- 1367 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
1-Ben Eşim Ve Oğullarımız
İki bin ve iki bin bir yıllarında,doğduğum yer olan küçük kasabam olan Balya’da ikamet etmekteydim.Dört oğlum ile beraber.
Bu sürecin içersinde hep olduğu gibi oğullarım da benimle birlikte idiler.Her zaman hep beraberdik.
Büyük oğlum Burhan orta ikiden terk idi.Okumuyordu yazıyordu.Annesi gibi.Nedenler aclılar engeller hastalıklar vesairelerdi...
Haftada üç gün Balya’dan Balıkesir’e babasının nakliye dükkânına gider çalışır para kazanır gelirdi.
O okusa idi büyük adam olurdu.Rahmetli Mesut dayısı gibi çok akıllıydı o.
Benim romantik hassas akıllı yakışıklı oğlumdur,gözümün bebeğidir o.
O okuduğu süreç içersinde ise çok başarılı bir öğrenci olduğu öğretmenleri tarafından bana bildirilir sonsuz sevinirdim.
-Anne pilot olacağım derdi.Kısmet değildi,olmadı canı sağ olsun.
Her pilot olacağım anne dediğinde,içimden sevinmemle birlikte hem de evhamlar eder dururdum.İnanıyordum inanmıştım oğlumun pilot olacağına.
Orta ikiye kadar okuduğu dönemde öğretmenlerinden bana sık sık gelen okuldaki derslerden başarıları dolayısı ile takdir ve tebrik yazıları sonsuz mutlu olurdum.
Ben de devamlı okula gider daim öğretmenler ile görüşürdüm.
Beni öğretmenler odalarına davet ederler çay kahve ne istersem onu ikram ederlerdi.
Oğlum çok seviliyordu dolayısı ile de annesi aynı şekilde seviliyordu öğretmenleri tarafından.
O dönem bin dokuz yüz seksen yedi yılı idi (1987)
Oğullarımın babalarından resmen ayrıldığım yıl idi.
Ozaman İzmir’in Talâtpaşa semtinde ikamet etmekteydik.
Burhan oğlum İlk okl,u orada bitirmişti.
Orta ikiye kadar yine aynı semtte ’Hacı Şakir’ orta okulunda idi.
Başarıları en çok bu okula dairdi.İlk okuldan sonra.
Boşandığım eşim biz resmen ayrıldıktan sonra Balıkesir’e yıllarca Almanya’da çalıştıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapan annesinin yanına yerleşmişti.
Ona kalsa halen bizi terk etmeyecekti.Gitmesini ben istemiştim.Böyle olmalıydı.
Üç oğlumun velâyetini üzerime almıştım ve maaşımın çıkmasını bekliyordum.
Babamdan alacağım maaş bana ve oğullarıma yeter düşüncesindeydim.
Sadece bakkaldan aldığımız malzemelerle karnımızı doyuruyorduk.
Allahtan bakkal bey efendi maaşım çıkıncaya kadar bana borç vermeyi kabul etmişti.
Allahtan Karşıyaka’dan tanıdık biriydi.
Yani Karşıyaka’dan iyilik rahmetli babam ve babaannemi tanıyan biriydi.Tabi dolayısı ile de beni.
Kendim için ve oğullarım için hakim tarafından babaları nafakaya tabi tutulmuştu.
O bu nafaka paralarını ödemedi.
Ben de mahkemeye müracaat edip yeni bir talepte bulunmadım nafakaların ödenmediğini bildirmedim.
Zaten buna maddi olanağım hiç yoktu.
Rahmetli babamdan alacağım maaşımı bekliyor tek bakkal ile idare etmeye can havli ile gayret ediyordum ediyorduk çocuklar ile.
Bakkaldan aldığım büyük paket un ile lokma yapıyordum.Tepsiye koyuyordum.Çocuklar satıyorlardı.
Ayrıca onlar simit satıyorlardı.
Burhan ayakkabıcıda çalışmaya başladı.
Daha sonra kolanyacida.O on iki yaşlarında idi.Akıllı uslu bizleri sahiplenen bir durumda idi.
Can Yaşar o yaşlarda süper afacan bir çocuktu yani çok hareketli ve duraksız.O abisinden bir yaş küçüktür.
Orhan abilerinden üç ve dört yaş küçüktür.Çok akıllı çok sevimli bir çocuktu.Çok da güzel...
O dahi mahalledeki pastacının yanında çalışır durumda idi.
Ben ise hep onların ardında önünde idim.Bir an kendilerine bakalak olmadığım anım olamazdı.
Ancak aşırı yorgun bir halde idim.
Çocuklar çok farkında değillerdi ancak ben ekmeği yemeği çok az yiyordum.
Hatta yememeye başlamıştım.
Öyle ki artık hiç yemek istemiyordum.
Cahillik işte...
Çocuklar tam doysun ben aç olsam da olur düşüncesi ile gidiyordum aklım sıra.
Oysa can boğazdan gelir ata sözüne itibar etmem gerekirdi.Ama ben bu söze hayatta hiç itibar etmemiştim.Boğazı çok birisi değildim.
Neticede konuşacak ayakta duracak halim kalmamıştı.
O halde bir gün yalnız iken olağan üstü burnum kanamıştı.Dinmek bilmiyordu.
O dönemde bir deri bir kemik kaldım yine.
Daha doğrusu nerede ise gittim giderdim belki.
Ama kendime çok güveniyordum.
Bende turp gibi kuvvetli bir bünye vardır.
Rahmetli babaanneme çekmişimdir.
Biz her acıya katlanır ve dayanırdık sabır küpüydük.
Beni o babaannem yetiştirmişti.
Nurlar içinde yatsın.
Onun güzel unutulmaz terbiyesini alarak yetişmiş bir insanım.
Çok gururluyum ve çok kendimi seviyorum.
Dışarı bakan ev kapımız pencere camları yanında yine cam kapı şeklinde idi.
Günde idik ve mevsim yaz idi.Kapı dışında oğullarımla oturmakta idim.
O gün babaları geldi.
Daha öncaleri de gelmişti.Elinde uzun nevşehir torbası.İçinde yiyecek veya oyuncak nevaleleri olan.Ne kendisini ne de torbasını kabul etmedim hep geri döndü.
Güya sonra duyduğuma göre yiyecek torbasını denize atmışmış.
Bana ne?
Benim arzum doğruca nafaka paralarını ödemesi idi.Düzgünlük kanun ve nizama uyulması idi.Hiç birini yapmadı.Evliliğimiz içi ve dışında.Kendisini her ne phasına olursa olsun boşamamın sebebi bu sebeplerdir.
Bu kez nevale torbası yoktu elinde.
Bizlerle konuşmadı da.Hayret bir şey nihayet darılabilmişti.
Bize baktı baktı sonra dönüp arkasını gitmeyer başladı.
Birden büyük oğlum yanımdan ayrılıp babasının arkasından koşmaya başlamıştı.
Diğer iki oğlum Can Yaşar ve Orhan yanımdan hiç kıpırdamamışlardı.Burhan’ım olanca hızıyla babasının arkasından koşuyordu.Hemen arkasından ben de koşacak oldum.
Burhan oğlum buraya gel diye bağıracak oldum ardından.
Ama ne sesim çıkıyordu ne de yerimden dahi kalkacak gücüm yoktu.Yığıldım kaldım olduğum yere.Tek içimden haykırıyordum çığlık çığlığa.Gitme oğlum!Bırakma beni!
Büyük oğlum Burhan babasıyla birlikte gitmişti.
(Yazıma devam edeceğimdir sağ olursam İnşallah.)
Saygı sevgi ve selamlar...
Müfide DECDELİ
25/06/2009/İZMİR
YORUMLAR
HAYAT BÖYLE CANIM ARKADAŞIM YAAAA ACISI SONRADAN ÇIKIYOR İŞTE BENDE ŞU ANDA O ACILAR İÇİNDEYİM AMA TEK FARKLA YANIMDA OĞLUM DERT ORTAĞIM YOK ONU EBEDİYETE UĞURLADIM EŞİM DE ÜZERİNE İNTERNETTEN KADIN BULUP BENİ ÇILDIRTACAK OLMADIK ŞEYLER YAPTI BENDE EVDEN KOVUP HEMEN BOŞANDIM AMA HALA O KADIN ACIMASIZ MESAJLAR YAZIYOR SAYFASINA TABİİ Kİ YAZMASINA EŞİM NEDEN OLUYORMUŞ 31 YILLIK ÇOCUKLARININ ANNESİNİ ONLARA KÖTÜLÜYOR PARAGÖZ DİYE TANITIYORMUŞ...HALBUKİ PARAGÖZ OLSAYDIM NAFAKA İSTERDİM ONU BİLE İSTEMEDİM BEN EMEKLİ ÖĞRETMENİM O EMEKLİ ALBAY AYDA EN AZ BEŞBİN TL NİN ÜZERİNDE PARA GEÇİYOR ELİNE EVLENİRKEN BAŞKALARININ GELİNLİĞİNİ GİYDİM İKİ YIL EŞYASIZ KURU EVDE OTURDUM HİÇ SESİMİ ÇIKARMADIM BENDEN İYİ KİMSE YOKTU O ZAMANLAR ....ÇALIŞTIĞIM KAZANDIĞIM HALDE DÖRT YIL SONRA BİR ELBİSE İSTEDİM HEMEN ALIP BENİ AİLEMİN YANINA BIRAKMAK İSTEDİ...OFFFF OFFFF HEM OKULLARDA MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ YAPTIM HEM DE ENSTRÜMAN DERSLERİ VERDİM DERSANELERDE ÇALIŞTIM EMEKLİ OLDUĞUM GÜN EMLAK BÜROSU AÇIP HİÇ BOŞ OTURMADIM SADECE YAVRULARIM İÇİN YATIRIM YAPTIM KENDİME NE PIRLANTA YÜZÜK NE KÜRK HİÇ BİR ŞEY ALMADIM YİNE DE PARAGÖZ CAZGIR KADIN DİYE SÖYLÜYORMUŞ KADINLARA....NE DİYEBİLİRİM RABBİM AKIL FİKİR VERSİN BÖYLE ADAMLARA....KALEMİNİ KUTLARIM ARKADAŞIM SEVGİLERİM SONSUZCA....