- 1555 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Ne Gelir Elden ?
Hiç kimsenin kendisine söz söylemesine izin vermeyen bir yapısı, bir duruşu vardı. Eleştirilmek istemez ama, herkese, her şeye muhalefetti.
Eleştirir, üstelik sözü dinlenmez , istediği olmazsa hemen suratını asar, bir müddet hiç kimseyle konuşmazdı. İlgi bekleyen, bir işi başardığında övgü bekleyen, ödül bekleyen bir çocuk olurdu sanki !
Eşi, onun bu haylaz çocuk yanını öğrenmişti. Tartışma ortamı yaratmamak için çoğunlukla ses çıkarmazdı.
Onun, bu kendini beğenmiş, bencil tutumuna içinden kızsa da, sırf o konuşup sertleşmesin diye beğenmediği halde ’beğendim’ derdi.
Kimseye danışmaz, kendi kendine karar alır, aldığı o kararı gelir evde eşine söylerdi. Hiç fikrini sormazdı.’ Sen ne düşünüyorsun ’ diye.
En çok bu huyuna sinir olurdu eşinin, Lale!
’Yaptıktan sonra neden fikrimi soruyorsun?
’’ Hem söylesem ne değişecek! Bir önem arz ediyor mu fikrim ?’
’Sen tek başına yaşıyorsun bu evde. Kararlar senin, biz uygulayıcıyız !
’’ Benim ve çocukların fikirleri, istekleri ne önem taşıyor senin için ?
’’ Sofrada, tabağına konan yemeği beğenmediğin zaman, ’ben bunu yemem ’ dediğinde, ona verdiğim emeğimi hiçe saydığın yetmez gibi, çocuklara yanlış örnek olduğunu fark etmedin bile!
’’ Bak!. Ortanca oğlan aynı sen! İkiniz bu yüzden anlaşamıyorsunuz! Hiç düşündün mü? Yıllarca ben seninle nasıl anlaştım? Anlaşmadık değil mi? Katlandım!
’’ Ev alırken bile fikrimizi sormadın. Biz yokmuşuz gibi davranmaktan ne zaman vazgeçeceksin be adam ?..
’ Varsa yoksa ’ben’ diyorsun.’
Lale, bitirdi konuşmasını.
Uzatmadı, uzatırsa biliyordu eşinin hadsizliğini.
Sustu.
Yan odaya geçip sigarasını yaktı.
’ Evlenenin aklı yokmuş ’ diyerek uzaklara gönderdi bakışlarını.
Düşünceleri, hatıralarının arasına daldı. Babasının onu ikaz ettiği, o isteme gününe gitti.
’Bak kızım! Sen istersen bir daha düşün! Bu adam seni çok üzer! Vermem seni bu aileye gelin ! Onun babası, karısının üzerine gül kokladı! Kadın üzüntüsünden hastalanıp, öldü genç yaşında ! Soydur çeker, huydur ölmeden çıkmaz! ’ demişti
Zaten vermemişti babası. Aynı memleketin insanlarıydılar. Babası, eşinin babasını çok iyi tanıyordu. Bu yüzden izin vermedi. O da gezmeye gidelim diyerek kandırmış kaçırmıştı Lale’yi..
Çok utanmıştı Lale, mahcup oldu babasına. Seviyordu da üstelik. Ama babasının hatırını kırmasına sebep olamazdı sevgisi.
Uzun sürmedi aradaki dargınlık, bir ay sonra babası kendiliğinden afetmişti onları.
’Ne adamdı şu babam ya, bir konuda da şaş be adam! dedi
’Evet, üzüyor beni bu adam !
Ne gelir elimden, can çıkmadan huy çıkmaz, Allah uzun ömrü versin, başımızdan eksik etmesin. Olsun! Huysuz filan ama seviyorum ben kocamı ’ dedi .
Sildi yaşlarını koyuldu mutfağa, akşama ne pişirsem ?...
Sahi neydi evlilik?
Paylaşmak var mıydı ?
Nasıldı ?
Sevgi neredeydi?
Aşk var mı gerçekte ?
Hayallerimiz de olmasa, çekilesi değil şu hayat...
Ne gelir elimizden,
değişmiyorsun sen.
Gitsem..
Değişir misin?
Bana vermediğin tek bir gülü
Başkasına verir misin?
Aklın başına gelir mi?
Gidersem.
Gitme demezsin sen,
Gitmesem de değişmezsin
Can çıkmadan huy çıkmaz
Azıcık değişsen be adam!
YORUMLAR
Hayat nedir?
Sevgi nedir?
Evlilik nedir?
Aile nedir ve nasıl olmalıdır?
Hayat sevgidir, en temiz, en masum sevgiler ailede yaşanmalı.
Yaşanmıyorsa ne olur?Hayat zehir olur.
Gitmek mi?Çok gerekiyorsa; EVET.
Değişim?Neden mümkün olmasın ki;yeter ki insan istesin.
GİTMEK GEREKİYORSA GİTMELİ. KALAN çok düşünmeli. Seviyorsa değişmeli ve sevdiğinin ardından gitmeli. Seviyorsa değişir ve gider zaten.
VE HAYAT GÜZELLEŞİR.YAŞANMAYA DEĞER HALE GELİR.
Gelmiyorsa eğer;insan yalnız daha mutlu olmayı da öğrenir. Ve hayatı mutlu yaşamak gerekir.
Mutluluk hayali ertelemeye gelmez,çünkü bu hayat da bir kez daha ele gelmeyecektir.
Güzel yazı için kutluyorum canım. Yüreğinize sağlık. Lale'nin yüreğine de kolaylıklar diliyorum . Üzüldüm doğrusu..
Sevgi ve saygılar.
Saygı değer Hocam,
Bir evlilik yapılmışsa, bir insanla bir ''ömür'' paylaşılacaksa, bu paylaşım, bir iki unsur dışında kalan alanlarda da olmalı. Örnek olarak kendi ailemden, en yakınımdan misal verdim.
Sevgi varsa ki var, nerede yaşanıyor bu sevgi. Eşler bir birine hangi durumlarda sevgilerini belli ediyor, hangi konularda eş konu dışında kalıyor?
Mükemmel evlilik yok bu devirde. Mükemmel insan olmadığına göre!
Mükemmelik aramak hata olur zaten. İnsanların samimiyetine, özellikle aile içinde ne kadar şahit olabiliyoruz ki ?
Ben, burada paylaşmanın çok zor olmadığını, bir evlilikte olması gereken veya olmaması gereken bir kaç duygusal noktaya dikkat çekmek istedim.
Hassas yorumunuz için Teşekkürler.
Her aile için farklı analiz gerektiren bir konu.Kesin olan şu;burada tek doğru yok.Toplumumuz derin ve sarsıcı bir geçiş dönemi yaşıyor!Toplum değişiyor,bölgeler farklılaşıyor,aileler hepsi değişimi farklı boyutta yaşıyor ve çoğu acı çekerek...Daha acısı bir örnek modelimiz yok çağı anlayan.Kimi örnek alacak sınız,beni mi? Köyden geldim,okul hayatına atıldım,hep yatılı okudum.Yatılılık insanı ya delirtir,ya şair yapar ben ikincisi olmak durumunda kaldım.Binlerce yıldır değişmeyen köy hayatından,süratle değişen ve birgünü diğerine uymayan sanayi toplumunun içinde kendimi arıyorum.Geçiş döneminin tam ortasında bir bir evlilik yapıyorum.Geçmişi hatırlamam kolay,geleceğimi bana kim anlatacaktı?.Kimse anlatmadı! Seçimlerimi ben elyordamıyla yapmak durumundaydım.Çocuk yapmanın veya kaçtane yapmanın ne anlamı vardı,çocuklarla birlik büyürken.Siyasi dalgalanmanın tam göbeğinde onsekiz yaşınızda memleketi kurtarmak adına cepheye atılmışken.Bunları anlamak ve anlatmak o denli güç ki!Nicesi böyle hayatlar.Yemeğin,çeşidi ve kalitesi kimin aklına gelr ki bu anaforda.Kızmaya bile zaman bulamazsınız.Özellikle benim kuşağım çok fırtınalı bir hayat yaşadı ve bunların hepsi eksik hayatlardır.Bizim kız sevmeye bile zamanımız olmadı.Bunu anlayamaz çokları.Buna rağmen,çoğumuz arabayı devirmeden,fazla gönül yaralamadan tepeyi aşmayı başardık.Benim kuşağım adına bu çok önemli bir başarı.Kaçımız mükemmel evlilik yaptık,kim bile?...Kutladım efendim.Selam,saygı...