunda ben hep seni buluyorum.
Akşamı iple çekercesine kaldırımları birer birer sayarak saate bakıyorum sensizliğin ertesini gösterirken ben senin gene gece gelişlerini özlüyorum Sevgili!
YORUMLAR
Kutlarım;yürekten dökülmüş muhteşem satırlardı.
Adına yüzlerce, binlerce ve hatta belki milyonlarca şiirler, destanlar, hikayeler yazılmıştır özlemin.. aşıkların, maşukların olmazsa olmazıdır, yürek yarasıdır, kalp acısıdır.. her aşığın olmazsa olmazıdır..
sevdiğiyle birlikte nefes alır insan.. ekmektir, sudur canan.. hayati bir ihtiyaçtır.. damardan akan kan gibidir.. ayrı kalmak susatır seven insanı.. nefes alamaz hale getirir.. tek parça yaşayamaz hale gelmiştir artık, yanar içerisi, kavrulur..
bir ney sesi ağlatır yüreği hasretle yanmışı.. deniz kenarında oturup dalgaları izlemek, dalgaların sesini dinlemek sevgiliyi hatırlatır.. güneşin doğuşu sevgiliyi hatırlatır, ve yine sevgiliyi hatırlatır gün batımındaki ufkun kızıllığı..
yine de güzeldir özlemek, özlenmek.. özleyecek bir cananının olması, seni özleyecek birinin olması.. beklemek, beklenmek yaksa da insanın içini, tuzu biberidir hayatın.. hayat özleyerek, özlenerek güzeldir
Sevgilerimle..
Ayrılırken, “Üzülmüyorum” , “Gidiyorum”, diyor ama yine de bir şeyler söylememi bekliyordu. Belki de,
Kal desem gitmekten vazgeçecekti.ama gidiş benden değildi, tabi ki okul yoluna!
Giderken yüreğimi sana emanet edişimi son cümle ile hatırlatmaktan vazgeçmiyorum, Biliyorum ki, en sıcak noktasında sen benden daha iyi bakacaksın ona Sevgili!...
MUHTEŞEM OLMUŞ KUTLUYORUM YAZAN YÜREĞİ;)