KADINLAR... CAN AKIN
SAYIN CAN AKIN’IN
8 MART 2006 KADINLAR GÜNÜ
ALMANYA KONUŞMASI..
KADINLAR...
- Kadınlığının bilincinde ve farkında olarak
- Kadını kadın yapan özelliklerini kaybetmeden
- Kadınlığını kullanmadan hareket etmeyi öğrenmeliler.
Bu hareket tarzı içinde kadın, belirleyici etkin bilinç olarak hayatta yerini almayı hedeflemeli. (Oyunu kuralını kendin koy- edilgen- güdülen olma)
Mevcut sistem içinde erkeklerin yerlerini alarak ve rollerini üstlenerek, erkekleşmiş bir kadın olmak, kadınların dünyasından kaçmaktan başka bir anlam taşımaz ve kadın sorununa bir çözüm üretmez. Erkek modellerin yerine kadınların yerleştirilmesi insanlığın yaşadığı acıyı ve mutsuzluğu gideremez.
Onun için kadınlar "insan" kavramı çerçevesinde, sevgi ve saygıyı öne çıkaran, hakkaniyet esaslarına dayalı kadın eli değmiş bir yaşam modeli sunabilmeli.
Bunu başarmak için atılması gereken ilk ve en önemli adım ise kendimizle ilgilenmektir. Bu ilgi sonucunda bilincimizi, farkındalık boyutumuzu ve hayatımızı yönlendiren mevcut zihinsel programı tamamıyla yenilememiz kaçınılamaz bir gerekliliktir.
Ülke gündemi kronik bir mesele olarak sürekli meşgul eden türban sorunu da bence sadece bir inanç ya da inançsızlık sorunu değil. Bu sorunun gözden kaçan en önemli tarafı şudur ki, türban takan kadınların toplum hayatından dışlanması bir kadın hakları meselesidir. Türban meselesini, erkek egemen toplum yapımızda türbana karşı olan ya da türban takılması gerektiğine inanan tüm erkeklerin iştirak ettiği bir tuzak ve oyun olarak görüyorum.
Zira, türban takan eğitimli ve nitelikli kadınlar bir şekilde sosyo-ekonomik hayatın dışına itildiklerinde, erkekliklerinden başka güvence kaynakları olmayan ve nitelik geliştirme ihtiyacı duymayan erkekler için rekabet ortamını daha güvenli hale getirmiş oluyorsunuz. Kadınlardan boşalan yerlere erkekleri yerleştirip, kadınları eve hapsederek istihdam yaratmanın üstü örtülü biçimi bu...
Kadınlar da inançları için bu fedakarlığı yaptıklarından, hem kahraman oluyorlar, hem de ortada uğrunda mücadele edilmesi gereken bir hak ihlali olmuyor...
Bir bakanın yaptığı açıklamadan, ben söz konusu yasaktan en fazla memnun olanların türbanı savunan erkekler olduğu sonucunu çıkarıyorum. Toplumsal bir enstrüman olmaktan çıkarılan kadınlar, yeni iş imkanları yaratmadan işsiz erkekleri istihdam etme fırsatı verdikleri için bu yasak bulunmaz bir nimet aslında... Böylece işsizlik azalıyor, her şey güllük gülistanlık. Bu Ülkede değer sahibi, üretken ve nitelikli kadınlar ziyan oluyormuş kimin umurunda. Üstüne üstlük kadınlar da bu oyunda işbirlikçi durumunda...
Mevcut durumda bir kadın ile bir erkeğin eş değer bir göreve gelebilmeleri için kadınların çok daha fazla efor sarf etmesi, nitelik geliştirmesi gerektiği gibi, bir de kendisini pazarlayarak o makama geldiği yolundaki erkekçe iftiralar ile baş etmesi gerekmektedir.
Yukarıda ortaya konulan sorunlar için gerek ulusal gerekse uluslar arası platformda ayrıntılı çözüm önerileri gündeme getirilmiş olup; sözleşme, protokol, deklarasyon tarzında son derece detaylı metinler halinde getirilen bu belgelerden iki tanesi işbu çalışmanın ekinde takdim edildiğinden burada tekrar edilmesinde fayda görülmemektedir. Bununla birlikte, aşağıdaki noktalara bir kez daha temas edilmesi yerinde olacaktır.
- Kadınların daha iyi, daha eşit ve daha mutlu yaşam koşullarına kavuşması için, kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan yasa maddelerinin yürürlükten kaldırılarak, eşitlikçi ve biyolojik farklılıkları da nazara alan yeni düzenlemeler yapılması son derece ehemmiyetlidir.
- Ayrıca, ceza yasalarında cezayı artırıcı ya da azaltıcı sebeplerin objektif kriterler baz alınarak ve cinsiyete dayalı ayrımlar ihtiva etmeyecek şekilde ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi de önemli bir noktadır.
- Çalışma hayatının ve buna ilişkin hukukî düzenlemelerin kadınların karşılaştığı güçlükleri giderecek şekilde yeniden ele alınması gerekmektedir.
- Aile içi ve toplumsal şiddet ile cinsel tacizin her türlüsü ile sıkça karşılaşan kadınların korunmasına yönelik düzenlemeler yapılması ve anılan fiillerin failleri için caydırıcı nitelikte cezalar konulması gereklidir.
- Kadın bedeninin legal veya illegal yollardan ticarî metâ veya reklam malzemesi olarak pazarlanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.
- Kadın sorununun ve esasen yaşamakta olduğumuz tüm toplumsal sorunların temelinde yatan en önemli neden olan eğitim eksikliği giderilmeden sorunların çözümü mümkün değildir. Hedeflenen kolektif bilince ancak eğitimle ulaşılması mümkün olabilecektir. Bu nedenle, toplumsal eğitim düzeyinin, içsel ve kişisel gelişim programlarını da içerecek bir şekilde ve kadınların da eşit seviyede yararlanacağı yöntemler ile yükseltilmesi ertelenemez bir zorunluluktur.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi: "En mühim, en esaslı nokta eğitim mes’elesidir. Eğitimdir ki; bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı bir cemiyet kılar; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder."
Saygılarımla,
CAN AKIN
HUKUK DANIŞMANIM...
BAKANLIK HUKUK MÜŞAVİRİ
Av. N.Ö
YORUMLAR
Kadınlarımız neden erkek fatma kılıfını aldıklarını biliyormusunuz? Ne kadar kadın haklarını savunsak erkeklerin % 50 si kabullenmez.Onlara göre kadın evde oturup çocuk doğup büyütmesidir.Memleketim Elazığ'dan
örnek olarak kadın kısmı evde olmalı,çarşı pazara fazla gidilmemli,evinde otorup çocuk bakmalı.Hangi zihniyet bunu
kabul eder Elazığ'ın köylerinde okula giden kızlarımızın sayısı
azdır.İyiki orta ve öğretim birleşti ki kızlarımz orta sona kadar okaya biliyor.Ben onlara göre daha şaslıydım.
Özgürlüğüm kısıtlanamadı,ailem benim ve kardeşlerimin her
isteğimizi elinde geldikleri kadar karşılıyorlar.Ya maruz kalan kızlarımız ve kadınlarımz ne olacak.Yeni yasadan bile haberleri olmayan kadınlarımız ne olacak.Onlara yardım etmeyi o kadar isterdim ki.Keşke onlar için elimde birşey
gelseydi.Allah yardımcıları olsun