- 748 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
CENNET BEKLESİN
CENNET BEKLESİN
Haziran ayındayız, yine bir babalar gününü kutluyoruz bugün. Babasını şu veya bu şekilde kaybetmiş, baba hasretini yüreğinin derinliklerinde yaşayan çocuklar için zor bir gün.
Şehit olan babaların çocukları için bu cümlem. Babaları olmadan geçirecekleri bilmem kaçıncı babalar günüdür bu. Biliyorum ki bu çocuklar, haziran ayının bu haftasını yaşamak istemiyorlar. Onlar babalarına hep hasretler, içlerinde yanan kor ateş özel günlerde, tokatmış gibi yüzlerine çarpıyor.
Üç yaşındayken babası kahpece sıkılan kurşunlara hedef olan Gülsema bugün genç kız oldu. Babasını hayal meyal hatırlıyor. Yıllar sonra büyüyüp de, babasının yokluğunu fazlasıyla hissettiği günlerde; “baban bu vatan uğruna şehit oldu” diyenlere“ Biz yabancı ülkelerle savaşa mı girdik de babam şehit oldu“ diye düşünür ve anlamsız gözlerle bakardı. Her babalar gününde babamın şehit olduğunu bilmeyen arkadaşlarımın “babana ne hediye alacaksın“ sorusuna, boynu bükük bir şekilde “babam cennette “ diye cevap veriyorum diyordu Gülsema. Babam yanımda olsaydı, Cennet bekleseydi olmaz mıydı? Diye soran gözlerle bakıyordu büyüklerinin gözlerine. Anlatamadığı ve içinde biriktirdiği her şeyi ve babasına duyduğu özlemi yıllarca sayfalar dolusu yazdı Gülsema. Postalayamadığı yüzlerce mektubu vardı. Ne zaman sıkılsa, ne zaman babasına ihtiyaç duysa mezarına koşar, onunla dertleşirdi.
Gülsema, şehit babasına özlem içinde büyüdü ve yazdığı yüzlerce mektuptan bir tanesi olan bu mektup, günümüzün ve acılarımızın bir özeti.
***
Seni tanımak nasip olmadı baba, ben seni hem çok merak edip hem de çok özledim. Komşularımız, senin kahramanlıklarından bahsedince, onları dikkatle dinliyor ve seni hatırlamaya, tanımaya ve kafamda canlandırmaya çalışıyordum. Seni bir kez görebilmek, boynuna sıkı sıkı sarılmak ve bir kez bile olsa sana “baba” diyebilmek için ömrümü verirdim. Ben senin hasretini hep içimde yalnız yaşadım baba… Annem ve ben, içimizde yaşadığımız yokluğunun ezikliğini kimselerle paylaşamaz utanırdık. Biz mi utanmalıydık, yoksa bize sensizliği yaşatanlar mı utanmalıydı baba, biz bunu hiç bilemedik…
Sen bizi kimlere emanet edip gitmiştin böyle çaresizce. Elleri yumuk yumuk, buram buram bebek kokan, kocaman ve kapkara gözleri olan bir kızın vardı ve sen onunla çok mutlu olduğunu söylermişsin, neden beni bırakıp gittin baba? Birlikte huzur içinde kızının neşesiyle sarmalanmış olarak hayatımıza devam etseydik, Cennet bekleseydi olmaz mıydı? Sen oraya gitmek için neden bu kadar acele ettin baba?
Hayatta gerçekten uğruna mücadele edilebilecek tek şeydir Vatanı korumak. Zaferleri kadar acıları da var. Sen de bu uğurda şehit oldun. Kadere iman ediyorum, ancak yine de sensizlik ruhumu tırmalıyor, bazı geceler beni yara bere içinde bırakıyor olsa da, imdadıma inancım yetişiyor. Seninle ilgili hikayeleri dinliyorum annemden, babaannemden. Sen gözleri çok çabuk buğulanan merhametli biriymişsin, ben de pek kolay ağlıyorum sanırım bu özelliğim senden.
Sen bu ülkenin, cömert ruhuyla çatlakları sıvamaya çalışan askerlerinden biriydin. Millet ruhunu ayakta tutmaya çalışan binlerce isimsiz neferlerden biriydin. Ben de babaları şehit olmuş yüzlerce çocuklardan biriyim. Babalarının ölümü, biraz da çocuklarının ölümüdür. Çocukları için, zamansız ölen babaların acısı tarifsizdir. Şu anda her şeyimi seninle geçirebileceğim fazladan bir zaman için bağışlayabilirim. Ancak maddiyatın maneviyatı satın alamadığını, hayatın özünü maddiyatla değiş tokuş edilemeyen değerlerin oluşturduğunu biliyorum. Kendi içimdeki sesleri dinliyorum. Ne zaman seni ziyarete gelsem ölümün acısını hissediyorum. Bu hisler, dünyada sonsuza dek var olacağımız düşüncesini de yerle bir ediyor. Bitmek bilmez sandığımız kahkahalarımızın yanı başımızdan uçup gidişini seyrediyorum.
Ölümünün acısı ile yüzleştim baba. İşte yüreğin türlü halleri var, bende bu halleri yoğun bir şekilde yaşıyorum baba. Kan ter içinde uykulardan uyanıp seni şehit edenleri suçluyorum. Ruhuna Fatiha okuyup rahatlıyorum. Her gece yatmadan önce seninle konuşuyorum. Seni sokaklarda görecekmiş gibi oluyorum. Bazen arayıp halini hatırını sorasım geliyor, insan babasını en ihtiyaç duyduğu anda kaybedince, sanki çocukluğu elinden alınmış gibi oluyor. Tarihsiz, zamansız ve insansız bir şekilde çölün ortasında kalakalıyorsun.
Sesimi çoook uzaklara yazıyorum. Benden daha acı öyküleri olan insanları dinliyorum. Ne çok çocuk benim gibi babasız kalmış, sevdiklerimizin ölümü bizi başkalarının acılarına karşı daha duyarlı kılıyor. Ancak acımış bir yürek, başkasının acısını tam manasıyla hissedebiliyor. Onları anlıyor ve yardımcı olmaya çalışıyorum.
Bugün liseden mezun oldum babacığım. Benimle gurur duyduğunu biliyorum. Diplomamı aldığımda annemim gözyaşlarında sana olan hasretini hissettim. Onun başını omuzlarıma yasladım. Ana kız öylece kalakaldık.
Hülya TÜRK
20.06.2009
YORUMLAR
cok yurektendi..hüzünlüydü..anlamsız değil kaybettiklerimiz..illa bir savas olması gerekmiyo..polis yada asker üniforma içinde olduğunda görev sehidi olarak kalıyo..keskem hiç birsi yasanmasa..ben kendimden biliyorum..onca ağırlıktaki sırt cantaları sırtımızda gözler hain aramakta eller tetikte..ac susuz uykusuz..keskem ben de sehit olabişlseydim vatanım için bayrağım için insanım için..her sehit için yasamam gerektiğini biliyorum ben de.gülsemaların intikamı yureğimde hala..sehitler ölmez ölemez ölmemeli..vatanı da kimse bölemez.ağladım ben de..saygılarımla..