- 728 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAĞLIK OPERASYONLARI
Devletin tüm yetkili birimlerini ilaç hakkında( yazılma ve ödeme koşullarının, piyasada bulunmasından fiyatlandırmasına kadar bütün evrelerinde) yönlendirecek raporların tartışılıp, kaleme alınıp, yayınlanıp, uygulamaya geçirilmesi için ilgili mercilere ulaştırılması görevi, kuşkusuz Eczacı üst örgütlerinin birincil görevidir.
Uygulamadaki aksaklıkları Eczacı veya Kamu adına, kimden yana leh ve aleyhte olursa olsun, ortaya koyma cesareti efkarı umumi açısından hoş karşılanmayacak olsa da, yapılması zorunlu bir gerekliliktir.
Çünkü, günümüzde sağlık ve eczacılık hakkettiği saygın ölçüden uzak ve tamamen paraya endeksli birer meslek grubu olarak düşünülmektedir.
Örnekleme metodu veya bir kalem ucunun marifeti karşılığında reçetenin milyarlara varan kısmının kesilmesi, basit bir bilgi hatasının ceremesinin ağır olmasının bütün sebebi bu anlayıştır.
Gün aşırı, ulusal TV lerde, döne, döne akrana gelen ve büyük bir hastanede doğumla ilgili bölümde, 80 li yaşlardaki veya genç kadınlara 2 gün arayla kürtajlar yaptırılmış ve ertesi günde Allah’ ın hikmeti ve keremiyle bir evlat dünyaya gelmiş olduğu, Beyin cerrahi servislerinde ameliyata gerek olmadığı halde insanları mezbahaya süren anlayışla sadece alacakları rüşvet veya döner sermaye payı, performans limiti için veya medikallardan alınacak yüzde payları için hastalara protezler takılıp, onurlarına disk ilave ettikleri ve bu nedenle kısmi felçlerin yaşandığı, eczanelerle ortak suç şebekeleri tesis edip alınmayan, verilmeyen, kullanılmayan pahalı ilaç ve reçeteleri kullanılmış gibi gösterip, sahte raporlar üreterek sanal reçeteler düzenleyip Kamu maliyesinden Milyarları üst üste koymayı kendine meslek edinmişleri izlerken, herkesin içinden iğrenti boyutlu duygular geçiyor sanırım.
Medeni Ülkelerde hırsızlık, köprü altları veya metrolarda yaşamaya çalışan, suça bulaşmış, uyuşturucu müptelası 3.sınıf veya öteki insanların yokluktan dolayı yaptıkları yüz kızartıcı bir durumdur.
Zira oralarda vatandaş ve Devlet, kendi görevini tam olarak yerine getirmektedir. Doktor, eczacı, hukukçu, mühendis,iş adamı, gazeteci, bürokrat, Devlet adamı,üst düzey görevliler bu utanç çemberi içinde değillerdir. Has bel kader içerisinde olmaları söz konusu olduğunda, ya intihar, ya istifa ya da terki diyar gibi kendi çözümlerini üretmişlerdir.
Bizdekilerin haksızlığa uğrayanlarını ayrı tutarak, suç işleyenlerin mahkemede ceza aldıkları halde toplum içinde gerine, gerine gezindiklerini görmek bile insanın ar damarına dokunuyor .
Çalışanın dışındaki hak sahiplerinin herhangi bir evrak, belge göstermeden sadece TC no su ile müracaatında bazı hastaneler ve bazı eczanelerde, bu tür iğrenç ilişkilerin yapıldığı bilinmektedir.Buna müsaade eden sistemin kendisi ve denetim yokluğudur. Hırsızların ekmeğine yağ süren bu tür yasal boşlukların bir an önce değiştirilmesi gerekir.
Halbuki banka ATM lerinde kullanılan para kartları gibi bir kart düzenlenip vatandaşa verilmesi ve bu kartın gidilen hastanenin cihazından geçirilmesi şartıyla muayene ve tedavi olunmasını sağlamak çok zor ve maliyetli değil. Hastanın iştirakçi olmadığı yolsuzlukların, bu vesileyle önlenmesi mümkündür.
Ayrıca bizim hukukumuzdaki bu tür yolsuzluk, suiistimal ve hırsızlıkların cezai müeyyidesi caydırıcılıktan uzaktır.Yani halk arasında kullanılan tabirle “ idamı 6 aydır “ denilmektedir.
Kimseye ağır ceza verilmesinden yana değiliz ama toplumu kendisiyle beraber ahlaksızlığa iten, onlara kötü etiket vurulmasına neden olan, insanların sağlık ve yaşam haklarını kendi menfaatleri uğruna hiçe sayan ve tehlikeye atan bu insanlık katillerine daha önemli caydırıcılıkların uygulanması gerekmekte ve hapis, hak mahrumiyeti, zararın tahsili ve tazminat öncelikli uygulanmalıdır.
Hırsızlar, kamu maliyesinden çalmazsa, rüşvet karşılığı zarara uğratmazsa, benim maaşım ve asgari ücret daha fazla olur.
Senin ödeyeceğin verginin limiti düşer.Devlet kendi hizmet görevlerini daha rahat yerine getirir.
En önemlisi bazı meslekler, meslektaş hırsızların yüzünden ‘ hırsız’ damgası yememiş olur.
Yani; Hırsızlık, en az diğer insanlık suçları kadar utanılması gereken bir durumdur.
Herkesin üzerine düşecek bazı görevler vardır ve olmalıdır.
Saygılarımla.
Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.