ETME
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üstünde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri o şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
MEVLANA
Bu şiiri okumamazlık etme! Bu şiiri dinlememezlik etme! Haksız olanı haklı etme! Çirkin olanı güzel etme! Etme ki ettirilmesin sana! Etme ki eden bulur olmayasın.
Mevlanayın dökülen sözleri kendinize rehber edinin. Kendi kültürünüze değerinize küfür etme! Yunuslayın karşılayın insanları, Nasrettin Hocavari gülün, Kerem misali yanın, Âşık Veysel gibi çağlayın. Yüze çevirme seni sen edene! Etme bulma dünyasıdır, belaya bulaşma, kötüden uzak dur.
İnsanlara hakaret etme! Kırdığın her kalbin senden alacağı vardır. Sana dönmesin bütün bakışlar. Her kulun ahını kaldıramazsın ahirde. Varsa da onca pulun kimse değildir kulun. Ona göre hareket et, yanlış yola sapanlardan olma! İşin içine edenlerden olma! Edebilirsen iyilikle hareket et. Doğruluktan sapma, zayi etme ömrünü boş yere. Ekserin çıkarını tekin çıkarına üstün tut. İnsanları kapı dışarı etme, kendinden koparma! Etme ki tekmelenmeyesin her iki cihanda. Etmeyesin ki bahtiyar olasın her iki cihanda.
Aşkın türlü hallerinden kaçıp cezbelerden coşa gelip terk ediyorsun bizleri… Etme ki şad olsun yüreklerimiz, gözlerimizin içine yuva yapan sevinç ışıkları zayi olmasın. Güneş olasın bizlere ki ateşböceği gibi senin aydınlığında bir olalım her daim.
Bizleri tarumar olan bir dünyanın çorak ve kavruk topraklarında sana kavuşmanın ve seninle olmanın sevinç gözyaşlarından men etme! Bil ki seninle canlanacak bu topraklar, seninle bahara erecek bu sevda. Seninle abad olacak cihan. Gönlümüzün Mimar Sinan’ı olmaktan kendini alıkoyma! Yürek yapan gönül yapan mimarsın sen, bundan öte hareket etme!
Dünya makamlarını Süleyman gibi yele ver gitsin. Yetmezse ateşe at gitsin. Yetmezse sal çayıra Mevla’m kayıra. Yetmezse yettir, etmezse ettir! Kendini alıkoy yalan saltanattan.
Öbür dünyanın sultanı olmaya çalış. Herkes kendi ateşini buradan götürecekmiş, kendi ateşini kızdıranlardan olma! Ol makamın dudağa çalınan bir tutam bala benzeyen tadını acı bil. Makamın ağırlığını sana yüklenen onca yük bil. Kibirlenme ki kubura girmeyesin. Nasıl olsa toprak örtecek kalkık kaşlarını… Toprak gibi ol ve toprak gibi öl.
Kızma, kızsan da kırma, kırsan da koparma! Bir insan bin insan eder. Kaybetme, deli olsa dahi bir kişiyi… Cömert ol sevginden yana, saygından yana nekes olma! Bikes kalırsın.
Kaybedeceğini bilsen de üzülme! Her karanlığın arkasında bir aydınlık saklıdır. Her sancı bir çocuğa gebedir. Her diken bir çiçeğe müjdedir. Her ejderha bir hazineye işarettir. Her yenilgi içinde büyük bir galibiyeti barındırır. Her sonbahar yeni bir ilkbahardır.
Aşk pervanedir, bak ve öğren. Kendisini ateşe atanlara kızma! Ateşin parçası olmasa hangi yürek hangi ten atar kendisini kor ateşe? Bilmiyorsan yorum yapma, yorum yapıyorsan sınırı aşma! Âşık değilsen sus! Sus ki zararın dokunmasın âşık olana. Hallacı Mansur onu anlamayanlar tarafından işkence ile öldürüldü. Nesimi’nin onu idrak edemeyenler tarafından derisi yüzüldü. Âşık değilsen sus!
Bu yazıyı okumamazlık etme! Bu yazıyı dinlememezlik etme! Haksız olanı haklı etme! Çirkin olanı güzel etme! Etme ki ettirilmesin sana! Etme ki eden bulur olmayasın.
Etme ey ahali. Bu dünya, yapılan tüm kötülüklerin, haksızlıkların mutlaka ama mutlaka bir bumerang gibi gelip o kötülüğü yapanları bulduğu dünyadır. Bu yüzden her olumsuz her kötü her yanlış şeye karşı kalkan olarak, uyarıcı levha olarak şunu söylemek istiyorum:
“ETME!”