KARŞITLIK DÜŞÜNDÜREN SÖZCÜKLER
Çarşıda, pazarda, sokakta kısaca yakın ve uzak çevrede bulunan her iş yerinin, mağazanın, firmanın, şirketin, özel kuruluşun bir tabelâsı vardır. Pek çoğunda öyle hoş, güzel ve ilgi çeken ad ve sıfat türü sözcükler var ki okurken hayranlık duymamak ne mümkün!
Bazı örnekleri şöyle sıralayabiliriz:
Doğru
Lezzet
Âdil
Düzgün
Güzel
Başarı
Nezaket
Temiz
İçten
İlgi
, …
Olumlu, iyimser, gönül okşayan anlamlar çağrıştıran böyle sözcükler çoğu zaman aksini düşünmemize yol açmaktadır. Neden mi?
Zaman zaman gezip gördüğümüz, karşılaştığımız hatta bizzat yaşadığımız bazı durumları fazla yorumlamadan ve kent, kasaba, yöre belirtmeksizin dile getirelim.
Alış veriş yaptığımız bir bakkaliyeden çıkarken hesabın fazla yazıldığını fark ettiğimiz fatura ya da fişin yüzümüze yansıttığı sıkıntılı ifadenin ne anlama geldiğini en iyi biz biliriz. (‘Doğruluk’ bunun neresinde?)
Leziz bir çorba içmek için girdiğimiz lokantada içinde sineği bile aratan yıkanmamış pisliğiyle pişirilmiş işkembe paça ne iştah bırakır, ne de huzur. (‘Lezzet’ bunun neresinde?)
Mağazaya girerken saygıyla selâmla karşılandığımız hâlde, hiçbir şey almadan çıkarken âdeta küfür edercesine yüzümüze öfkeyle bakan asık suratlar… (‘Nezaket’ bunun neresinde?)
Başladığı seanslar sonunda yüzüne bakılır özgün güzelliğinden eser kalmamış sözde güzelleşmiş (!) insanların bozulan ruh hâlleri… (‘Güzellik’ bunun neresinde?)
Devam eden öğrencilerinin katıldıkları orta ve/veya yüksek öğretim giriş sınavlarında başarıyı ciddi olarak kanıtlayamayan özel kurslar… (‘Başarı’ bunun neresinde?)
Gıda maddeleri sağlığımızla doğrudan ilgilidir. Fırın, unlu mamuller imalâthanesi, çerezci, börekçi, çörekçi, kebapçı, dönerci, meşrubatçı ve benzeri iş yerlerinde hijyenik standartlara uyulmuyorsa, vay gele başımıza! (‘Temizlik, sağlık, dürüstlük’ bunun neresinde?)
Yanında çalışanlara aynı işi yaptıkları hâlde farklı ücret ödeyen ve insanlara farklı muamele yapan bir işverenin haklılığı söz konusu bile olamaz. (‘Âdillik, adalet’ bunun neresinde?)
‘Bir sana, iki bana! Bir sana üç bana! Hep bana, hep bana!’ anlayışıyla kazançtan kâr payı almaya çalışan iş ortakları pek çok alanda boy gösterir. (‘Hakkaniyet, düzgünlük’ bunun neresinde?)
Hiç iç açıcı olmayan, karamsarlık ve stres aşılayan ve aksini düşündüren tezatlarla dolu böyle örnekleri daha da çoğaltmanın kimseye yararı olmaz.
Esasen hemen hepimiz yukarıda sunmaya çalıştığım ve benzeri olayları ya yaşamışızdır, ya da tanık olmuşuzdur bir biçimde. Karşıtlıkları düşünmek zorunda kalarak yaşamanın ne denli sağlıklı olduğu/olabildiği tartışılır.
Yalansız, yanlışsız, riyasız, zulümsüz, dürüst bir yaşantıyı temiz, huzur dolu ve stressiz bir dünyada sürdürmek sırf insan olduğumuz için en doğal hakkımızdır.
Hoş ve esen kalınız.