- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BUGÜN KİMİN GÜNÜ
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
BUGÜN KİMİN GÜNÜ
Önemli gün ve haftalar, insana değerleri hatırlatmak için var ise; kıymet vermemiz gereken kutsal anlarımızı bir zamana sığdıryoruz demektir.
Analarımız için, sevdalarımız için, babalarımız için, kadınlarımız için günler icad edilmiş.
Benim buna itirazım ve muhalefetim var.
Kadınlara gün icad ederken; erkekleri unutmuşlar mı? Yoksa; kadınlarla, erkeklerin ayrımcılığı burada da zemin mi bulmuş?
Öyle ya;
Anaya gün var, babaya da gün var. Kadına gün verilmiş, erkek pas geçilmiş, yada kadına gün icad edilmiş "Erkek üstündür, güne ihtiyacı yok. Zaten bütün günler erkeğindir" mi denilmiş?
Ya da kadına gün icad edenler erkeği unutmuşlar mı?
Bana bu günlerin hiç biri mantıklı gelmiyor. Yani dostlar alış verişte görsün. Hediyelik eşya satıcılarının dükkanları biraz hareketlensin diye mucitler tarafından ince düşünülerek ilanı ferman edilen afaki dünyada maskeli sevdalara, kısmi zaman ayrımı diyerek bu günleri tanımlayabiliriz.
Yanlışım varsa düzeltin...
Anneler günü... İyi de; eğer senenin bütün günlerinde anneyi unutup, anneye olan değeri bir günle geçiştiryor isek; zaten tükenmişiz. Bir gün ile anneye olan değer vermenin adı yalanın daniskasıdır.
Babayı her gün unut bir güne de baba sevgisini sığdır. Bu mantık babayı unutturma mantığı ve çabasıdır.
Adama yolda rastlıyorum, hanımefendi ile gayet neşeli uyumlu bir çift gürüntüsü veriyoırlar.
-Nedir sevincinizin sebebi?
-Babamızı ziyarete gittik.
....Yüzlerine bakıyorum..
Oysa; babalar günü nedeni ile her ikisi de huzurevinde bulunan babalarını ziyaret etmişler. Genç ve başarılı işadamı ve şık eşi kendilerine bu mutlu zemini kuran babaları yaşlı olduğu için bakımının; huzurevinde daha iyi olacağı düşüncesi ile hzuurevine bırakmışlar. babalar günü nedeni ile de ziyaretine de gitmişler. Evlatlık vazifesini böylece ifa etmişler.
Çocukları yanlarında; ikisinin ortasında yürüyor. Çocuklarını bu yıl koleji bitirecekmiş, Amerika’ya yollayacaklarmış. Dedeyi görmüş ki; seneye gelemeyebilirmiş, onun için babalrının yanında biraz uzun kalmışlar.
Restaurant’ta yer ayırtmışlar biraz geçikmiş olsalar gerek ki; "Ya yemeğe gidecez de geciktik izin istesek ..." dediler...
"Ne demek efendim, yemek en tabi hakkınız sizin babanıza karşı asli görevinizi ifa etmişiniz, bu huzur ile yemeğinizi yiyin viskinizi yudumlayın...
Ama vizki yudumlarken; 30 sene ileri gidin; geriye değil, ileriye gidin;
Unutulmuş ve yaşlanmış bir ana baba. Huzurevinin bahçesinde, giriş kapısına bakan iki çift göz, Amerikalarda okuttuğunuz evladınız, yurda gelebilirse size ziyarete gelecek. Sizi çok ama çok mutlu edecek. Akşam oluyor, hava kararıyor, Sizin gibi biri daha var. Onun da gözleri hep kapıya bakıyor. İki damla yaş gözünüzüden yanaklarınıza doğru iniyor. Kendi kendinize; "Keşke babalar günü hiç icad edilmemiş olsaydı, böylece kimseyi de gelir diye beklemezdik.." diye düşünüyorsunuz...
Evladınız; mucid olmuş, yeni icadlar yapıyormuş. Sizde bununla avunuyorsunuz. Fakat evladınız size gelemiyor. İşleri yoğun, daha fazla çalışmalı.
Telefon eder diye düşüyorsunuz. Her telefon sesinde "Görevli şimdi beni çağıracak." Diye bekliyorunuz. saat gece yarısına yaklaşıyor.
Siz; bahçe içindeki kulübeye yöneliyorsunuz. Cüzdanınızdan telefon kartı çıkarıyorsunuz. Kartlı telefonla evladınızı arıyorsunuz. Cep telefonu kapalı. Evini arıyorsunuz. Torunuz olduğunu tahmin ettiğiniz bir coçuk yarım türkçesi ile size "Babam henüz gelmedi." diyor.
İşyerini arıyorsunuz; sekreteri çıkıyor; evladınızı telefona istiyorusnuz. Sekreter beklemenizi söylüyor. Heyecanınız katlanıyor. Bir kaç saniye sonra sekreter size "Efendim sizi arayacakmış, şu an önemli bir toplantısı var. Bir notunuz var ise ben ileteyim." Diyor.
"Lütfen yavrum söylediklerimi yazar mısınız; kelam aldınız mı; söylüyorum.." Diyorsunuz.
Telefonun diğer ucundaki sekkreter; "Buyrunuz efendim, notunuzu söyler misiniz." Diyor.
Siz "30 sene önce bu gün babamı ziyarete gittiğimiz de biz evladımızı yanı seni de alıp götürmüştük. Bu kadar kısa zamanda demek ki çok hızlı gelişmişiz. Şimdi; icadlarına devam et evladım, memleket senden hizmet beklerken zamanın heba olmasın sen insanlığa hizmetine devam et evladım, Gözlerinden öpüyoruz... Baban ve annen." Diyor ve; Telefonda bulunan sekretere "Evladım az önce yazdırdığım notu zaman ayırıp okur ise sevinirim." Diyor telefonu kapatıyorusnuz.
ŞİMDİ GİDİN YEMEĞİNİZİ YİYİN VE VİSKİNİZİ YUDUMLAYIN... AMA VİSKİNİZİ YUDUMLARKEN DE OTUZ SENE İLERİYE GİTMEYİ UNUTMAYIN...
VİSKİ İLE ZAMAN YOLCULUĞU SİZ İYİ GELECEKTİR....
Diyorum ve vedalaşıyoruz...
Onlar 30 sene ileri gittiler mi bilmiyorum ama; ben 30 sene geriye gittim, otuz yıldaki gelişmeler ve hızlı gelişen uygarlığın neticelerini anne babalara ayrıdığımız zamana nasıl yansıdığını gördüm. Denemeye değer...
BUNA BABALAR GÜNÜ KUTLAMASI DİYORUZ...
ANALAR GÜNÜ BUNDAN FARKLI DEĞİL...
Aklıma garip garip konular geliyor..
TİCARETİ CANLI TUTMAK İÇİN...
YALAKALAR GÜNÜ, RÜŞVETÇİLER GÜNÜ, İŞ TAKİPÇİLERİ GÜNÜ, YAĞCILAR GÜNÜ, PEŞTEMALCİLER GÜNÜ, ÇEŞNİCİLER GÜNÜ, İBRİKÇİLER GÜNÜ, NEMELAZIMCILAR GÜNÜ, BAL TUTUP PARMAK YALAYANLAR GÜNÜ, ANALARI MEYDANLARDAN YOLLAYANLAR GÜNÜ, MİKROFONDA SALLAYANLAR GÜNÜ, ŞAKŞAKÇILAR GÜNÜ, METRESLER GÜNÜ...
NE DERSİNİZ? TUTAR MI?
YA TUTARSA?
HER GÜN ZATEN ONLARIN GÜNÜ MÜ DEDİNİZ?
SİZDE HAKLISINIZ....
BÜTÜN GÜNLERİNİZİN HUZUR OLMASI DİLEKLERİMLE SAYGILAR SUNUYORUM
SAHİ AKLIMA GELMEDİ, SİZ HATIRLIYOR MUSUNUZ?
BUGÜN KİMİN GÜNÜ?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.