YOL BOYU ve ODAM

• 23 Haziran 2009 Salı 00:05:44

akşam üstüydü çarşıdan eve doğru yol aldım. hüzün çökmüştü iki omuzum üzerine yorgun ve bitkindim, yine onu düşünüyordum sağ elimdem sigaram sol elimde sigara paketim yolda bir tekel bayii ile karşılaştım. kafama esti gittim iki büyük yetmişlik rakı bide viski aldım, yoluma devam ettim bir kac adım attıktan sonra efkarım bir basamak daha bastı paketten cıkarttım bir sigara daha yaktım. içime kana kana cektim sonunda eve vardım, giriş kapısını actıktan sonra salona gectim, sonrada odama oda kapısını actım baktım yine kimsesiz bir oda, benim gibi bahtı kara yalnız bir vefasızın resmi asılı duvarda, birde kadehlerim masada bende gittim oturdum masa başına bakakaldım vefasızın resmine içim kan ağlıyor yüreğimin yaraları acıyordu ona baktıkca, actim viskimi bir kadeh doldurdum yolda bakkalda aldığım kuru üzüm ile beyaz peynirimi de önüme kattım, bilgisayarımda ki full damar parcalarını actım müzikle onun resmine bakmaya ve onun bana yaptıklarını sayıkladım, ama sonrada onu ne kadar sevdiğimi ne kadar özlediğimi söylüyordum, gittim caydanlığı getirdim koydum masaya, duyularımı aşklarımı sevdalarımı koydum, hayallerimi hayatımı yol boyu düşündüklerimi koydum, duvarda ki asılı resmi cebimdeki mektubları odamın köşesindeki bana aldıkları gülleri getirdim koydum masaya, beraberliğimiz sürünce söyledikleri sözleri getirdim koydum, o yalan gözlerini çöplükte dolaşan şerefini ayakalar altında dolaşan gururunu onursuz yaşamını getirdim koydum masaya, sonrada baktım masa da ruhum kadar yorgun ve bitkin düştü artık bende masayı fazla yormak istemedim vurup kafayı yattım ....