- 657 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
sen
Kapımı açtım soğuk eserek içeri girme sevgili
Kafiyeli düşler görmek istiyorum
Seni görmek istiyorum
Tut ellerimden heyulalar geliyor kaçır beni uzaklara
Varsa biraz azık doyur beni
Varsa biraz zehir sula beni
Bir zamanlar ben etrafında dönen pervaneydim. Bir Mevlevi dervişi gibi etrafımda döner, gündönümümü tamamlar sonra senin eksenine bırakırdım kendimi.
Seninle nefes alışımı, seni anışımı, yaşayamayacağımı sensiz, damlara konan martılar bilirdi, kamer bilirdi, yıldızlar bilirdi.
Bağbozumu geldiği vakit mekânına (toprağa) çekilen karıncalar bilirdi. Ben onlarla rızk toplarken gündüzleri halimden çokça bahsettiğim oldu.
Umutsuzluğa düştüğüm anlarda bile benim için dua eden melekler bilirdi seni ve sensiz geçirdiğim nice dakikaları. Melekler mi? yağmurları indiren güzellerdi.
Ellerimi semaya kaldırdığımda dua etmek için bulutlar bildi seni. Bildi de hep ağladı benim gibi.
Adına nice şarkılar yazdı ağustos böceği. Nice örümcek süsledi ağını. Güller senin elinde tekrar dirildi, adım attığın kuru toprak yeşerirdi seninle…
Her yerde seni hatırlatan yüzler, her yerde senin gibi bakan gözler, her yerde sen kokuyorsun ve her yerde adın
adın
adın
Kalbimden sökemediğim, başkaları sökse de kalbimi, bulacakları adın.
Şimdi suskun suskun oturuyorum. Gözlerim ağırlaşıyor. Aklımı zorluyorum. Yarını yokmuş nedense bugünün. Sebebini soruyorum gecelere….
Sen sorarsan bir noktadan ibaretsin şimdi.
Bil ki kâinat bir noktadan yaratılmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.