- 1876 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
Senin Öykün-1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gür mü gür bir ormansın. Ya da hırs ile, özgürlük ile mi bilinmez imkanlarını zorlamış heybetli, onurlu bir ağaçsın. Aldırmazlığın, cesaretin saçının son telinin son ucuna bir "senlik" eklemiş. Gür, gümrah, koyu yeşil, serin, giz dolu ağacım. Ben, ölesiye ağaç dostun.
Biliyorum bu dokunulmamışlık, istediğin sözcüklerin yazılmamış, yontulmamış olması.
Görünürdeki görünüşünle tezat. Öykü dedin mi, bir ağacın öyküsü dedin mi...
Bahara öyle bir yürür ki ağaç, ölümünü unutur. Kışın budanan dallarını, baharın inanılmazlığı içinde büyütür. Biçimseldir. Çabasını bir elin bereketiyle başlatır. Hükmünü, doğurganlığını...
Kaderin yazdığı bile olsa yazı. Bir okuyanı olmalı, bir dipnot düşülmeliydi.
Acı ve ihanet bile anlamlı iken, derin bir sessizlik ağuladı tüm zamanlarını.
Gümrah saçların, ölüm yurdum olsaydı.
Sana bir anlam olabilseydim.
Senin öykün bu; yazılırken bile yazılmamış sayılacak...
Büyüklüğünün acılara evrilişini görmeseydim.
Bilirsin büyük ağaçlar yalnızdır, büyüklüğünce.
Büyük sabırlar büyütmüştür onları.
Tekin de değiller bilmeyenlere, bense kaldım günler geceler boyu gölgelerinde.
Gümrah, onurlu, özgür ağacım.
Hisset ellerimi.
YORUMLAR
Düşünüyorum da; düşünmekle de bir yere varamıyorum aslında okurken bu kısa yazıyı; yazı ki, tüm evrenin insani duygularını büsbütün nakışlayarak portreliyor okuyucunun gözlerinin içine - en azından benim...
Sahi, var mıdır böylesi? Var mıdır engin denizler kadar emsalsiz ve aynı zamanda uzak olan? Sadece surrealist bir betimlemede barınan... Var mıdır böylesine "gerçeküstü" bir varlık ve ona duyulan aşk... Hani o eti-kemiği bile unik olan...
Hapsetti yine yazı, yine...
Teşekkürler, sayın yazarım
Hep saygım ve baki selamlarımla.
Tüya tarafından 29.9.2021 23:00:33 zamanında düzenlenmiştir.
deniz_tayanç1
Bir yaşayan konusu yazının...
Eksik mutluluk...
Devamı olabirdi...
Ben hep gözöemciydim...
Daima yazı konusu olarak hep güncel kalacak...
Çok saygımla.
Öykü dedin mi, bir ağacın öyküsü dedin mi...
Bahara öyle bir yürür ki ağaç, ölümünü unutur. Kışın budanan dallarını, baharın inanılmazlığı içinde büyütür. Biçimseldir
Geçde olsa okuyabildiğim ve kısacık bir yazıdan binlerce değer alabildiğim bir hikaye adeta.
Ağacın hayatımızdaki öneminin kavranması ve yakıp yıkıp yok etmekten vazgeçilmesi dileği ile.
Saygılar yüreğinize
Büyük sabırların büyüttüğü ağaçlar daha bir direnirler hayata...
Çünkü dirençlerini sabırdan almışlardır.
Sabır ki dağa verilmiş, dağ kabul etmemiş ve biz kullara kalmış...
Bu şiirsi yazınızı okurken Koca bir ağaç canlandı gözlerimde, çınar ağacı ki yıllara meydan okuyan
Ağaç kağıt olur kalem olur
Ve illa ki dipnotlara düşecek birşeyler bırakır ardında...
Tebrik ve saygımla
Sessizce büyür kendi halinde, bir su ver dalları eğilir önünde.
Bir insan yaban kendine, çevresindekilere, çünkü bilmez oldu artık yaşatmayı. Kimbilir ağaçlar da bu vefasızlıktan paylarına düşeni alacak. Evet, aslında alıyor da. Yakan biziz ormanları, üzen biziz deli tayları...
Şiirlere, şarkılara konu ederiz, sonra unuturuz. 'Bir dikili ağacım bile yok' deyip hayıflanırız da sonra, yine unuturuz yaşam kaynağımızı.
Bir ağacın şiirsel anlatımı bu kadar güzel olabilirdi, sevgili şairim. Gününüz yemyeşil, yarınlarınız sevgi dolu olsun.
Senin öykün bu; yazılırken bile yazılmamış sayılacak...
Hiç yaşanmamış hiç görülmemeiş hatta duyulmamaış olacak.
Vedaları hiç sevmedin dedin..sevmedim .. döneceğini bilen insan veda etmezdi. Işık hızıyla gider gelirdi. kopamazdı cümlelere iliştirilmiş hasretliklere.Veda bir kez olur, ilk ve son kez olur.Dahası ertesi ve dünüşü olmaz. Biter ve silinir zaman içinde zamansızlıkla.
Gümrah onurlu ve özgür olmalı gidişlerde
Hislerin ve hissizliklerinde başlangıçlerı gibi sonları olmalı her seferinde cümle sonlarına yetişsede.Tekrar çıkıp dönmeye kalkışmamalı gelişler.
Her agacın bir kuruma vakti vardır..Çevresindeki tüm dışzararlara, içini kemirip duran börtü böceklere, sevimli gibi grünen ama kurtçuklar salan kelebeklere, dost görünen yağmura, soğukluğuyla içleri buz kesen kara, kendini adam sanan fırtınaya artık bir yere kadar dayanırmış ağaç.
Artık her bir dalı budağı sere serpe yontulabilir. İstediğiniz şekli verip ağaçtan heykelleri yapıp karşınıza labilirsiniz. Delik deşik olmuşluğuna rağmen içinden pınarlar akan ağaçların suyunu kestiniz elinizdeki mantar tıpalarla. Yemyeşil yapraklarını seviyor sevmiyorlarla koparıp attınız. ne kaldı... Siz... Sevin birbirinizi doyasıya, haykırın çığlıkları ölümüne.
Şair eserini yürekten kutluyorum.
Büyüklüğünün acılara evrilişini görmeseydim.
Bilirsin büyük ağaçlar yalnızdır, büyüklüğünce.
Büyük sabırlar büyütmüştür onları.
Tekin de değiller bilmeyenlere, bense kaldım günler geceler boyu gölgelerinde.
Gümrah, onurlu, özgür ağacım.
Hisset ellerimi.
ÇOK GÜZELDİİİİİ......
Büyüklüğünün acılara evrilişini görmeseydim.
Bilirsin büyük ağaçlar yalnızdır, büyüklüğünce.
Büyük sabırlar büyütmüştür onları.
Tekin de değiller bilmeyenlere, bense kaldım günler geceler boyu gölgelerinde.
Muhteşemdi.
Güven veren, samimi bir yazı.
Öğreneceğiz, inşallah zamanla.
Ya yontuluruz zamanda, ya da zamanın gölgesinde avunuruz.
KUTLARIM Yüreğinizi.
Büyük ağaçlar gölgede büyüyemeyeceklerini öğreniyorlar er geç...Sığınmaya çalıştıkları gölgelerin kendilerinden küçüklüğünü ve sığınabilecekleri kadar büyük bir gölgenin zor bulunacağını öğreniyorlar...büyüklüğü karşısında kendini küçük görmeyip gölgelerinde kalabileceklerin çok az olduğunu da...
Bilgece bir anlatımdı...
Gölgeler sakladıkça, korudukça orda kalın...
TEBRİKLER...