10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
779
Okunma
’’ Ne diye sonu ölümle biten öyküler yazıyorsun ? Kadın ; ailesini, çocuklarını niçin zehirli
yor ? On üç yaşındaki bir kız çocuğunu rezil ettin ? Muzur neşriyatçı ! Polemikler Kralı !’’
Bunlar söylendi bana bu hafta..Yazılarımızda insanlara karamsarlık değil, iyimserlik aşılanmalı, dendi. Biz, insanlara iyilikler, güzellikler sunmalıyız, onlara moral vermeliyiz, dendi. Benim, çok okunma uğruna abartılı yazılar, öyküler yazdığım söylendi. İnsafsızca
eleştirildim. Hakaretlere uğradım. Sayfasına girmememi tembihleyen dostlarım bile oldu.
İyi ama dostlarım ; zengin konaklarında büyümedim ki ben ! Altın kaplamalı kitaplar okuma
dım ki .. Polyanna masallarıyla uyutulmadım ki...Ülkeyi sahildeki bir yalının penceresinden
seyredip, haberleri martılardan almadım ki...
Kemalettin Tuğcu, Ömer Seyfettin ’ di çocukluğumda okuduklarım. Daha sonra Orhan Kemal, Yaşar kemal ve de Hasretinden Prangalar Eskittim’di, Ahmed Arif’in, .
Ve en son bir yardım toplantısında hediye verdiğim Vadideki Zambak’tı, Balzac’ın, bir daha
yerine koyamadığım. Üniversite kitaplarım dahil, tüm hazinelerimin hepsiydi, sahaflar çarşısında güç belâ, yok pahasına satmak zorunda kaldıklarım. Daha sonraki yılların birikimi ucuz kitaplarımdı, satmak zorunda kaldığım evimde bıraktıklarım.
Hayatı toz pembe gösteren, ülke gerçeklerine gözlerimi kapatan kitapları okuyamadım
ben. Okumaya çalışsam da anlayamadım. Halâ anlıyamıyorum sitede yazılan çoğu şiir ve
yazıları bile. Anlıyamıyorum süslemekten, süslenmekten.
Ülke gerçeklerini görüyorum ben. Çünkü halkın arasında yaşadım, halâ da oradayım işte.
Görüyorum geçim derdinden geçinemeyen, hasta olduğunda tedavi olamayan, parasızlıktan okuyamayan, ezilen, hor görülen, sömürülen insanları.
Gözümün önünde intihar ediyor insanlar. Kötü yola düşmüş on üç yaşında kız çocukları.
Fonda resmini koyduğum çocuğa bakın : On üç yaşında bir masum. Önce babası kirletiyor,
sonra da başka erkeklere satıyor ! Bunlar bu ülkede oluyor ! Görmeyelim mi , duymayalım
mı, yazmayalım mı ?
İlle de martılar mı, güller mi süslemeli yazdıklarımızı ? Aldatalım mı insanları, kandıralım mı ?
Hızla uçurumun sonuna yaklaşırken milletçe, halâ gökyüzünde yıldızları seyretmeyi mi
öğütleyelim insanlara.
Kusura bakmayın dostlar. Maşası olamam hainlerin, sömürücülerin, milleti uyutup da ülkeyi
satanların !
Fikret, muzur neşriyatçı desin dost sandıklarım ! Polemikler kralı desin, beni defterlerin
den silip atan dostlarım !
Bu ülkede hiç bir şey güllük- gülüstanlık falan değil. Bu ülkenin insanları kandırılıyor, sömü
rülüyor, açlığa, yokluğa, ahlâksızlığa, kötülüğe yönlendiriliyor.
Yazma, Fikret diyenler, onlara çanak tutanlar olur, bilerek ya da bilmeyerek. Gerçekleri
görmeyenler kalp gözleri kör olanlardır. Görmezlikten gelenler ve gelinmesini isteyenler
de vicdanları körleşmiş olanlardır.
Fikret TEZAL