- 2091 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İSLAM DİNİNDE AKLIN YÜKSEK YERİ.....1..
Yüce islam dininin dayandığı birinci temel esas,akıl ve muhakemedir.
Müslümanlığa göre doğru ve sarsılmaz bir imanın ilk şartı,akıldır. Çünkü müslümanlığın birinci temel direği,Yüce Allah"ainanmaktır.
Ulu Allah"ı bilmek,tanımak ve O"na iman etmek,her mükellef kişinin üzerine ilk farzdır. Bu bilginin doğru yolu,doğru görüştür.
Demek oluyorki,tüm alemi ibret gözü ile seyrederek ve bunlarda cereyan eden terbiye ve tekamül düzenin oluş şeklini düşünerek ve de fikri bir sonuca varark Ulu Allah"ın varlığını,birliğini ve sonsuz gücünü anlamaya çalışmak ,aklın seçtiği doğru yoldur.
Önce fikri işleterek ,tam ve sarsılmaz bir kanaat elde etmeksizin bir inancı,yahut kendi esaslarından birine iman müslümanlığın farzları arasında yoktur.
İslam dini,aklı hakim tanıdığı için ,yüce yaratanı bulmaya yarayacak yegane delil,ancak kainatımız ve varlıklar alemi üzerinde gözlerimizi gezdirerek ,derin derin düşünmektir. Müslümanlık ,aklı hakim tanıdığı için ,hüküm ve tüm nüfuzunu ona teslım etmiştir. Ve ona,kainatımızın koca kitabını,"oku!"diye emretmiştir. Allah cc.akla ve düşünceye verilen önemi anlatmak için Kur"anı Kerim de bazı ayetlerle şöyle buyurmaktadır..
185- Allah’ın, yer ve göklerdeki büyük mülküne ve orada yarattığı her şeye, kendi ecellerinin yakın olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bundan sonra hangi söze iman edecekler?
De ki: "Ne dersiniz? Eğer o (Kur’an) Allah katından olup da siz de onu inkâr etmişseniz, o zaman derin bir ayrılık içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?" Fussilet. 52.
Varlığımızın delillerini, (kainattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi? Fussilet.53.
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.Bakara.164.
De ki: Ey MUhammed! "Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza." Fakat âyetler ve uyarılar inanmayan bir topluma hiçbir fayda sağlamaz. Yunus.101.
Yüce Kur"anı Kerimde bunlar gibi daha bir çok ayetlerde ,insanları,varlıklar ve yaratılışları üzerinde mevcut olan ve var edicinin varlığını ,birliğini ve sonsuz gücünü ispatlayan birçok delilleri düşünmeye ve incelemeye sevk ediyor.
İşte tüm bunları,şüphesiz yüce İslam dininde akla ve muhakemeye verilen yüksek dereceyi göstermektedir.
İman konusunda aklın hakim olması meselesi,İslam düşüncelerini bakınız nereye kadar götürmüştür.
Sünnet ehli bilginlerinden bir çoğu ddiyorlar ki:
Gönlüne düşen şüpheyi kaydırıp atmak ve gerçeğe ulaşmak için ,tüm gücünü kullandığı halde maksadına erişmeden ölen ,fakat tereddüt içinde durmayarak ,Hakkı bulmak uğruna çalışmış olan kişi,selamet ve saadeti bulmuştur. Çünkü bu kişi ,şüphe ettiği noktada durmayarak,gerçeği aramaya koyulmuş ve aklını durmadan kullanmıştır.
Şimdi insaflı vicdanlara seslenmek lazım. Gerçek uğrunda çalışan akıl ve fikir sahipleri için bundan daha büyük hoşgörü ve daha geniş hürriyet olurmu.?
Hangi din ,nsana bu kadar geniş serbestlik ve hoşgörü tanımıştır.
Allah kimseye gücünün dışında bir şey teklif etmez..
Ayetlerde açıkca görüldüğü gibi .Din ve Allah hakkında kalbine düşen şüpheyi defetmeye gücü yetmeyen,bununla birlikte gerçeği,doğruyu araştırmaktan bir an bile geri kalmayan bir Müslümana,bir düşünüre böyle bir durum karşısında o zavallı kalbin kurtulduğuna,mutluluk onun için olduğuna,yüce islam dininden başak yol olmadığına kanaat etmek düşmektedir..
İman konusunda akıl en önemli bir ölçü olduğu için,bir müslümanın,koca kainat kitabını okuması ve düşünmesi engellenmemiştir. Her müslüman çevresindeki varlıklar ve yaratıklar alemine bakacak ve orada yüce yaratanın varlığını ilan edecek bir sürü deliller bulacaktır.
Bir insana "Aklın alsın ve ya almasın ,iman edeceksin!" denemez. Aksine,kuru bir imanla kalarak,kendi iç gerçek ile dış gerçek üzerinde düşünmeyen,göklerin ve yerin gizlediği sırları düşünmemek tembelliğini gösteren kişileri yerici birçok ayet ve hadisler vardır. Kur"an ı Kerim,insanoğlunu kendi yaratılışının ilahi hikmetlerini,varlık aleminde cereyan eden ilahi gücü ıspatlayıcı oluşları düşünmeye,böylece Yüce Allah"ı bulabileceğine gönülden bağlanması için teşvik ediyor..
Devamı edecek...
YORUMLAR
Akla önem vermeyen bir din olur mu hiç ?
<<Niçin aklınızı kullanmıyorsunuz> > sorusu Kuran da o kadar çok yerde geçer ki..
Müslüman dünyası yıllardır akıl ve ilimden uzaklaştırıldı ve kuru hurafelere dedikodulara daldırıldığı için bugün bu haldeyiz maalesef
Aklı olmayanın değeri yoktur
İnsanın gerek dünya yaşamındaki cehennemi süreç ve gerekse de ölümötesi yaşamındaki cehennemi hep onda galip gelen vehim kuvvesinin sonucudur!
Bunun sona erdirilmesi ise yalnızca iman kuvvesi ile mümkündür!
Bedeninde fiziki bir arıza olmadığı halde kendini felçli sanan kişi inanacağı kişiyi buldu mu yürür!
Evhamlı kişi, iman edeceği insanla ya da bilgiyle karşılaşırsa ızdırabı sona erer!
En dar kapsamlı anlamıyla “Allah’a iman”; “kişiye karşılaştığı zorlukları Allah’a ait özelliklerinin kendisine o konuda yardımcı olacağına ve kendisini o konuda selâmete çıkaracağına iman” sonucunu getirir!
Kişi bu iman ile kendisinde Cehennem ortamından çıkacak gücü bulur, isterse zerre kadar imanı olsun!
Ama kişinin böyle bir imanı yoksa, kendisini bildiği güçlerinden ibaret sayıyorsa, “Allah”ı anlamamışsa ve iman etmemişse; ÖZündeki Allah’a ait kuvvelerden mahrum kalacağı için ebediyyen cehennemden çıkamayacaktır!
İman etmediği için başkası da kim olursa olsun ona bu konuda yardım edemeyecektir!
Aklı, vehim gücünün etkisi altında olduğu için kendisinin asla yürüyemeyeceğini sanan kişi gibi!A.H.