hayal kırıklıklarından hayatın kırılma noktalarına geçiş
O, onu sevmişti dostlar..
O seni sevmişti heyy! Ne yaptın be güzelim? Varolan tek yüreğini bile sana bahşeden bu fukarayı neden yerle bir ettin?
- ben onu dost olarak çok sevdim abi..
- dost olarak mı?
- evet, o iyi bir arkadaşımdı. onun yanında kendimi iyi hissediyordum.
- ne demek iyi bir arkadaş ya. o seni hayatının merkezine koydu, sense onu merkezin herhangi bir noktasına koyuyorsun.
- ama ben ona hiç bir zaman "seni seviyorum" demedim ki!
- peki "seni sevmiyorum" dedin mi?
- öyle bir şeyi nasıl söyleyeyim.
- peki neden seni sevmesine ve sana bağlanmasına izin verdin? ona, "ben seni öyle değil böyle seviyorum" diyebilirdin.
- evet ama bu kadar bağlanacağını düşünmemiştim abi..
- işine gelmedi değil mi bunu anlatmak?
- yani ıhıımm!
***
- o seni hiç sevmemiş oğlum.
- biliyorum abi.
- peki sen niye onu sevdin?
- bilmiyorum abi.
***
bizimki ermedi muradına.. öteki zaten şeyinin keyfindeydi. ol hikaye kadının erkeği höt ettiği durumdu. aynı hikeye erkeğin de kadına yaptığıyla vakiydi.
sen sen ol, seni sevmeyeni koynunda saklama. gönül bu, oraya da konar buraya da deyip işin içinden çıkmaya çalışma. üç beş yıldır tanıdığın kişi, üç beş günde tanıdığın kişiden daha evla olmayabilir.
gözünün içine bakabiliyor mu? bakıp da orada durabiliyor mu?
evet diyorsan emek ver, değilse; onu değil, önce kendini defet gitsin. kendini yok edersen onu yok etmen kolay olur. yok kendi üzerinde çalışırsan, o senin üzerinde çok daha fazla çalışır haberin olsun.