YÜREĞİNDE KALSIN
Gönülden gelir bu satırlar sen bilemezsin kıymetini. Anlayamazsın gülü saran
dikenlerin şerefini. İnsanın içine batar durur; istesen de acısını hissedemezsin.
İstesen de suçlayamazsın… Yürekten yol bulur gözlerden yanaklara süzülür de
dudaklardan dökülmeye utanır. Haykırsan bütün sır açığa çıkacak ve her şey
bozulacak gibi gelir. Sadece sükut edebilirsin. Başka bir şey gelmez elinden. Zaten
adı bile olmayan bu sevdaya da ancak bu yaraşır. Ve sonu gelmeyen bir bekleyişin
içine girersin. Vuslat ne demek işte o zaman anlarsın. Ama nereden bileceksin
ömründe hiç sevdin mi? Hiç kalabalıklar içinde yalnız kaldın mı? Önce yüreğini sonra
dünyayı durduracak o çığlığı hiç atabildin mi ki…
Bülbül olmayı hiç denedin mi gül dalında… Dikenlerin vatanında hayat bulan o
sevdaya hiç şahit oldun mu? Leylâ gibi Mecnûn’u tam buldum derken kaybettin mi hiç.
Ya da mecnûn gibi Leylâ’yı aradın mı çöllerde? Ferhat gibi uğrunda dağlar delinecek
Şirin’i buldun mu? Ya da Şirin gibi Ferhat bulabildin mi? Bütün bunlara verecek tek
bir cevabın var “hayır bulmadım” diyeceksin. Çünkü sen sevdayı aradın oysa sevda
aranmaz sevda kendi gelir ummadığın anda. Habersiz gelen bir misafir gibi… Yüreğinin
dağınıklığı üzerine âniden girer kapından. Ve olduğun gibi yakalanırsın. İşte asıl
mârifet o dağınıklık içinde en güzel köşeyi seçip misafirini orada ağırlamakta… Sense
bunu hiç yapmadın. Belki de yüreğinin en güzel köşesine yerleştirecek kıymette
kimseyi bulamadın…
Oysa ben o kadar hazırlamıştım ki kendimi… Ummanda yol bulabilsin, çölleri aşıp
dağları delebilsin diye yüreğimi sunmuştum sevdama. Ama anladım artık… Yolun
sonunda bekleyen sen olmadığın müddetçe o çöllerde aşılmıyor o dağlarda delinmiyor.
Ancak yüreğim söz dinlemiyor. Elbet bir gün onunda ateşi sönecek… Çünkü o gün o
ateşi körükleyen ruhum yüreğimi terk etmiş olacak.
Ve bu mektubum elbet sana ulaşacak bir gün… Pencerene “Sevda” isimli bir
güvercin konacak. Gözlerine bakacak benim için uzun uzun… Ve mektubumu verecek
sana. Ama bir türlü ayrılmayacak yanından. Gitmesini söyleyeceksin, görevinin
bittiğini söyleyeceksin ama bir türlü gitmeyecek. Çünkü benim güvercinim sadece iki
adres bilir. Bu satırları sana ulaştırdıktan sonra geriye dönemez. Çünkü bildiği
adreslerden biri artık bilinmez bir âlemdedir. Bari izin ver “Sevdam” bir güvercin de
olsa bildiği ikinci adreste, yüreğinde kalsın…
Zehra DALAR