- 751 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
EKMEK / NAMUS
En sevdiği saatlerdi kadının. Akşam olmuş, eşinin eve gelme saati yaklaşmış, zevkle akşam
yemeğini hazırlamaya çalışıyordu. İşten çıktığında, hiç bir yere takılmadan, ekmeğini, karı
sının verdiği siparişleri temin edip, doğruca eve gelirdi kocası..
Çocuklar çoktan gelmiş, üzerlerini değiştirip derslerini çalışmaya başlamışlardı bile...
Kapının zili çaldığında, bir başka parladı zeytin yeşili gözleri.. Henüz otuzundaydı. Kumral
dı saçları ve orta boyluydu kadın. Sıkıntılarını çekmiş olsa bile hayatın, bozulmamıştı güzel
yüzü. Mutluydu çünkü. Huzurlu bir hayatları vardı. Düzgün bir işi vardı kocasının. O, çalış
mayıp çocuklarına bakıyordu..Çocukları da onları üzmüyorlardı doğrusu..
Zeynep ,on yaşlarındaydı. Sarıydı saçları ve yeşildi onun da gözleri, annesi gibi. Dördüncü
sınıftaydı ve sınıfının en çalışkanıydı. Orta boylu, tombulcanaydı biraz ama sevimliydi. ’ Kızmıyordu, kendisine tombul denmesine..Hoşuna bile gidiyordu.. Barışıktı hayatla..Mem
nundu annesinden , babasından ve yedi yaşındaki erkek kardeşinden...Zeki, birinci sınıf öğrencisiydi daha.. O da tombuldu...Siyahtı saçları ve karaydı gözleri...’ Karaoğlan, Sarı kız ’ bütün gün ağızlarındaki takılmalardı birbirlerine..
Adeta oynaklayarak, mutluluk şarkısı dilinde, alelacele kurulayıp ellerini, kapıya koştu kadın..Kendisini öpmeye uzanacak, güleç yüzlü, neşeli, elleri dolu kocasını bulmayı umuyor
du karşısında..
Evlendiği günden beri, belki de ilk defa o gün, öyle gördü kocasını..Yüzü gülmüyordu adamın. Gözleri bir anda çökmüş, yüzünde çizikler oluşmuştu sanki. Uzundu boyu ama
kamburu yoktu daha önce.O anda sanki kamburu çıkmıştı. Siyahtı gözleri ama korkunç değildi bakışları böylesine.. Saçları bile bozuktu. Oysa ne kadar özenir, tarayıp da öyle çıkardı sabahleyin evden. Dönüşünde de sanki hiç bozulmamış gibi olurdu. İlk defa o akşam, böyle gördü kocasını ; düşkün,bakımsız, bezgin, hayata küsmüş, zavallı bir adam !
Bozuntuya vermemeye çalıştı kadın. Uzattı gül yanaklarını kocasına, öpmesi için. Sanki
haketmemişcesine utandı adam karısını öpmeye.. Ceketini çıkarıp asmasını beklemedi
göz yaşları patlamak için. Kendini salona attı adam. Koltuğa yüzünü kapattı. Çocuklar
gibi ağlamaya başladı. Utanıyordu da göz yaşlarından. Gizlemeye çalışıyordu karısından.
Korktu kadın, ne olduğunu merak etti. Çok kötü bir şey olmasa, böylesine ağlamazdı eşi.
Onu hiç böyle görmemişti. Elleriye saçlarını okşadı, sakinleştirmeye çalışıyordu ama ne
olduğunu bilmiyordu daha. Çocuklar koşarak geldiler odalarından. Babalarını öyle gördüklerinde, ne olduğunu bile anlayamadan ağlamaya başladılar. Hepsi ağlıyordu şimdi.
Yeşil gözler, kara gözler, sarı ve siyah saçlar ; hepsi hüzünlü, hepsi de ıslaktı, karışıktı..
- Allah’ ını seversen söyle ! Ne oldu Aydın ? Nedir seni böylesine üzen ?
Adam elleriyle kapattığı yüzünü yavaşça dönüp eşine ve çocuklarına anlatmak istedi olanla
rı....Ama zorlanıyordu..Çok kötüydü çünkü olanlar onun için...
- İş yerimiz iflas etti. Krize dayanamamışlar. Bizi de işten çıkarmak zorunda kaldılar, dediğinde yeniden boşandı göz yaşları. Kapkara gözleri sert bakmıyordu şimdi. Bir bebeğin
ki kadar aciz ve zavallı idi. Burdan sonrasını ağlamadan söyleyemedi :
- Artık işsizim. Çalışacağım, para kazanacağım, evimi geçindireceğim, çocuklarıma bakacağım bir işim yok ! Anlıyormusun Zeynep, işsiz kaldım ben !......
Ağladılar, ağladılar...Bu krizi çıkaranlar, onları böylesine ağlatanlar, o anda nerelerde ve
neler yapıyorlardı acaba ?....
Devam etmesi gerekiyor.....
Fikret TEZAL
YORUMLAR
RIZIK BELİRLİDİR EZELDE KİŞİ KENDİSİNE AYRILAN KADAR KAZANIR YER İÇER .
KİMİSİ AYAĞINA GELİR ,KİMİSİNEDE KENDİSİ UĞRAŞIR.
AMA VARKEN VARLIĞINA HAMD VE ŞÜKÜR ETTİĞİMİZ GİBİ AKSİLİK OLDUĞUNDA KABUS HALİNE GETİRMEYİZ 1 KAPI KAPANIR BAŞKA KAPI AÇILIR .
ZAMAN MEKAN NERDE NE KADAR KALACAĞIZ ELİMİZDE DEĞİLDİR .
İŞSİZLİK OLSADA ÇOK OLMASADA KAZANÇ AZLA YETİNMEK KANAAT GEREKİR .
HER ŞEY EMANETTİR VERİLEN BİZLERE İŞ, GÜÇ ,EVLATLAR BEDENİMİZ, MÜLK ,PARA .
EMANETLER ALINIR BAŞKASINA DEVREDİLİR.
AHUZAR EDİŞTE BEN BUNA KARŞIYIM DİYEN ELİNE ŞEKER VERİLİNCE SUSAN ÇOCUĞA BENZER ,OYSA KULLAR ACİZLİĞİNİ BİLSELER HÜZÜNLE ÇIRPINACAKLARINA IŞIK ARARLAR BULUNURDA GECİKSEDE .
DURGUNLUKLA BUDA İMTİHANDIR ,KULLARINA FAZLA MÜSRİFÇE HARCAMALARIN BEDELİ ,ONCA ÇÖPLERE ATILAN YİYECEKLER, AÇGÖZLÜLÜK, YOK İLLA HER AN BAŞKA OLACAK.
AÇLIKTAN YANINDAKİ CAN ÇEKİŞİRKEN TIKINARAK YİYEN ,FAKİRİ GÖZETMEYENLER BİRGÜN OLUR AYNI DURUMA DÜŞERLER 1YERDE ARTMIŞSA İŞSSİZLİK DURGUNLUK O GARİB BİÇARE AHU ZAR EDENLERİN AHU FERYADLARINI DUYMAYIŞLARIMIZDAN GELEN ŞEFKAT TOKADIDIR DEĞİL Mİ ?
İNSANIN KENDİSİNE ETTİĞİ KÖTÜLÜĞÜ BAŞKA KİMSE YAPMAZ.
NE GELİRSE YA ELİNDEN YADA DİLİNDEN YADA YAPTIKLARINDAN GELİR ÇOK DEFA BAŞINA ..
KONUSU GÜZELDİ YAZINIZIN TEŞEKKÜRLER...
İşsizlik diz boyu aldı gitti.Gelin görün çaresiz olanların halini
Suçları neydi ki zavallıların,tek istedikleri evlerine bir dilim
ekmek götürmek.Krizi ortaya atanlar nerde.Neden yoklar
ortadan.Allaha hergün şükridiyoruz ailemle evimize bir dilim
ekmek girdiği için.O kadar güzel ana temassa deyinmişsizniz ki elinize,yüreğinize sağlık.
İşsizlik diz boyu aldı gitti.Gelin görün çaresiz olanların halini
Suçları neydi ki zavallıların,tek istedikleri evlerine bir dilim
ekmek götürmek.Krizi ortaya atanlar nerde.Neden yoklar
ortadan.Allaha hergün şükridiyoruz ailemle evimize bir dilim
ekmek girdiği için.O kadar güzel ana temassa deyinmişsizniz ki elinize,yüreğinize sağlık.
İşsizlik diz boyu aldı gitti.Gelin görün çaresiz olanların halini
Suçları neydi ki zavallıların,tek istedikleri evlerine bir dilim
ekmek götürmek.Krizi ortaya atanlar nerde.Neden yoklar
ortadan.Allaha hergün şükridiyoruz ailemle evimize bir dilim
ekmek girdiği için.O kadar güzel ana temassa deyinmişsizniz ki elinize,yüreğinize sağlık.
İşsizlik diz boyu aldı gitti.Gelin görün çaresiz olanların halini
Suçları neydi ki zavallıların,tek istedikleri evlerine bir dilim
ekmek götürmek.Krizi ortaya atanlar nerde.Neden yoklar
ortadan.Allaha hergün şükridiyoruz ailemle evimize bir dilim
ekmek girdiği için.O kadar güzel ana temassa deyinmişsizniz ki elinize,yüreğinize sağlık.
İşsizlik diz boyu aldı gitti.Gelin görün çaresiz olanların halini
Suçları neydi ki zavallıların,tek istedikleri evlerine bir dilim
ekmek götürmek.Krizi ortaya atanlar nerde.Neden yoklar
ortadan.Allaha hergün şükridiyoruz ailemle evimize bir dilim
ekmek girdiği için.O kadar güzel ana temassa deyinmişsizniz ki elinize,yüreğinize sağlık.
Tabii ki bir kurgu bu günkü..
Ben aslında dünkü yazımdan sonra ihbar edilmekten korkmuştum..Bütün çırpınışım ondandı.
Şimdi anlıyorum ki ; çırpındıkça batmışım.
Üstelik yeni bir kurgu seriye başlayacaktım : '' Ben bir fahişeyim, Ben bir eşcinselim, Ben bir sapığım '' gibi başlıkları olacaktı. Onlar da gerçek zannedilir diye, zemin hazırlığındaydım. Çırpınmam ve gelen tepkiler sayesinde, o kurgu dizi işi de yattı gördüğünüz gibi...Çok fena tehditler aldım doğrusu ; okunmamak gibi. Bu da benim bitişim demekti.
Bu arada şunu da eklemek aklıma geldi : Ben 13 sene sinemacılık yaptım. Fakat en son sinemaya ne zaman gittiğimi maalesef hatırlamıyorum. Utanayım mı, üzüleyim mi ?
Fikret TEZAL tarafından 6/16/2009 7:45:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Allah’ ını seversen söyle ! Ne oldu Aydın ? Nedir seni böylesine üzen ?
Adam elleriyle kapattığı yüzünü yavaşça dönüp eşine ve çocuklarına anlatmak istedi olanla
rı....Ama zorlanıyordu..Çok kötüydü çünkü olanlar onun için...
- İş yerimiz iflas etti. Krize dayanamamışlar. Bizi de işten çıkarmak zorunda kaldılar, dediğinde yeniden boşandı göz yaşları. Kapkara gözleri sert bakmıyordu şimdi. Bir bebeğin
ki kadar aciz ve zavallı idi. Burdan sonrasını ağlamadan söyleyemedi :
- Artık işsizim. Çalışacağım, para kazanacağım, evimi geçindireceğim, çocuklarıma bakacağım bir işim yok ! Anlıyormusun Zeynep, işsiz kaldım ben !......
Ağladılar, ağladılar...Bu krizi çıkaranlar, onları böylesine ağlatanlar, o anda nerelerde ve
neler yapıyorlardı acaba ?....
Devam etmesi gerekiyor.....
Evet sevgili kardeşim ülkemden insan ve işsiz manzaraları maalesef var , çünkü ülkemde bizi yönettiklerini zannettiğimiz kişiler kötü yönetiliyorlar, ülkemi daha da karanlığa götürüyorlar kendi çıkarları için her şeyi özelleştirip işsiz sayısını yanlış politikaları ile çoğaltıyorlar
peki ne olacak bu işsizler ya hırsızlığı, ya karanlık işleri
ya da intiharı seçecekler ya da dağa çıkacaklar kutluyorum saygılar sunuyorum...
Çok güzel bir yazıydı Fikret bey. Dünyadaki en kötü şey bir erkeğin evine gelirken elinde bir ekmek dahi alamadan gelmesidir.Çok duygulanarak okuduğum bir yazıydı Fikret Bey. Benim eşimde 1993 krizinde işsiz kalmıştı. Ben çalıştığım ve maddi yönden daha rahat olduğumuz halde psikolojik olarak epey sıkıntılar yaşamıştık. Bunu anlayabilmek için yaşamak gerek tabii ki. Ama Allah kimseye yaşatmasın. Saygılar