- 454 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KORKU
DENEME
KORKU
E.ORUÇ
Karanlıklar içinde yürüyorum. Farklı sesler farklı uğultular çınlıyor kulaklarımda... Durup dinliyorum… Çıt yok… Yürümeye başlıyorum tekrar… Çan sesleri, zil sesleri kaplıyor dört tarafı…
Etrafta karartılar dolaşıyor… Büyüklü küçüklü, eğrilen doğrulan, kaçışan, bekleşen karartılar…
Arkamdan takip ediyor bilemediğim varlıklar… Geri dönüp bakmaya korkuyorum… İçimden nefes almadan gözlerimi kapatıp büzülüp uyumak geliyor bir köşede… Teslim olmak istiyorum bilemediğim göremediğim güçlere…
Yürümeye devam ediyorum. Paçalarıma bir nesne sürünüyor yavaşça... Tüylerim diken diken oluyor.
—Miyavvv! Miyavvv!
Kedi kılığına bürünmüş bir varlık… Tempomu bozmadan yürüyorum yavaşça… Koşup kurtulmak istiyorum karanlığın kollarından… Kızmasın diye tepkisiz, ürkütmeden yürüyorum karanlığı sessizce...
Bitmiyor yol, bitmiyor karanlık… Bittiğimi hissediyorum sessizliğin karanlığında…
Ufuktan bir gölge görülüp kayboluyor. İzlendiğimi hissediyorum. Kaçamıyorum sessizliğin gürültülerinden… Biçareyim…
Ceylanın aslana teslim olduğu gibi teslimiyet gösteriyorum zamana… Kurbanlık koyun gibiyim. Bağırmak istiyorum, bağıramıyorum… Çırpınmak istiyorum, hiçbir yerimi oynatmaya mecalim yok. Yalnız ayaklarım inip kalkmaya devam ediyor iradem dışında…
Kestirmeden gideyim diyorum… Ağaçlıkların arasına dalamıyorum. Zifiri karanlık… Okyanusun derinliği gibi… Açık alandan yürümeye devam ediyorum gecikme pahasına...
Bir şırıltı sesi karışıyor seslerin arasına... Durup kulak veriyorum... Su sesi… Yürüyorum tekrardan zamanı... Ayaklarıma çamurlar bulaşıyor… Dereyi geçiyorum… Suya taşlar atılıyor sanıyorum çevreden… Işıldayan sulara kenarlardan bir şeyler zıpladığını anlıyorum. Kenarda parlayan bakışlar var. Islak ıslak, küçük küçük bakışlar…
İlerde bir ışık huzmesi çarpıyor gözüme… Yanına sokuluyorum… Usulca eğilip elime alıyorum bu solgun ışığı… Elimde yumuşaklığını hissediyorum bu kadife elbiseli güzelin… Mendilimin şefkatinin arasına koyarak, incitmeden cebime bırakıyorum bu cennet yeşilini… Uçuşan başka ışıkların varlığı da çarpıyor gözüme… Suçlandığımı hissediyorum… Cebimden mendili çıkarıp arasını açarak çıkarıp kenara salıyorum yavaşça nazlıyı… Bana düşmanlık yapmasınlar diye dostları…
Nerede benim dostlarım? Dost var mı? Milyonlarca yabancı varlığın içinde yapa yalnızım… Elimden bir tutanım var mı acaba?
Birden zifiri karanlık çöküyor üzerime… Karanlığın ağırlığından kurtulmaya çalışırken yarım ayın yarısı çıkıyor buluttan… Gözlerimi gayri ihtiyari yukarıya çeviriyorum. Devlerin beni takip ettiğini görüyorum tepemin üzerinde… Kimi ağzını açmış yutmaya hazırlanıyor varlığımı… Kimi kollarını açmış tutmaya çalışıyor yokluğumu… Ne zaman hücuma geçecekler, ne zaman üzerime çullanacaklar? Bilemiyorum…
“Ben hazırım! Gelin!” demek geliyor içimden… Gelin de kavuşturun beni sonsuz huzura… Kurtarın beni karanlığın kollarından… Kurtarın takip eden hoyratlardan… Ben hazırım sonsuzluğun varlığında yok olmaya… Kendimi huzurun koynuna atmak istiyorum. Almıyor beni kollarına huzur… Atıyor korkuların kucağına… Korkamamaktan korkuyorum. Korkamıyorum…
09.06.08