- 3040 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gül, Gülü Doğurur
Bazı kimseler güllerin dikeni olduğundan yakınırlar; ben dikenlerin gülü olduğuna şükrederim” (Alphonse Karr)
Güzellik gözde değil, özdedir.
Gözlere nur veren özdür.
Özden göze bir akıştır bakış.
Gözün kavrayışını özün anlayışı belirler.
Özü şekillendiren Din ise, göz ayrı görür; kin ise ayrı görür.
Göz “öze” bağlı ve bağımlıdır.
Göz bakar, öz görür.
Öz körelmiş ise göz göremez.
Bakıp görmeyen nice gözler var.
Göz özün penceresidir.
Öz gözle değil, gözde bakar.
“Gözler kör olmaz; ancak göğüslerdeki kalpler kör olur.” (Hacc, 46)
“Onları sana bakarken görürsün; hâlbuki onlar görmezler.” (Araf 198)
Cennet’te sefa eden insanlar Arafı cehennem, Cehennem’de cefa çekenler ise onu cennet gibi görürler. Oysaki Araf ne cennettir, ne de cehennemdir. Onu, cennet veya cehennem olarak gösteren asıl unsur, ona bakan insanların içerisinde bulundukları koşulların bakışlarına olan tesiridir. İkamet ettiği zaman ve zeminin dayattığı koşulların tesirine esir olan insanlar objektif bir bakışa sahip olamazlar. Gönül iklimlerinde kalıcı ve belirleyici izler bırakan şartlara karşı özgün ve düzgün bir duruş ve doğruluşu sergilemedikçe bakışlarını değiştiremezler.
Her gözlem, özden gelen bir özlemdir.
Rengârenk güllerle bezenmiş gülistanın sinesinde bir-iki yaban otu boy vermiş ise ve senin bakışın rengîn güllere değil de o yaban otlara takılırsa, bil ki eksiklik o güzelim gülistandan ziyade habbeyi kubbe, kubbeyi habbe yapan bakışındadır.
Eğri bakışlı insana doğru şeyler de eğri görünür.
Gördüğün her sarı, altın değildir.
Bedeni siyah olan karganın gözleri beyazdır.
Tavusun gönül alıcı güzelliğini ayaklarının çirkinliğiyle “tarif” edersen “tahrif” etmiş olursun.
Güle karşı bülbülce nara atanlar, güle botanik gözüyle değil, bülbülce bakabilenlerdir.
Diken gülsüz olur, ama gül dikensiz olmaz.
“Gül olan yerde diken de vardır.”
Dikensiz gül arayan, gülsüz diken bulur.
Ben dikensiz gül buldum diyenlerin, varsa şayet buldukları gül, yapay gül olur.
Yeryüzü denen gezegende dikensiz gül arayan gülsüz kalır.
“Gülü seven dikenine katlanır.”
Dikeni olmayan gülün kokusu da olmaz.
Gülün kokusu dikene olan sabrındandır.
Dikeni vardır diye gülü g/özden çıkarırsan ellerinde dikenden başka bir şey kalmaz.
Gül için dikeni ikrar etmek kadar, dikenden dolayı gülü inkâr etmek de yanlıştır.
Bunlar kökten red veya kabul, ifrat ve tefrit kutuplarında dolaşan serseri bakışlardır.
Gül, gülü arar.
Gül olmayan gülü fark edemez.
Gül isteyen gül olmalı.
Gül olan güller bulur.
Baharı seven gül yetiştirmeli.
Gül yetişip gülerse dikenler dahi gül kokar.
Gül gülü doğurur.
Dünya gülistana döner.
We’l aqıbetu li’l muttaqiyn!...
NESİP HİÇYILMAZ