Seni yaşıyorum...
Seni yaşıyorum.Ne zaman kurtulurum senden.Yoksa hiç gitmedin mi? Ben mi haberdar değilim.Seni göremeyecek kadar kör mü oldu bu kalbim, gönlüm…Seneler geçti senin üzerinden .Ama sevgin geçmemiş benden.Telefonumda bazen yabancı bir numara gördüğümde acaba sen misin diye heyecanlanıyorum.Aslında senin olman gibi bir ihtimal yok çünkü ne numaramı biiyorsun ne de nerde olduğumu.Ama bir umut….Öyle ya sen artık gençliğinin son dönemlerini yaşayan, beklide geçen, bir kızsın.Belki de nişanlandın…beklide evliliğe hazırlanıyorsun.Aklına geldiğim oluyor mu hiç? Arada da olsa geliyor muyum aklına? Hâlâ ketum musun?
21’e girmek üzereyim.Seni tanıdığımda 14 yaşındaydım.Sen omuzları çökmemiş vücudunun her yerinden hayat ve yaşam fışkıran, gözlerinde ruhunun deliliği olan bir güzeldin.Bense daha kelâmı bilmen bir sabi, çocuk…Her şeyi sorgulan ve anlama çalışan ben neden senin bana olan bakışlarını sorgulamadı? Bu aptallık, körlük nedendi? Sürekli beraber olmazdan mıydı?Aşkı bilmeyecek kadar çocuk olmam, senin anlamadığını zannetmiyorum, bana olan bakışını, nasıl bir sevgiydi ki, değiştirmedi.İşte ben o seni arıyorum şimdi, daha önce de olduğu gibi…Gecenin bir yarısı hiçbir ülküme ulaşamamış bir vaziyette, hatta eski ülküleri bir ütopya olarak gören bir halde, ama senin ülkünden, hayalinden kopmamış olarak işte yine seni yaşıyor, seni düşünüyorum.Bütün ülkülerimden ayrı olarak sen en güzel ülkülerin, yaşamların,aşkın, olduğu bir ütopyasın.Oysa ben seni düşünerek her zaman o masalların ülkesinde yaşıyorum.