- 542 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KİRÂCILAR
Şehir yaşantısının bir gerçeği olan apartmanlar, aynızamanda bâzı sorunları da kendiliğinden getiriyor…
Esnaflarımızın sorunlarından biri de, zemin katları işyeri olarak kirâlayarak (kirâcı olarak) işletmeleridir. Bunun sonucu, üst katı ya da diğer katlardan birinin; zemin katındakilere, olumsuz ve doğrudan etkisidir.
Bu sorunların enbaşında su, pissu ve kalorifer borularının verdiği zararlar gelmektedir. “Atsan atılmaz, satsan satılmaz” olan, yıllarca ve birtürlü giderilemeyen sorunlar, sonunda: “Altta kalanın, canı çıksın!” a kadar gelişiyor. İster malsahibi olsun ister kirâcı, yıllarca süren- giden sıkıntılar…
Toplu halde yaşamak, bir özveri gerektirirken; şehir hayâtında, herkes birbirinin üstüne yıkmaya çalıştığı: “Sorun” dediğimiz ve hep kendi ürettiğimiz yanlışları, olabildiğince azaltabilirsek, pek çok küçük ve giderilebilir meseleler, kökünden yok edilebilir.
Kirâya verenin borcu: kirâcısının, o malında rahat ve huzûr içinde olmasını ve olumsuz çevre sorunlarından, o’nu koruması, olmalıdır.
Maddî menfaat karşılığı gelir elde ettiği kaynağı; yokedici, küçük düşürücü, karalayıcı yönde bir gayret içine girmemelidir… Gelir getirici, her ne konuda olursa olsun, horlanmamalı, bu gelir ile satınalınan değerler, küçümsenmemelidir.
Bu, ister maaş olsun isterse kirâ geliri, ödemeyi yapan kişi ya da kuruma, minnet borcumuz var demektir.
32 yıldır, hep: Ev yapıp- dükkân yapıp ta kirâya verenlerden Allah râzı olsun, Allah; ölmüşlerine rahmet eylesin, o’nların sâyesinde işyerimi kurdum, evlendim. Diyorum. Hâlâ da, kirâda oturuyor ve bu sözlerimi tekrarlıyorum.
Hiç unutmam; samîmi bir arkadaşımla, Trabzon’un Çaykara İlçesi’ne gitmiştik. Bu gün, Cumâ günü ve nâmaz vaktine denk geldi. Arkadaşımla Cumâ Nâmazı kılmak için Câmiye gitmiştik… Vaaz eden hocanın, Câmiden çıktıktan sonra, Çaykara Müftüsü olduğunu, sorarak-öğrenmiştim. Müftü, şöyle demişti:” Eyy cemaat, ev yapın… ev yapın da, kirâya verin. Çok sevap alırsınız. Köylerden, buraya okumaya gelen gençlerimiz; kirâlık ev bulamadıkları için, okuyamıyorlar… memurlarımız, ilçemize tâyin oluyorlar… kirâlık ev bulamadıkları için, ailelerini buraya- yanlarına getiremiyorlar, otelde yatmak zorunda kalıyorlar… ne olur, ev yapın… Ev yapmak, çok sevaptır. Büyük iyilik etmiş olursunuz. Gençlerimiz, bu sâyede okumuş olurlar …”
Öyle etkilenmiştim ki…bâzı gerçekleri görmeyen kirâcılar, bu sözlerden nasiplerini alsınlar… malsahiplerimiz olmasa, pek çoğumuzun çadır almaya bile parası yoktur. Bu yönde, yatırım yapanlara teşekkür ediyor, Kirâcı- Malsahibi ilişkilerindeki güzellikleri yaşamayı, hepimize diliyorum. Saygılarımla.
Kadir Yeter. TRABZON.
Trabzon, Türksesi Gazetesi’inin; 24 MART 2005 Perşembe gün ve
10746.sayısının, 2.sayfasında yayınlandı.