- 690 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
..BİR aşk HİKAYESİ.. masalı
Hepimizin, kendini bulduğu ya da düşlerimizde yaşattığı ve/ya okşadığı bir film vardı...
“AŞK HİKAYESİ”, çeyrek asırdan fazla oldu yayınlanalı.
her bir karesi artık solmak üzere olan bu film de, yaşanan hikaye,
onlarca yıldır, gerçek hayatta da önümüzde dimdik duruyor...
Bugün bile de aşk, daima pişman olmak demektir diyen, garip bir gençliğe nazaran,
ben, 70 yılların “AŞK HİKAYESİ” filmindeki, “hiçbir zaman pişman değilim” sözünü vererek ayrılan aşıkların, suskunluklarını, artık bozmaları gerektiğine inanıyorum...
Sanırım eski geleneklerini yitirenler,
bir gün kendi ezberlerini yaratacak ya da hatırlayacaklar bu hayata.
Tekrardan, yeniden, aşkın miladı olmaksızın,
yeni “aşk hikayeleri”ni yazanlar ve yaşayanlar olacaktır mutlaka.
Çok uzaklara gitmeden,
kendi iç dünyalarına yapacakları yolculukta bulacaklar aşkı, üstelik...
“Aşk hikayesinin” yıldızları ve biz şahitleri yaşlansak ta, Aşk, asla yaşlanmayacak.
Ben, ise;
Artık sus/muşken ...
Yılların, anıların, belleğin değişkenliğinde, düş ve gerçekleri ayırt edemeden,
o büyük yalnızlıkta büzülmüş, uzak düşmüş, ürkmüş, gizlenmiş, karamsar ve
saygı duymadan, kendimi dünyadan koruyorum...
Dahası, tuzağımı hazırlıyorum dünyaya...
Aslolan, hayatı, can/ından çok sevmekmiş meğer...
Ama şaşırmamak lazım,
çünkü hiçbir şey kendi hayatımızdan daha şaşırtıcı değildir...
Sen ise,
Yüreğimin geçtiği ıssız geçitlere süzülmeyi istememişken,
Senin, gizlenmiş tutkularıma ulaşamadan ölmen çok yazık oldu...
Aşkın klişeleşmiş tavrı, hataları ve çıkmazları kaçınılmazdı sende...
Zamanın öğütücülüğüne yenilmen,
ilerde düşlerinden düşmem gerçeğine dönüşecek maalesef...
Kendine bile itiraf edemediğin itiraflarını, sere serpe kağıtlara dökmen,
anladığım kişiliğine kimlik olmuştu ki...
Bu da, Aşkta masumiyeti yitirmek demekti...
Sadakat/siz/likmi...
ya da ihanet boynundaki arsız gerçek mi...
Eğer öyleyse, Gönüllü esaretleriniz... bir bilinmezliğin peşinde t/uzaklarda da olsa, her gidişinizde, dağılması olacaktır aşkınızın...
Ve her aşkta kendini aradığından;
her sevda da bir benzerini bulur insan ..
Ama bir gün kendinden bile sıkılır,
Hatta terk bile edebilir tüm sevdiklerini...
O yüzden bence gerçek aşk, ( insanın içindedir, yaşatmak ve öldürmek pahasına kendine kalır) tek kişiliktir ..
Belkide aşk, dokununca yıkılan kum/dan bir kaleye benzer.
En iyisi, çocukları sıkı tembihleyin o kaleyi biraz suyla sıkılaştırsınlar...
Kum, çok incedir çünkü...