- 1603 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AHMET ile NEJAT
Ahmet ile Nejat, Ahmet ‘in babasının memleketi olan Anadolulun bir taşrasın da çocuklukta tanışmışlardı, beraber büyümüş ve ilişkileri kardeşlikten öte geçmiş iki arkadaştırlar. Ne yazık ki bu arkadaşlıkları Ahmet’in babasının İstanbul taşınma kararı almasıyla sekteye uğrayacak ve yıllarca görüşemeyeceklerdir bu güzel arkadaşlıkları içlerinde hasretle yasayacaktır. Ahmet’in babası İstanbul’a taşındıktan sonra işleri yolunda gider kısa zamanda hatırı sayılır bir servete kavuşurlar babası Ahmet’i işleri yönetebilmesi için üniversitede işletme okumasını ister Ahmet bu fikre sıcak bakmamakta ama babasının isteğini de kırmak istememektedir. Tam Ahmet üniversite sınavlarına hazırlanırken kötü bir haberle yıkılır anne ve babası Taşraya Ahmet’in dedesinin ziyaretine giderken kaza yapar ve hayatlarını kaybederler. Evlatlarının acı haberine dayanamayan dede de kalp krizi geçirir ve hayatını kaybeder bu Ahmet için bir yıkım olmuştur bir anda hayatta en çok sevdiği üç kişiyi kaybetmiştir artık yalnızdır. Ama güçlüdür , Ahmet kısa zamanda kendisini toplayacak hayatın her şeye rağmen devam ettiğini benimseyecektir. Sınavlar bitmiş neticeler açıklanmış bu arada Ahmet hem yasadıklarının etkisi hem de işlerle uğraşmaktan sınavda iyi bir netice alamamıştır. Ahmet’in maddi durumu babasından kalan miras sayesinde çok rahattır. Bir gün evde iken kapı çalınır karsısındakini görünce sevinçten gözleri parlar hemen kapıdaki sahsın boynuna sarılır hasretle evet bu çocukluk arkadaşı, kardeşi Nejat’tır.
İki arkadaş birbirlerine uzun sure sarıldıktan sonra Ahmet Nejat’a seni buraya hangi rüzgâr attı diye sorar. Nejat ta üniversiteyi kazandığını İstanbul da okuyacağını ama çalışması gerektiğini anlatır Ahmet’te ona çalışmasına gerek olmadığını bu evde yalnız yasadığını burada kalıp rahatça okulunu okuyabileceğini söyler Nejat buna çok sevinir. İki arkadaşlar aynı evde yasarlar Ahmet işleriyle ilgilenirken Nejat’ta Ahmet’in sayesinde eline geçen okuyup büyük adam olma idealini gerçekleştirmek için deli gibi çalışır yine bir gün Necat ile Ahmet evde iken, Nejat pencereden dışarıyı seyretmektedir yoldan geçen bir genç kız görür ve Ahmet’i yanına çağırıp kim olduğunu sorar. Ahmet aşağıya bakar gördüğü kız kendisinin de çok önceden gördüğü ve ona karsı ilgi duyduğu, ama bir turlu açılma fırsatı bulamadığı komsu kızıdır, Ahmet bu duyguları tartarken Nejat’sa çok hoş bir kız olduğu nu onunla tanışmak istediğini söyler. Ahmet’te kızı sevmektedir ama canı ciğeri biricik arkadasın için bundan vazgeçer ve onları tanıştırır. Aylar ayları mevsimler mevsimleri kovalar ve yıllar geçer Nejat Okulu bitirmiş sevdiği kızla evlenmiştir ana doluya kaymakam olara atanır Ahmet’e kendisi için yaptıklarına teşekkür eder ne zaman sıkışırsa , bir şeye ihtiyacı olursa kendisini aramasını söyler Ahmet de arkadaşı mutlu olduğu için mutludur Nejat’ın gidişinin üzerinden dört beş yıl geçmiştir.Bu arada Ahmet’in işleri günden güne kötüye gitmeye başlamış ve iflas etmiştir. Ne yi var neyi yoksa kaybetmiştir çaresizdir çevresindekiler Ahmet’e acımakta ve onun için bir çıkar yol düşünmektedirler. bir gün biri Ahmet der senin su arkadasın vardı hanı Nejat İzmir de vali olmuş sen ona yıllarca yardımcı oldun oda sana yardım eder elinden tutar ona git der Ahmet bu fikre karsı çıkar kendisinin karşılık beklemeden Nejat’a yardımcı olduğunu söyler ve simdi gidip yardım dilenmenin çok gurur kırıcı olacağını söyler. Ama durumu günden güne daha da kötüleşir bir ekmeğe muhtaç duruma gelmiştir çaresizlik içinde Nejat’a gitmeye karar verir. Nejat’ın görev yaptığı yere gelir kapıdaki odacıya vali beyle görüşmek istiyorum ben onun en yakın arkadaşıyım der odacı içeri girer ve kısa sürede çıkar vali bey görüşmek istemiyor der Ahmet şaşkınlık içinde nasıl olur ben arkadaşı Ahmet der odacıya bunu söylemesini ıstır görevli olmaz hemşerim hadi git der
Ahmet necatın kendini çıkaramadığını düşünerek eskidende tanıdığı karısının yanına Nejat’ın evine gider orada kapılar açılmaz Ahmet çok üzülür çaresizlik içinde sokakta kaldırım kösesine çöker necat için yaptıklarını kendisine yapılanları düşünür biraz sonra yanında yaslıca biri belirir
Hayırdır evlat ne derdin var neden böyle üzgünsün der, Ahmet ilk basta anlatmak istemez, ama adam ısrar edince basından geçenleri anlatır, adam Ahmet’i dinledikten sonra evlat sen iyi ve dürüst birine benziyorsun ,sana iş bulsam çalışır mısın der. Ahmet buna çok sevinir ihtiyarla bir sarrafın yanına giderler, ihtiyar bu sarraf beni sever seni onun yanında ise başlatacağım der ve Ahmet işe baslar Ahmet kısa surede, sarrafa ve çevresine alışır. Herkeslerle iyi geçinir ve sevilir. Birkaç ay sonra ihtiyar Ahmet’in yanına gelir ona ortaca bir sandık uzatır ve derki eğer ben iki üç aya kadar gelmezsem bu sandığı aç ve içinde sana gerekli olanları kullan der ihtiyarın bu davranışına Ahmet şaşırır ama onu kırmak istemediği içinde sandığı emanet almayı kabul eder. ihtiyar altı ay geçmesine rağmen gelmemiştir. Sandık ise Ahmet’e kalmıştır. Ahmet durumu yanında çalıştığı sarrafa anlatır sarraf sandığı açması gerektiğini söyler, ve beraber sandığı açarlar sandıkta yüzlerce altın vardır Ahmet şaşkınlık içerisinde, sarrafa ve sandığa bakar aman Allah’ım der; bunu neden yaptı der. Sarraf bilinmez ee ne yapmayı düşünüyorsun bu altınlarla der, Ahmet bilmem diye cevap verir. Sarraf yanımda çalıştığın sürede işi çok iyi öğrendin der istersen sana bir kuyumcu dukanı açalım der, Ahmet kabul eder bir anda hayatı tekrar değişmiş ve günden gülüne de zenginleşmeye başlamıştır. Yine dükkanında müşterileriyle ilgilenirken 40-50 yaşlarında bir kadın ve kızı dükkana girer. Ahmet ve kıza ilk görüşte aşık olur tabi kızda Ahmet’e ve bir süre sonrada evlilik kararı alırlar kızda memleketin esnaflarındandır. Bu yüzden düğüne hep seçkin insanlar davet edilmektedir kız düğünlerine valinin de geleceğini söyler. Ahmet karsı çıkar ama kız neden olduğunu sorunca Ahmet cevap vermez neyse gelirse gelsin der düğün günü gelmiş davetliler salonu doldurmaya başlamıştır. Ahmet sevdiği kızın yanında mutlu ama Nejat’ın da geleceği için hem kızgın hem heyecanlıdır. Sonunda Nejat da yanında eşi ile salona girer ve kendileri için ayrılan yere oturur salonda Ahmet bakışlarını Nejat’a dikmiş ve kızgın bakmakta ama hiç konuşmamaktadır.En sonunda dayanamaz ve mikrofonu alır ve baslar söze anlatmaya bu vali bey var ya diye eskiden yasadıklarını ve ona nasıl yardımcı olduğunu, ama onun kendisine yaptıklarını anlatır.Salonu büyük bir sessizlik kaplar herkes sakinlik içerisinde birbirine bakar sessizlik Necat’ın sandalyeden kalkıp mikrofonu eline almasıyla bozulur, ve baslar konuşmaya evet Ahmet’in anlattıklarının her kelimesi doğru bana yardım etti. Benim bu günlere gelmemdeki en büyük pay sahibi ama , Ahmet çok gururlu onurlu bir insan bana yardım için geldiğinde önceden durumu öğrenmiştim Ahmet’e doğrudan yardım etseydim. Belki de gururuna yediremeyip intihar edecekti. Bu yüzden odacıya tanımadığı söyledim. Evime gideceğini bildiğim için evi arayıp açmamaları tembih ettim. Ama baba mı gönderdin onu sarraf arkadaşımın yanında ise sokması söyledim. Sarraf arkadaşım da beni kırmadı ve Ahmet’i ise başlattı. Bir süre sonrada babamdan ona bir sandık altın gönderdim ısı iyice öğrendiğinden emin olduktan sonra sarraf arkadaşına ona iş kurması için öncülük etmesini söyledim Ahmet böylece kuyumcu dükkanını açtı. Ve kendi azmi ve dürüstlüğü ile ilerledi bir sure sonrada annem ve kız kardeşim Ahmet’in nasıl olduğuna bakmaları için gönderdim. Orada tanıştılar birbirlerini sevdiler ve şimdide evleniyorlar der , Ahmet şaşırır ne yapacağını bilemez Nejat bunları anlatmak istemezdim ama seni kaybetmeyi göze alamadım der, ve iki arkadaş birbirlerine sarılıp özür dilerler.işte ne zaman ne sekil de karsınıza çıkacağı hiç belli olmuyor değil mi?…
EREN ŞENAY