MEKTUP-2
İkinci mektubumla Merhaba Canözüm, Merhaba...
14 nisan 2009 günü saat 7.30 da, sana yazıp cep telefonumdan gönderdiğim’ Günün hayırlı, güzel olsun’ mesajıma karşılık senden gelen
’Hayırlı ve güzel gün senin güldüğün gündür Hurma Gözlüm’ mesajından beri gülüyorum, hep gülüyorum. Sırf günlerin güzel geçsin diye...
Yaşadığım tüm olumsuzluklara inat gülüyorum.
Bu gün, bahçede ot çapalarken ayağımı kestim, o an gözlerimin önüne mesajın geldi acıyan yerimi unutup güldüm.
Gülersem senin günün güzel geçecekti ya... Acılı ayağımı bahçemde bırakıp eve geldim. Birde ne göreyim elektrik faturası ödenmediği için, elektrik kesme cezası.
Güya otomatik ödeme emri vermiştik bankaya. Tam sinirlenecektim ki mesajın geldi gözümün önüne ve ben gülümsedim. Ben gülersem sende gülecektin ya...
Akşam oldu, ’dinlenme vakti geldi’ dedim, kendime. Biliyorsun köy yerlerinde dinlenme vakti genellikle akşamları olur.
Bahçe işleri, eş dostla çene çalma derken anlayamazsın günün nasıl geçtiğini. Eve girişin akşam ezanıyla birlikte olur.
Geçtiğimiz yaz sende tanık olmuştun buna. Evinin kıymetini anlarsın adımını attığın ilk anda. O yorgunluğun üzerine duş alıp, bir de eline bir bardak çay veren oldumu tamamdır.
Kurulursun minderlerden oluşturduğumuz o sıcacık, kuş yuvası gibi şirin köşeye. Aynen öyle yapmışım uzanmışım köşeme.
Kapının zili ısrarla çalıyor. Kalkıyorum köşemden, kapıyı açar açmaz, eski arkadaşlarımdan biri.
Kucağında bebeğiyle, ağlıyor, hemde hıçkırarak. İçeriye alıyorum, bir çay da ona dolduruyorum. Başlıyor olan biteni anlatmaya...
Üzülüyorum tabi, hemde çok...Ama bir süreliğine. Daha fazla üzülemem, yüzümü ekşitemem, öfkelenemem ve kızamam...
Gülersem senin günün güzel geçecek ya... Ağlar, üzülürsem; gecelerinde kötü geçermi ki ?
Biliyorum birinci mektubum gibi, ikinci mektubumuda postacı getirmeyecek sana..
Ve Sen bilmeyeceksin sırf Senin için güldüğümü Yar...
26/06/2009-nilkurt