- 937 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Esinti
Yürüyorum sokaklarda, elimde kağıtlarım; hava yağmurlu, puslu ve kararmış. Cadde sakin.. Yağmur taneleri yüzümde.
Düşünceler cümlelere dönüşmüş, başımın üstünde geziniyor. Başımı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum. Siyah gökyüzünde her yer harf, bazıları birleşmiş kelimeleri oluşturmuş, kelimeler cümleleri. Benim kelimelerimi, cümlelerimi arıyorum; gökyüzünde başka başka cümlelerin arasında, bana ait olanlar. Bir an önce, bir an önce eve gidip bu kelimelerimi, cümlelerimi beyaz kağıtlarıma yapıştırmak istiyorum. Evimin önüne geliyorum. Cümleler gökyüzünde, sığdırmak istiyorum sokak kapısından içeri; sığmıyorlar. Evin içindeyim. Yeni kelimelerim, cümlelerim oluşuyor yeniden, evin dört köşe boşluğunda… Dışarıda kalanları da istiyorum içeriye. Daha da zengin olmak istiyorum tüm gün dolaşan başımın üstünde uçuşan cümlelerimle… Pencereye gidiyorum. Pencereyi açıyorum. Yağmur damlacıkları yüzüme, yüzüme savruluyor. Rüzgara sesleniyorum:
_ Üfle, içeriye üfle hepsini, diyorum.
_ Neyi, diyor rüzgar. Neyi.
_Bana ait olan tüm kelimelerimi, cümlelerimi üfle, diyorum.
_Damlacıklarımı al, diyor rüzgar. Hepsi senin olsun. İsteme benden kelimelerini cümlelerini….
İçeriye yağmur damlacıkları doluşuyor. Yüzümü ıslatıyor. Tebessüm ediyorum, yetmiyor bana ama… Tutunuyorum pencereye, tekrar sesleniyorum rüzgara.
_Hayır, diyorum, hayır. Cümleler, bak; kelimelerim, cümlelerim orda, gökyüzünde onlar, sen rüzgar, üfle onları bana, girsin penceremden içeri, yapıştırayım kağıtlarıma...
_Onları üflersem karışır, diyor rüzgar.
_Karışmaz, diyorum. Savrulan damlalar arasından haykırarak.
_Karışır, diyor rüzgar. Karışır. Bir tek senin cümlelerin yok orda, diyor. Senin cümlelerin gibi farklı olan herkesin cümleleri gökyüzünde asılı, üflemekle olmaz bu iş, diyor. Olmaz. Tekrar çalış… Tekrar çalış kalanları gökyüzünde bırakmayı bilip, odanda tekrar çalış.
Rüzgara bakıyorum… Gökyüzüne… Gökyüzünde kalan kelimelerime, cümlelerime ve sağında solunda önünde arkasında, olan başka başka kelimelere ve cümlelere, bakıyorum… Ne çok, ne çok şey var söylenen, düşünülen, orda asılı kalan… Tekrar çalışmak için buruk pencereyi kapatıyorum. Masamın başına oturuyorum. Beyaz sayfalarıma bakıyorum. Odanın içinde biriktirmeye başlıyorum kelimelerimi ve cümlelerimi … Sonra düzenlemeye, düzenlediklerimi teker teker kağıtlarıma yapıştırıyorum…. Yapıştırıyorum, Yapıştırıyorum… Birikiyor kağıtlar.
Ertesi gün sokaklardayım yine elimde kağıtlar… Gökyüzüne doluşan kelimelerim, cümlelerim…
Kağıtlarımı sokakta insanlara uzatıyorum. Kimisi alıyor, Kimisi alıp atıyor, Kimisi almıyor elimdeki kağıtlara sürtünüp geçiyor. Gökyüzünde kelimelerim, cümlelerim birikiyor yine…. Bitmediğinde yapışkanım sokakta da yapıştırıyorum kağıtlara … iş yerinde, nerdeysem orda da, yapıştırıyorum yapışkanım bitene dek, sonra başlıyorum dağıtmaya… Kağıtlar benle gidip geliyor, birikiyor bazen masamda… Bazen torbalarımda…
Sonra yine kucağımda kağıtlarım. Sokakta, orda burda, işyerimde, kelimelerim cümlelerim. Ellerimde yapıştırabildiğim cümlelerimin olduğu kağıtlarım, İnsanların ellerine uzatıyorum. Alsın, almasın.
Uzatıyorum. Uzatıyorum… Belki alır okur, birileri daha kendi kelimesini de yanına yapıştırır, diye.
22 Ekim 1990 - 2009
Gülten Ağrıtmış
YORUMLAR
gerçekten güzel olmuş..en çokta...
_Karışır, diyor rüzgar. Karışır. Bir tek senin cümlelerin yok orda, diyor. Senin cümlelerin gibi farklı olan herkesin cümleleri gökyüzünde asılı, üflemekle olmaz bu iş, diyor. Olmaz. Tekrar çalış… Tekrar çalış kalanları gökyüzünde bırakmayı bilip, odanda tekrar çalış.
Rüzgara bakıyorum… Gökyüzüne… Gökyüzünde kalan kelimelerime, cümlelerime ve sağında solunda önünde arkasında, olan başka başka kelimelere ve cümlelere, bakıyorum… Ne çok, ne çok şey var söylenen, düşünülen, orda asılı kalan
...gerçekten emeğinize sağlık zevkle okudum..