- 1351 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BİR GARİP DÜŞTÜR HAYAT...........
Bir anlık düştür hayat. Ve bir ağacın altında gölgelenmek kadar kısa. Nice güzellikler vardır, nice hasretler vardır henüz başlayan, nice sevdalar vardır kâinat kadar azametli. Hepsi; ama hepsi bir kaşık hüzünle noktalanmaya mahkûmdur. Bu dünya; gurûbların yarıştığı bir dünya. Tulûların gurûblarla tamamlandığı bir dünya. Her doğuş batışı, her batış bir doğuşu barındırır koynunda.
Hayat, hisseden gönüllere bir seraptır. Acıların tortulaştığı ömür için, günler salise olur, mevsimler saniye, seneler dakika. Yaşanan her güzellik, başlayan her sevdâ, ışık hızıyla geçer ömrün kenarından. İnsana yalnızca geçirdikleri arkasından buruk bakışlar kalır.
Bir anlık düştür hayat.
Bu düşte gurbet içinde gurbet yaşanır. İçimizde gurbet, dışımızda gurbet, ruhumuzda gurbet, bedenimizde gurbet... Adem (as)’in cennetten dünyaya indirilmesiyle başlamıştır insanoğlunun gurbeti. Dünya gurbetlerin en büyüğüdür. İnsan dünyada ister geda olsun, ister hükümdâr yine de gariptir. Değil mi ölümlüdür, değil mi ruhu bedende taşımaktadır, gariptir. Bundan dolayı sonsuz bir hasret yaşanır yürekte. Bu hasretin ne başı vardır ne de sonu. Bilenler bilir de bu hasretin özünü, bilmeyenler hırs ile oradan oraya koşturur dururlar.
Dünya çok gaddardır, çok mekkardır, yani her yanı tuzaklarla doludur. Bir üzüm yedirir, bin tokat vurdurur. O çılgın bir ata benzer; sen ona ne kadar yapışırsan yapış, eninde sonunda seni dışarıya atacaktır. Onun sunduğu yalancı güzelliklere kanmamak, daima uyanık olmak gerekir.
Bazen bütün güzelliklerin başladığı mesut bir bahar akşamı hayatın veda çığlığını işitirsiniz acımasızca. En beklenmedik bir zamanda misafirlerin en büyüğü kapıyı çalmıştır; kimin emanetinin vakti dolmuşsa onu alıp götürmeye gelmiştir. Bakarsınız hayat bir müddet önce gülen, konuşan, hisseden; ama şimdi önünüze uzatılan bir cesedin kirpiklerinin altına gizlenmiştir. Ruhunuz karışır, garip bir hüzünle sarsılırsınız. Gönlünüz gözünüzden akan yaşları tercümeye çalışır. Gönül ile gözyaşının düğümlendiği yerde, hüzün ve acı kesişir. İsyan etmek istersiniz, ne isyan ne de gözyaşı geri getirmez gideni. Giden, bir meçhule yelken açmış ve dönüşü olmayan yolculuğa çıkmıştır artık. Geride kalanlara, önce feryat sonra da suskunluk kalmıştır.
Gözyaşları yetersiz davetiyeleridir ömür ağacının. Ömür ağacı, ağaçların içinde yeşilliği en az süren ve meyvesi bütün ağaçlardan en az olandır. Zira "Ömür sermayesi pek kısa, lüzumlu işler pek çoktur." Yazık ki bazı ömürler bu kısa turfanda vakitte meyve bile veremez. İlâhî dergaha niyazımız, meyvesiz hayattan O’na sığınmaktır.
ALINTI........
YORUMLAR
Evet, hayat çok değerli ve her acıya, sıkıntıya rağmen imtihan verdiğimiz bir süreç. Onu hakkıyla da yaşamakta bizim elimizde. İyi yönlerini ve bizi mutlu edebilecek kum tanesi kaar küçük ayrıntıları bile eğerlendirerek yaşamaktan zevk almaz. Hayat seni yaşamayı seviyorum. Onun için göneridim ve yratıldım. Şükür etmek ve geleceğe umutla bakmak. Güzeldi. Kaleminize sağlık. Saygılarımla