iki yıl önce haber izlemeyi bıraktım.düşünmeden,birdenbire.günlük gazete takip

eden,gündemi detaylı olmasa da izleyen,köşe yazısı okuyan bir okuyucuydum.sonra

farkettim ki çok üzülüyorum hatta zaman zaman ağlıyorum.kendi duygularıma öncelik

vererek,beni mutsuz edecek olaylardan,bilgi kirliliğinden kendimi korumaya karar

verdim. tabiki bu hiç bir şeyi takip etmediğim anlamına gelmiyor,yine önemli

gelişmeleri takip ediyor,realite show kıvamına gelmemiş proğramları

izliyor,dergileri karıştırıyorum.okumak benim için yemek yemek gibidir,zaten

vazgeçemem.ama okudukça şunu farkettim.güncel basın sadece prim yapacak,reyting

elde edebilecek haberleri önümüze sunuyor.gerçek peşinde değiller.doğru onları

ilgilendirmiyor.

okuduğum kaynaklar sonucu küresel ısınmaya fazla inanmayan bir insanım.son

derece saygın yayınlarda yapılan araştırmalarda söylenen, küresel ısınmanın iki

yüzyıl önce doğal bir şekilde başladığı,buna insanların pek de katkısı

olmadığı,hatta bunu engellemek için yapabileceğimiz pek birşey olmadığıydı.ama

nedense basın ,dünyadaki değişimleri sanki on yıl içinde kıyamet gelecekmiş

şeklinde yansıtıyor,bu arada insanları dehşete düşürmeye çalışıyorlar.2007

Türkiye’de kurak bir yıldı ve haberlerde her akşam küresel ısınma teorileri,10

yıl sonra Türkiye’nin çöl olacağı haberleri insanları umutsuzluğa sürüklemek

istercesine her akşama veriliyordu.2009 yılındayız ve tüm baraj ve göllerimiz

tamamen doldu.küresel ısınma hakkında ise bir tane haber yok.tabiki kutuplardaki

buzulların eridiğini,bir takım dengesizlikler olduğunu kabul etmeliyiz.önlem de

ne alınabiliyorsa o alınsın.ancak florasan lamba kullanımının dünya sağlığına

katkı anlamında hiç bir değeri olmadığı da insanlardan saklanmasın.ya da ilginç

bir şekilde kutupların bir bölgesinde yaza doğru oluşmaya başlayan kilometrelerce

buzul manşetten verilsin.ozon tabakasının %80 oranında kendini tamir

ettiği,deodorantın ozon tabakası üzerine etkisi olmadığı anlatılsın.olayın

ekonomik yönü,kozmetik,güneş kremi firmaları bir kenara konularak insanlar yanlış

yönlendirilmemeli,korkutulmamalı.diğer bir örnek de ziraatte tohumların tek

kullanımlık hale getirilerek ertesi yıl kullanılamayacak hale getirilmesidir.Pek

çok ülke, az sayıdaki ülkeye bağımlı hale getirildi.ancak türkiyenin bu pazarın

önemli bir kısmını ele geçirmesi de anlatılmıyor.insanların başarıları ortaya

koymuyor,ancak ülkenin herhangi bir olumsuz özelliği büyük bir keyifle baş

sayfadan verilebiliyor.

basın dürüst değil,ilgi çekici olanı ortaya koyuyor,bilinçlendirme amacı

gütmüyor.o yüzden basını takip etmeyi reddediyorum.geniş açıdan tüm yayınları

takip edip kendi sentezimi yapıyorum.

’...gece yarısı haberlerini dinlemek için televizyonu da açmadım,çünkü haberler

çocukken dinlediklerimle tamamen aynıydı:bir ülke bir başka ülkeyi tehdit

ediyordu,birisi bir diğerine ihanet ediyordu,ekonomi kötüye gidiyordu,bazı büyük

öfkeler sona eriyordu,İsrail ve Filistin elli uzun yıldan sonra anlaşmaya varmayı

başaramamışlard,bir bomba daha patlamıştı,bir kasırga binlerce insanı evsiz

bırakmıştı...’ Zahir,Paulo Coelho