- 615 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MAYINLAR VE PETROL BÖLGELERİ
Suriye sınırındaki mayınlar konusu…
Hergün yeni şeyler duyuyoruz. Şaşırıyoruz. Bu duyduklarımızı acaba hükümetimiz ve yetkililerimiz de duyuyorlar mı?
Şu habere bakın:
“MAYINLARIN ALTI PETROL DENİZİ
Mayın temizliği konusunda Birleşmiş Milletler Başarı Sertifikası’na sahip olan Pekkan Şirketler Grubunun Başkan Yardımcısı Adnan Volkan Pekkan, Suriye sınırındaki mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunduğunu öne sürdü...
Petrolün derinde, ancak kalitesinin çok yüksek olduğunu ifade eden Pekkan, Bu petrol çıkartılırsa bölgede terör kalmaz, dedi.”
Haberin devamında da çarpıcı bilgiler var.
Bu iddiada bulunan, daha doğrusu bilgiyi veren sokaktaki bir vatandaş olsa dinler geçersiniz. Konunun uzmanı olduğu belli bir vatandaşımız. Hem de konu ile ilgili ödülü varmış. Hem de Birleşmiş Milletler’den.
Sözünü ettiği petrol rezervi ve kalitesi hakkında bildiklerini acaba devletimizin yetkilileri bilmezler mi, duymamış olabilirler mi?
Olur mu dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama sevgili okuyucularım, öyle şeyler olmuş ki tarihte, bundan daha çok şaşırtıcı şok edici şeyler…
İşte bunlardan bir tanesi:
1909 yılında 31 Mart vakası ile Abdülhamid Han’ı devirmişlerdir. İttihat Terakki’nin ileri gelen tecrübesizleri, hatta maceraperestleri de diyebiliriz. Bunlar ne memleketi tanımaktadırlar, ne de düşman veya dostlarını.
İşte bu takımdan Mahmut Şevket Paşa sadrazamdır. Yani başbakan. Tecrübesizlikleri ve tedbirsizlikleri yüzünden Bulgar ordusu Çatalca’ya kadar gelmiş dayanmış, İstanbul’u tehdit altına almıştır. 1912 yılının sonu, ya da 1913 ün ilk aylarıdır. İngilizler dostane ilişkiler kurulması için Kuveyt ve çevresinin kendilerine verilmesini istemişlerdir. O zaman buralar Osmanlı toprağı idi. Geliniz olayın gerisini Mahmut Şevket Paşa’nın hatıralarından takip edelim. O Mahmut Şevket Paşa ki, daha geçenlerde bir ses kaydı medyaya düştü. 100 yıl önceki ses kaydında Abdülhamid Han hakkında demediğini bırakmıyor.
İşte o paşa bakın ne diyor hatıralarında:
“İngilizlerin Kuveyt ve civarını istediklerine dair talepleri bana geldi. Haritayı önüme aldım baktım. Bu mıntıkaların stratejik hiç bir değeri yok. Üstelik de uçsuz bucaksız çöllerle kaplı. Bizim bu günlerde İngiltere’nin dostluğuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Düşündüm bu çöllerin bize bir faydası yok. Ve isteklerini kabul ettim.”
Mahmut Şevket Paşa konuyu Meclise veya Bakanlar Kuruluna getirme zahmetine bile katlanmaksızın, Başbakanlık oluru ile o petrol denizini İngilizlere verivermiştir. Cahilliğin veya gafilliğin mektebi olsa ancak böyle adamlar yetişir.
Olayı birazcık irdelediğimizde, İngilizler’in aynı teklifi daha önce tahtta oturduğu sırada Abdülhamid Han’a da yapmış olduklarını görüyoruz. Siyaset ustası Abdülhamid Han ise, bu talep üzerine alelacele bölgeyi tetkik ettirmiş ve petrol rezervlerini tespit etmiş, bunun üzerine İngiliz isteklerini nazikçe reddetmiştir.
İttihat Terakki’nin ne kadar devlet tecrübesinden ve kültür altyapısından yoksun olduğunun en güzel örneklerinden biri de bu olaydır. Böylece devletin en değerli arazileri ve petrol rezervleri cahilce İngilizlere peşkeş çekilmiştir.
Günümüze gelip mukayese edersek:
Suriye sınırı ve civarındaki petrol yataklarından hükümetin haberi var mıdır, yok mudur? Ayrıca bu bölgenin stratejik önemini iyi bilirler mi? Bu stratejik bölgeye kötü niyetleri olan bir milletin gelip uzun süreli yerleşmesi, ülkemizin ve İslam dünyasının başına ne belalar açar, tahmin edebilirler mi?
Birkaç göstermelik ihale girişiminden sonra, başka çaremiz kalmadı diye, kanundaki en son seçeneği kullanıp buraları yap işlet devret metodu ile yabancılara verebilirler mi? Bunları yapabilirler mi?
Tarihten ders almamışlarsa pekala yapabilirler.
İttihat Terakki cahilleri Abdülhamid Han gibi bir siyaset dehasını ve tecrübe abidesini devirip gelmişler ve bu maceraperestlikleri yapmışlar, devletimizin başını yemişlerdi.
Bunlar da Abdülhamid Han benzeri bir siyaset dehası ve ustasını bölüp geldiler. Altyapı ve tecrübe olarak da, sanırım seviyeleri İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden önde değil..
Bunları düşününce insan ürperiyor, endişeleniyor…
www.ekremsama.com
YORUMLAR
Hükümetleri ülkemizde halk kurup halk seçmiyor ki zaten
Ülkemizde başka ülkeler önce parti kurdururlar sonra o partiyi BASIN POHPOHLARIYLA destekli olarak iktidara taşırlar ve tüm istediklerini o iktidar eliyle çalar götürürler
Halka da BAK GÖRDÜNÜZ MÜ NE GÜZEL DEMOKRASİ İLE YÖNETİLİYORSUNUZ, KENDİNİZİ YÖNETECEK KİŞİLERİ SİZ SEÇİYORSUNUZ deyip bıyık altından güle güle gidiyorlar
Bizdeki süzmelerle işbirlikçilerde buna inaıyor maalesef
Zenginliklerimizi başkalarına peşkeş çekmekte üzerimize yok sanıyorum. Bir yıl yatırımları durdurup sadece petrol aramaya yönlendirsek, yalnız bunu kendimiz yapsak birilerine bağışlamasak kırk elli yıllığına... Başka milletlerin geleceğe dair planlarını çözebilsek mesela, ona göre tedbirler alabilsek...
Şu güzelim vatanda kendimiz gibi yaşayabilsek...
Gerçekleşmeyecek güzel bir hayal...
Büyük dahi ve siyaset uzmanı Abdülhamit Han neredesin.
Gençliğe hitabeyi okudukça, Atatürkün kâhinlik yönünü de görüyorum.
Güzel yazıydı. Yüreğine sağlık.