- 932 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YOLCULUĞUM ve KANDİL
Dünya’yı görmek,tanımak,duymak her yeri ama her yeri bilmek istiyorum...Bu gittikçe tutkuya dönüşüyor.An ve an koyulaşması gibi ateş üzerindeki aşın,içimde de gittikçe doku gibi, elle tutulur hale geliyor...Gitmesem de olur diyebileceğim hiç bir yer yok...Neyin peşindeyim çözmeye çalıştım.Okudukça ve düşündükçe zaman zaman da dinledikçe baktıkça kendime şunu buldum. Birbirinden ayrı görünen iki ayrı yolda eş zamanlı yürümenin mümkün olabilmesini diledim. Bir yanım dünyayı bir yanım kendimi...Yeryuvarını,inançları-kültürleri-dilleri-türküleri-yerel müzikleri-sesleri tanırken bir yandan da kendime yolculuk yapmak....Hayatın anlamını mı, yoksa aşkın değerini mi, ayrıca bilim insanı olmanın erdemini mi...Belki de hepsini....Sanırım beni nefeslendiren,sanırım bana gelmek için çabalayan yüreğimi sevdim. Bugün geldiğim noktada “ iyi ki sevmişim”diyorum ..İyi ki "hepimizin hayatında yaşanmış bir şeyler olmuştur "deyip geçiştirmiyorum duygularımı..Çünkü anladım ki “aşk” herkesin kapısına uğramıyor. "Aşk” seçilmiş insanların hayatında inanılmaz bir duygu,büyük bir zenginlik.......O’nu yaşamadan kendime varmam da mümkün değil...Kendime varmadan da yaradana ulaşılabilir mi? Bilmiyorum...
Anladım ki Yunus, Hacı BEktaş,MEvlana öğretileri ben aradığım için yolumun üzerin de fener olmuş...Oldum mu..piştim mi...Hayır..belki de hiç bir zaman pişmeyeceğim...Belki de hep çevrilip duracağım nefsimin başkaldırışlarını bir öğretmenin öğrencisinin anlattığını sorgulamasından duyduğu gizli bir gururla izleyeceğim yine de..
insanlar üstüme başıma bakıyorlar...Saçıma başıma...kılığıma kıyafetime...BEn içimi düzeltmekle bu kadar meşgulken görünenin peşinde koşmak...Yargılamayacağım kimseyi...BElki onlar benim yeni yeni yapmaya çalıştığımı çok önce yapmışlardır..Belki de böyle bir ihtiyaçları yoktur.Susamak ne kadar somut bir durumsa,su aramak,suya ulaşmak da aynı derece de tutkudur. Göçmen kuşlar yollarını su kaynaklarına göre çizermiş. Ben de göçmekteyim bir benden diger bene ...Yolculuğumda su mu arıyorum,yaradanı mı,yoksa kendimi mi...konuyorum şiirlere türkülere...Yolumun üzerinde Anadolu’ya ışık vermiş bilgeler...
Yeryuvarının her yerini görme isteğimin son aşaması gökyüzünden yeryüzünü seyretmek...Uçak yolculuğunu neden sevdiğimi çıkardım.
..............................
Bütün kırgınlıklarımı bir anda silkeleyip atmam mümkün değil. Çaba sarf ediyorum...Anlıyorum ki en büyük öfkem yüreğimin sesini korkunun gölgesinde bastırmam olmuş..Şimdi yeni bir hale geçme zamanı...Bu ulu orta sitemlerin yerini akmış,gürlemiş,taşmış, şimdi ise izin veren,aranan bir nehir gibi sürmeli yolculuğum...
YEni ben bu olmalı...Çakıl taşlarını yuvarlamış, ışığı içine alan , çocuk sesleriyle şenlenmiş yorgun ama aşk ile harmanlanmış bir nehir....
Bugün kandil..Bu gece de yolculuklar yapılacak..İçe doğru...Açık olsun, samimi olsun..Benim yolum da..
Bu yolda yürüyenlerin de cancağzım.
Türkan 25 HAziran 2009 İSTANBU