- 1065 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kopya Koyun Dolly Yazıtı
bir yerinden tut artık. böyle sadece okuya okuya olmaz. futbol maçı seyreden obezlere döndün. güzel okuyor ve kritik ediyorsun; ama sana yarar olan -çapınca- az çok yazmak.
bak arkadaşım, ’ben yazamam, beceremem. böyle kabiliyetim yok’ deme. iki ayak bazen yürür, bazen koşar. kimi iki ayak 100 metreyi on saniyenin altında bile koşar; koşar da sana ne? sen önce yürümene bak. başkaların ayaklarından, hızından, performansından, kondisyonundan... boş ver. onlar kendilerine faydada bir numara. seninse gözlerin onların muhteşemliğini izlemekten şaşı olmuş, beynin hantallaşmış, hatta yağ bağlamış.
’ben tembelim, böyle iyi oluyor. yeni yeni şeyler öğreniyorum’ mu diyorsun?
salağa yatma dostum. senin okuduğun anasının karnından düşünür-yazar çıkmadı. o da birilerinden esinlendi. esinlenmekle kalmadı, çalıştırdı kafasını ve yazdı. yazdıkça gelişti, kas yaptı beyni. lakin ben sana bunu söylemeyeceğim. bak ne diyeceğim:
okuduğun her söz senin başkasının etkisi altında kalman, başkasınca fikretmen ve başkasının doğrusuna balıklama atlaman demektir. ’olur mu? ben de düşünüyorum’ diyorsun da boş diyorsun. kullandığın her kelimenin içi birilerince doldurulmuş. mutluluk falanın tarifi, huzur filanın... aşk bile onun bunun giydirdiği sende. böyle böyle birbirimize benzeyip, birbirimizi tekrar edip duruyoruz. mutsuzluk doyumsuzluk hep bundan. sen kendin ol ve kendine yaz. bak bakalım ne oluyor? domates yetiştirmeye benzemez bu fikretme işleri. daha çok dağa çıkmaya benzer. sen dağa çık in. birileri seninle çıkmak isterse çıkar, istemezse çıkmaz; ama sen en azından başkasının dağında kalma. in oradan ve kendi dağına yol al. hani insanın kendi evi gibisi yoktur ya, aynen öyle. senin dağın senindir. onun dağında misafir hissedersin kendini. ayağını rahat rahat uzatamaz, canın isteyince kalkıp bir çay demleyemezsin, çekinirsin gibi. insanın evi gibisi yoktur ve kendine ait sözü gibisi de yoktur.
dahası okunmak için yazma, okunmak hedef olmamalı. okumasınlar, boş ver; sen okursun seni ki senin sana diyeceklerini kimse sana sen gibi diyemez. başkasının sırtına kese yetiştireceğim diye didinmekten, banyo yapamayan adama dönme.
benim etkim, onun, şunun etkisi derken etki kuşu olup çıkıyorsun. söz hakkında arada sırada ’şurasına katılmıyorum, bu harika olmuşların’ da hikaye. ne nitelik ne nicelik var, sıfır altı tepe. başkasının içini doldurduğu kavram içine sinmezse sana yüktür. savundukça senden götürür.
falan senin kıvılcımın olmalı, alevin değil...
fikrin sırtına binmeyi becer, sırtına bindirtme fikri...
kendini öteleyip durma. kendini yokla ve yok olma.
bunları da sana mailis nalars’dan başkası demez. kıymetimi bil, aptal bir egoya sözlerimi harcama. dost acı söyler; ama doğru söyler.
sen şimdi bana da bakma, var iki satır kendine laf üret. eseri olmayanın yerinde yeller esermiş. iki cümlen olsun, senin olsun. başkasının pırlantasından senin iki kırık boncuğun daha kıymetli olsun sana. bunları haybeye söylemiyorum.
demiyorum okuma. oku; ama sırf okuyucu olma. kuru takipçi kalma. terlemeden olmaz. ekranda savaş oyunu oynuyorsun. ne fayda sana? sen gir kelimeler dünyasına, önce adımla, sonra koşasın bile gelir ki bir zaman sonra sana yetişmek ne mümkün? ’yok ben böyle iyiyim’ diyorsan, mezarlıklar senin gibilerle dolu. sürü sürü doğup yığın yığın gömülenler...
vazifen ye, iç, çalış, üret, üre, uyu, sız, yat, yaşlan, öl...
be adam yazınca sanki başka mı olacak?
evet, başka olacak. kompozisyonunun sahibi olacaksın, emanetçi gibi ıkına sıkıla değil, adam gibi yaşayacaksın kendini... ona buna değil, kendine yaşayacaksın. daha ne olsun...
’ağız tadım yok, mutsuzum, kesmiyor beni, bunalıyorum’ diyorsun itiraf etmesen de; ama kendi olanın burnu keskindir, içinin kokusunu alır.
sen hele yazmaya başla, ara verme, bezme. kendinden üret biraz, bir güç, bir çeviklik, bir kendine güven gelsin kalemine, sonra dön tekrar bak sen sana.
’senin ne menfaatin var? niye böyle söylüyorsun peki?’ diye soruyorsan hala, al sana cevap:
kopya koyun dolly’ye döndü herkes. herkes birbirinin aynı. tadı kaçtı kalabalıkların. biraz özgünlük benim de işime gelir, ondan yani...
mailis nalars dolly yazıtı
YORUMLAR
bir yerinden tut artık. böyle sadece okuya okuya olmaz. futbol maçı seyreden obezlere döndün. güzel okuyor ve kritik ediyorsun; ama sana yarar olan -çapınca- az çok yazmak.
:)) bu kısmı banada çok uydu :)
Güzel ve yerinde tespitler ve anlamlıca. Bu tür durumlarda yazmamak gerekiyor aslında. bundandır yazmayışı insanın bazen . Özgünlükte uçup gidiyor, alınıyor el,nden. yazdıklarını sihirli sözlerini hatta en anlamsız kullandığın sözlerini , eğreti duran mısralarda görünce hiddetleniyorsun.Ha tabiki aynı şeyleri düşünebilir insan, bazen şarkı sözleri duyunca bile ''bunu ilk ben söylemiştim , benim sözüm şarkı yapmışlar diyorsun :D'' ama alıntı olanlarda çok göze batıyor.
Yazılarını okumaya değer buldum. İyi yapmışsın :)