- 2025 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Kalbim Kalbin Olsun/Ölüm Senin Olmasın Baba
“Günahsız bir melek olamasam da
Her nefesim duacı sana…
Boz bulanık aksa da yıllar
Düş üstüne bir yürek.
Sonbahara özenme,
Özenme yere düşen yapraklara
Topraklara karışma baba”
Uzun süredir değmemişti elleri hayata. Çalışkan bir umut vardı avuçlarında. Çatlamış nasırlı ellerinde can bulmuş bir kız çocuğuydum ben oysa. Tek bir sözüyle akan sular durmaz mıydı?
Gönlünce yaşayamadığından doyamamıştı hayata. Sinirliydi biraz ama beyninin isyanıydı öfkesi, kızamıyordum. Sabit fikirli olsa da yarına bakışları, beni korumanın bahanesi olurdu zamanın kötü olması. Zaman kötüydü ve ben hiç karışmadım geçip giden yıllara hep yalnızdım, oysa…
Küçücük ellerimde büyük umutlar vardı, minik yüreğimde kocaman, mutlu bir aile. “Deniz köpüğüydü umutlarım, bir bir tükendi ama hep yanımdaydın baba.”
Bir adam düşümde… Uyandı, bana doğru yürüdü. Gözlerinde derin bir suskunluk. Ağır gecelerde yoğun bakıma alınmış yarınları. Yüzü bozgun. Saçlarında yıllara sunulmak için biriktirdiği akları ile bu yaman adam benim babam. Hasta yatağında hayatla mücadele ediyor şimdi.
Düşünde gençlik coşkusunun fırtınalı anıları. Bana güzel bir gelecek yontmayı ne kadar istemişti oysa. Çalışmaktan yorgun gençlik günlerinde başlanıştı sıkıntılarını hırsla sigara dumanına savurmaya… Anason kokulu gecelerde yağmurla konuşur dillenen gözleri… Çocukluğunun yaşanmamışlıkları oyun parkında mutlanırken, başlamıştı kalbi yıpranmaya.
Niye baba niye düşlerin gözleri yok. Seni beklerken yoğun bakım kapısında üzerime düşen gölgenin niye soluğu yok. Akrep geçemiyor yelkovanı. Bir saat kaç dakikaydı baba sen öğretmiştin bana. Kalp atışlarının her tekleyişi gecemi siyaha boyadı baba.
Annemin gözyaşları gamzelerini doldurdu. Benliğini sardı boşluğun. Gömdü gözlerini umutsuz yaşlara. Yirmi dört saatte yirmi dört yıl yaşlandı, kıyma ona baba. Bir nefesse yaşamak bir kalp atışıysa; nefesimi, yüreğimi al baba gücüm yok ki sensiz yaşamaya. Kalbim kalbin olsun, ölüm senin olmasın baba. Bir papatya gibi boynumu bükme, ne olur hüzünleri atıp sarılayım sana. Kalk yatağından hadi eve doğru yürü. Kahvaltı için taze ekmek al yine.
Sen yoksan açan çiçekleri, uçan kuşları, kelebekleri görmüyor ki gözlerim baba. Bembeyaz bulutların üzerine düşme ne olur, siyah asfaltların karasına yapıştırma beni. Adını sil vadesi dolanların listesinden, mutlu yarınlara yaz. Işık tut satırlarıma. Hayat denilen şu trene yetiş hadi yine. Kalbinle yıldır acıları, kamaştır yarınları. Toprağın unutamadığı yağmur gibi bırakma nefesini, tutun ufuklara. “Yıl 1973” de, başla anlatmaya.
Hadi kalk, kalk diyorum. Hayatla yarışma, özenme yere düşen yapraklara, topraklara karışma, çiçekli ellerime uzan hayata tutun baba. Sen uyu sadece dinlen ve sakın bırakma ellerimi. Ben kalbinin ritminde sallarım hayatın beşiğini.
Son bir gayretle kaldırdım göz kapaklarımı göğe dudaklarımdaki duaları yeniledim, gözlerimden aktı kan, yorgun bir sevinç pıhtılaştı yüreğimde. Yüzün silinmedi, yüreğini vurdun bir yumruk gibi hayata baba. Çok şükür.
“Yamalı yüreğini bu yıl da yoklasa da sonbahar.
Beyaz saçlı bir pamuk ninenin ellerinde sunuldu hayat
Ve babam yaşamayı seçti.”
15/09/2007
Çok eskiden yazmış olduğum bu deneme ile tüm babalarımızın babalar gününü kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
cok güzel bir yazi olmus.
birazda üzüldüm bu yaziya bilmiyorum niye,ama su sözler cok etki birakti -Annemin gözyaşları gamzelerini doldurdu. Benliğini sardı boşluğun. Gömdü gözlerini umutsuz yaşlara. Yirmi dört saatte yirmi dört yıl yaşlandı, kıyma ona baba. Bir nefesse yaşamak bir kalp atışıysa; nefesimi, yüreğimi al Kalbim kalbin olsun, ölüm senin olmasın baba.
Allah babaniza uzun ömürler versin.sevgiler.
Yorgun yüreklerin izlerini sürerek bir diz aramak sevdalı başımıza ve bir ele tutunmak yüreğimizdeki aşkla. Sevginin dallarını aralayarak yürüsek o bulutlar ülkesine, öpsek ellerini, kabullensek varlık içindeki yokluğunu,şevkatli gözlerine yeniden baksak, can sözlerinin şölenlerine yeniden kurulsak. Koparsak yaşamın zor dallarını, bir vefa gibi üzerine sersek.
Kutlarım. Dolu dolu bir anlatıydı.