- 1328 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sonu mutsuzluk olduğu için mi AŞK diyoruz..
AŞK’ın toplumsal ve ahlaklı bir yanı da olmalımıdır? ... Toplumsal kuralların ve geleneklerin şekillendirdiği,yani insani AŞK’ta temel istek bu mu olmalıdır? ...
AŞK hedefinde, evlilikle hayatı birleştirme bulunmayan, sonu acı ve gözyaşıyla biten geçici bir hevesmidir? ...
Başından AŞK geçmemiş insanlar için bu bir eksiklikmidir? ...
AŞK bütün güzelliğiyle ömür boyu yaşayanabilir mi? ...
Arzularımızı, ihtiraslarımızı, tutkularımızı ve aşklarımızı bastırılmadan yaşayabilirmiyiz? ...
AŞK deyince aklımıza kesinlikle mantıktan uzak bir duygumu gelir? ...
Yoksa AŞK: İki varlık arasında yaşanan, birbirine ’ilişme’ hallerimİ? ...
Sorular sorular sorular...
Ben tüm bu soruları bir tarafa bırakıp da kendimce AŞK gibi olguya,farklı boyutlardan yaklaşmak istiyorum...
AŞK... Bu konuda söyleyecek o kadar çok şeyim var ki nerden başlasam bilemiyorum...
AŞK doğuştan hormonlarla ilgilidir ama aynı zamanda kazanılması, edinilmesi gereken de bir şeydir... Emek ister...
Hormonları iyi salgılananlar, aşık olduğunu sanabilir, çıldırabilir, ama AŞK ayrı bir şey.... Bir sanat, bir güzellik yaratmaktır AŞK...
Bir yerlerde okumuştum, çok anlamlı gelmişti bana...AŞK’ı şöyle tanımlıyordu yazan kişi...AŞK’ın 2 çeşidi varmış birisi ’Eros’ diğeri ’Agape’...
Eros tutkulardan oluşurmuş ve bilirsiniz tutkular hep geçicidir alışkanlığa döner.... Ve sonrası çok farklıdır... Rutinleşir çoğu zaman...
Agape tabiri caizse kara sevda demekmiş... Ve ulaşılması çok farklı ve yüce bir duyguymuş... Dünyada bi örneği Yunus Emre’nin AŞK’ı...
Bir çoğumuz ’eros’ u yaşıyoruz içimizde.. ve birgün geliyor ne tutku ne heyecan kalıyor... Bundan dolayı şöyle düşünüyorum ’herşey yaşandığı an da güzel, bittiği an da ise hüzün...
AŞK şiirlerini okumayı seviyorum..Geçenler de bir gerçeği fark ettim ki o da, bütün şairlerin hafızasındaki AŞK’ın tanımı hemen hemen aynı... Yani hepsi aynı ünlemle haykırıyorlar. Şairin doğulusu batılısı farketmiyor aslında o asil soy kendini her yerde ele veriyor... Anlayana...
İnsanlar sanki AŞK’ı ilk kez kendi başına gelmiş gibi yaşıyorlar...Herkes AŞK’ını benzersiz sanıyor....Oysa aslında bütün AŞKlar birbirine benzer... Tümü de güzel başlar....
AŞK’ın özelliği de budur belki,mutsuz olursan,kavuşamazsan,ayrılırsan ya da acı çektirebilecek birçok şey,öyle bir acı çekersin ki bütün ömrün boyunca unutamayacağın bir şey olur senin için ve adı da AŞK olur...
Eğer sonu mutlu biterse o AŞK olmuyor,tutku oluyor derler...Aslın da bazen insanlar Mutlu AŞK yaşayabilir ama, genelde bu nadir oluyor sanki...
Bir de platonik AŞK’lar var işte o AŞK’ta acı olur çünkü karşılığı yoktur... Karşılığı olan bir AŞK mutluluğun ta kendisidir... Ama olayda 3. bir kişi olursa (ki genelde hep vardır) işte o zaman bir tarafın acı çekmesi kaçınılmazdır, çünkü AŞK iki kişiliktir...
Bazen AŞK diye adlandırdığımız, gecelerce uykusuz kaldığımız, sayfalarca yazıp çizdiğimiz, gözyaşları döktüğümüz duygu aslında sadece tutkudan ibaret DEĞİL Mİ? ...
Zaten bir zaman sonra artık sevgi, AŞK ya da adı her neyse ALIŞKANLIĞA dönüşüyor... Sanki o olmayınca yaşayamayacak, nefes alamayacak gibi oluyor insan... Oysa ki şöyle düşünebiliriz,benim de onun da daha önce bir yaşamımız vardı... O olmadan önce de yaşıyorduk...
Ulaşılmayan her zaman daha çok sevilir ve gün gelip ulaşıldığına bir de bakarız ki, büyütülecek bişey yokmuş aslında aslında... Sevdim sevilmedim seveni sevemedim durumları hangimizin başına gelmediki :)
AŞK hem tuzlu hem tatlıdır,hem sıcak hem soğuktur dolayısıyla da hem mutluluk verir hem hüzün.Önemli olan AŞK’ın tatlı ve sıcak kısmının tadına varmaktır bence...
AŞK’a asla lanet etmeyelim...Hayatta bulup bulabileceğimiz en güzel,en saf,en asil duygudur o.Ne kadar acı çeksek te güzeldir...Yaşamaya değer...
Tabi tüm bunların yanı sıra,hiçbir şey bedelsiz değildir. AŞK’ın da bir bedeli var... Ödeyeceksiniz, katlanacaksınız, gerekirse çekeceksiniz... Eğer bunları yapabilecekseniz aşık olunuz derim...AŞK’ın yöneleceği asıl adreste; cisim değil, kalp ve ruh olmalıdır...AŞK’ı yaşamaktan çok tüm engelleri aşıp onu sürdürebilmelisiniz...
İnanıyorsanız, güçlüyseniz. AŞK’ınızı, hiçbir şey engelleyemez...
Aslında herkes sevdasıyla doğar...Yüreğini seven ona iyi bakanların AŞK’ını da muhafaza edeceğini sanıyorum....
Bütün mesele Tahir ile Zühre olmakta,
yani YUREKTE..
Sevmekten korkmadığımız, söylemekten utanmadığımız saygının değerli, düşüncenin önemli, umudun sonsuz olduğu yarınlarda, mutlulukla geçireceğiniz bir AŞK dileğiyle.. Lamia CANAY...
Lamia Canay