- 2794 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bitişler... Başlangıçlar...
Bitişler… Başlangıçlar… Bu iki olgu o kadar iç içe geçmiştir ki hayatlarımızda. Her bitiş yeni başlangıçları da beraberinde getirir ve her başlangıcın içinde ister istemez birşeylerden vazgeçiş vardır.
Neler bitti bugüne kadar hayatlarımızda? Aşklarımız, dostluklarımız ve kim bilir daha neler neler... Peki ya başlayanlar? Yine aynı şeyler değil miydi onlarda?
Bitişler zordur; hep bir hüzün, bir burukluk taşırlar içlerinde ve bir de alev alev yanan bir ateş... Bitenin güzellikleriyle, mutluluklarıyla beslenen bir ateş... Sönmesi imkansiz bir ateş... Zaman zaman korlaşan ama her an parlamaya hazır olan bir ateş...
Bitti demek kolaydır, bitirmek zor, biteni unutmaksa imkansız. Önce hep bizimledir biten. Sonra yavaş yavaş kopar bizden, günlerce çalmaz kapımızı. Ama bu kopuş bizden vazgeçtiği anlamına gelmez. Bir gün hiç beklemediğimiz bir anda belki güneşli bir bahar sabahında, belki de sağnak yağmurun altında çıkıverir karşımıza kendine ait tüm güzellikler ve mutluluklarla birlikte. Hiçbir şey söylemez, elindeki en güzel anıları sönmeye yüz tutmuş ateşin içine atar sadece, sonra da sessizce kaybolur ortalıktan.
Bu karşılaşmayı ve onun hayalini silmek kolay değildir artık. Korlaşmış ateş alev almıştır. Eskisi gibi yanmakta ve yandıkça da bizi çepeçevre sarmalamaktadır.
Bir süre sonra biten gelmez olur, elinde ateşe atacak birşey kalmamıştır artık; güzel anılar yanıp bitmis, yüreğimizde külleri kalmıştır sadece.
Biten bizi terketse de hayali ara sıra uğrar yanımıza ve yüreğimizdeki külleri karıştırır. İşte o zaman anlarız ki ateş hiçbir zaman sonmemiş ve hiçbir zaman da sönmeyecek. Küllerin altında korlar bir ömür yanmaya devam edecek.
Kimbilir belki de bundandır hayatlarımızdaki bitişler aklımıza geldiğinde yüreğimizde duyduğumuz ince sızı... Ve belki yine bu yüzdendir hiçbir başlangıcın bitenin boşluğunu dolduramaması...
SERAY ANIL, 2002
YORUMLAR
gelen gideni hatırlatır felsefesindeki bu öykün bana senin gibi yazarların yeri doldurulmazlğını bir kez daha hatırlattı. ellerine sağlık...hiç gitmesin senin gibi edebiyatçılar...
denizhantemel tarafından 6/26/2007 3:39:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
denizhantemel tarafından 6/26/2007 3:42:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hegel'in diyalaktif felsefesine benzer bedenimizin yaşam ve ölüm savaşı
doğduğumuz gün bir yandan yeni hücreler eklenirken, bir yığın hücre ölerek alrılır bedenimizden dökülen ağaç yaprakları gibi. Öleceğimiz son ana kadar yaşam için savaş veririz.
Sevgileri de bu felsefi bağlamda ele alman ne kadar güzel bir çalışmaydı. Aslında birilerini sevdiğimiz ilk günü hem vuslat hem de ayrılık takvimi başlamıştır.
Konuyla hiç alakası yok ama bir de müteahhitlik alanında dış dünya piyasasında söylenen bir ünlü söz var. Başlamak ve bitirmek konulu
Türk gibi başla - İngiliz gibi bitir. Bizim müteahhitler hızlı başlarmış ama hep yarım bırakırmış ihaleleri.
Seray yazın çok güzeldi. Şiir tadı aldım uslup ve tarzında
Kalemin ve ilhamın daim olsun
Edebiyat Defterimize renk kattın gelişinle
Hoş geldin sefalar getirdin
Sevgilerimle
kardanadam tarafından 6/25/2007 4:09:53 PM zamanında düzenlenmiştir.