- 1697 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
DENİZ KIZI
DENİZKIZI…
Bahçeden denize doğru bakıyordu genç kız hiçbir şey düşünmeden. Zakkumların ve begonvillerin arasından ince bir yol denize doğru gidiyor. Çiçekler güneşin batmakta olduğu turuncu rengine boyanıyordu. Sardunyalar pembe, beyaz, kırmızı. Küpeler açıklı koyulu, mis kokulu ıtırlar, mor çiçekli hüsnüyusuflar. Güller, karanfiller hepsi turuncuda yanıyordu şimdi. Gölge oyunları başladı. Gölgeler şekillerin üzerinde dolaşıyor bir uzuyor bir kısalıyordu.
Güneş yerini mehtaba bırakmadan çiçeklerin hepsini koklayıp öpüyor, sonra bir diğerine geçiyordu. Veda eder gibi bir hali vardı. Sanki ertesi gün bulutlar her yeri kaplayacak oda çiçeklerini bir günlüğüne olsa bile görememenin üzüntüsünü yaşayacaktı.
Mehtap bütün haşmetiyle göründü. Ay denizde yıkanırken denizkızının aşk şarkılarını dinliyordu.
Genç kızla delikanlı da deniz kenarında buluşmuşlar mehtabı seyrederken o asude sessizliğin içinde denizkızının şarkılarına şahit olmuşlardı. İkisinin de kalbi daha hızlı atıyor, sevgileri bir kat daha yükseliyordu
Delikanlı kız arkadaşına biraz daha sevgiyle sarıldı. Hiç hareket etmiyorlar, yalnız denizkızını dinliyorlardı. Bu bir ilanı aşktı. Bu bir düğün arifesinde heyecana kapılanların şarkısıydı. Bu beklemenin zorluğunu anlatan kavuşmak isteyenlere, hadi geç kalmayın, diyen denizkızının şarkısıydı.
O da seviyordu. Hem de çok. Su perisinin yakışıklı oğlunu bekliyordu, babası denizler kralı bunları görüyor, kızının yanık şarkılarıyla üzülüyordu.
Su perisinin oğlu çok yakışıklı bir delikanlıydı. O yalnız suda değil karada da yaşayabilirdi. Tüm kızların gönlünü çalan hovarda ruhlu bir delikanlıydı. Esasında denizkızına da âşıktı ama hovarda ruhunu eğlendirmekten de geri kalmıyordu. Su perisi oğluna öğütler veriyor onu bu huyunda vaz geçirmek istiyor muvaffak olamıyordu. Bunu denizler kralı ile konuşmak istiyordu. Bir gün iki baba birleşerek bir şeyler yapmaya karar verdiler.
Su perisi ‘Bana yardım et) dedi. Açık denizlerde yaşayan bir deniz büyücüsü var. Ona haber yolla bir şurup hazırlasın ben de ona içireyim bu çocuklarımızın mutluluğu için şart. Denizler kralı güvendiği balıklarını oraya yolladı. ‘İnsanlara ve vahşi balıklara dikkat edin’ diye tembih etti. Deniz büyücüsü bir şurup yaptı. Zaten birbirleri deli gibi seviyorlardı. Şimdi evlenmişler birbirlerinin kollarında mutlu olmuşlardı.
Denizkızı gene şarkılar söylüyor. Gene ay denizde yüzerken onun aşk dolu şarkılarını dinliyordu.
İşte bu gece gene bütün kalbiyle şarkılarını söylüyor yürekleri ateşlerde yananları daha da yakıyordu.
Genç çocuk birden genç kızın önünde diz çöktü.
‘sevgilim benimle evlenirmisin’ diye sordu. ‘Kız canım benim, seni çok seviyorum. Evet diye sevinçle karşılık verdi.’ Yavaş yavaş sabah oluyordu. Tan yeri ağarıyor güneş doğmak için hazırlık yapıyordu. Hala el ele tutuşmuş olarak güneşin doğuşunu seyretmek için bekliyorlardı. Hava sarıdan beyaza doğru dönüşüyor ama tam bir aydınlığa kavuşamıyordu.
El ele tutuşarak yürüdüler. Leylakların üzerine kelebekler konuyor bahar dalları pembe beyaz çiçekleriyle gülümsüyor, manolyalar, begoviller, zakkumlar, türlü çiçekler mahmur gözlerle etrafına bakıyordu. Bugün dünya değişmişti. Çiçekler ağaçlar bir başka canlı sevdalarını mutluluklarını anlamış gibi selam veriyorlardı. İçlerinden koşmak zıplamak gülmek geliyordu, güldüler koştular zıpladılar. Yoldan geçenleri selamladılar. Mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Aşklarını herkese anlatmak istiyorlardı. Genç kız eve gelince annesine geceyi denizkızının şarkılarını dinleyerek geçirdiklerini evlenmeye karar verdiklerini anlatmıştı. Delikanlıda aynı şekilde her şeyi anlatmış ailelerinin olurunu almışlardı. Bu mutlu olayı bütün köy halkıyla paylaşmak için tam bir hafta düğün yaptı aileler.
Deniz kenarında sevgilerini denizkızına da anlattılar. Gündüz güneş gülümsedi. Ay sabahladı onlarla. Herkes gidince denizkızı gene şarkılar söyledi onlara.
Şimdi aradan iki yıl geçti. Denizkızının kendi gibi güzel çocukları oldu. Onlarında çok güzel bir kızları olunca adını Deniz koydular. Sevgileri erişilmezliğin doruğuna yükselmişti artık…
GÜLAYSOMER BİRKL
YORUMLAR
güzel ve duygulu romantik bir yazı. duygulandım arkadaşım.
tasvirler oldukça güzel.yüreğinize sağlık. benim böyle
becerikli güzel ve sanatçı bir arkadaşım olduğu için gurur
duyuyorum. ayrıca iyi bir anne güzel bir insansınız. bu
da yüzünüze içtenliğinize yansıyor...her zaman başarılı ve mutlu olun arkadaşım....
sevgiyle......
Deniz kızı; sultanlar sultanı şaire Gülay Somer Birkl' ın kaleminden yazılınca, usta kalemden döküldüğünü hemen belli etmiş, destanlaşmış...Sanki olayı birebir yaşayıp da okudum.Etkilendim.Duygusal bir hikaye,Kutlarım usta kalem.Kutlarım seni sevgili şairem.Kalemin hiç susmasın.yakında benim de bu tür hikayelerimi okuyacaksınız.Az sabredin.Sevgiler bıraktım.
Mehtap bütün haşmetiyle göründü. Ay denizde yıkanırken denizkızının aşk şarkılarını dinliyordu.
Genç kızla delikanlı da deniz kenarında buluşmuşlar mehtabı seyrederken o asude sessizliğin içinde denizkızının şarkılarına şahit olmuşlardı. İkisinin de kalbi daha hızlı atıyor, sevgileri bir kat daha yükseliyordu
Delikanlı kız arkadaşına biraz daha sevgiyle sarıldı. Hiç hareket etmiyorlar, yalnız denizkızını dinliyorlardı. Bu bir ilanı aşktı. Bu bir düğün arifesinde heyecana kapılanların şarkısıydı. Bu beklemenin zorluğunu anlatan kavuşmak isteyenlere, hadi geç kalmayın, diyen denizkızının şarkısıydı.
O da seviyordu. Hem de çok. Su perisinin yakışıklı oğlunu bekliyordu, babası denizler kralı bunları görüyor, kızının yanık şarkılarıyla üzülüyordu
zANDERSEM BU DENİZ KIZI HALA O GÜNLERİ ÖZLÜYOR HATIRLADIKCA GÖZLERİ DOLUYOR DESEM YANILIRMIYIM TABİ GERÇEGİNİ..YAZARI BİLİR.HARKA BİR KİŞİLERE ERDEGİŞTİREREK ANLATILAN BİR ANIYDI..SAYGI VE SELMLARIMA...
küçük deniz kızı aşkı hayatlarından ve gururlarından öte tutan insanların masalıdır. deniz kızı olunmaz, doğulur. işte bu yüzden deniz kızları bir kere sever. ve prens karşılık vermese de aşkından vazgeçmez.
deniz kızı imkansız aşkın simgesidir. başka dünyaların başka coğrafyaların varlıkları bir araya gelemez ufak yaşda çocuklara öğretir bu masal.
masaldaki prense bir çift sözüm var; sen gül ararken ezdiğin papatya denize döndü. sen bir balığı susuz bıraktın. artık aşk için ne yapsan boş.
Bahçeden denize dogru bakıyordu genç kız
hiç bir şey düşünmeden
zakkumların ve begonvillerin arasından ince bir yol denize dogru gidiyor.......o yolda çakıl taşları arasında Deve dikeni olmaya bile razıyım..hayata sıcak bakmak için
içimi ısıtan yazınız için sagolun saygılar