...sahtesiniz...
…güneşiniz bile yetmiyor artık yüreğimi çevreleyen buzları eritmeye… eritmez… eritemez artık kavrulan yalan ellerinizin avuçlarıma bıraktığı sahte ateş ; ayaz vurmuş, üzeri bir çığ , üzeri bin çatlak , üzeri kan revan ellerimi…ellerimi rahat bırakın, dokunmayın ellerime… kırmayın ellerimde uçurduğum, ellerimde ellerimle beslediğim martılarımın özgür kanatlarını…do-kun-ma-yın diyorum yüreğinizin çirkinliğiyle dokunduğunuz, yaraladığınız ruhların acılarını da uğratmayın bana…çekin ellerinizi benden…ellerimden… bizden…
…ahh gözleriniz bile yetmiyor artık sevdanıza paha biçmeye… çok ucuz senaryolara alet ediyorsunuz da gözlerinizi, oyuncak yapıyorsunuz oyunlarınıza… yazık ! ışığınızda yok artık feneri yatsıya kadar yanmış gözlerinizde… bundan sebeptir görmezlik cinnetinin içinde her çukura düşüp bunca kirlenmeniz… gelmeyin gözlerinizle üzerime… bakışınız karartmasın benim göğümü… yıldızlarım var taşıdığım bebeklerinde gözlerimin... söndürmeyin, eksiltmeyin göğüm / gözlerim ışıl ışıl benim… gözlerinizi çekin benden… gözlerimden… bizden…
…ne acı sözlerinizle bile anlatamıyor, kanıtlayamıyorsunuz artık yüreğinizin doğruluğunu… kim bilir neleri vaat etti o diliniz… neleri yeşertti ve nasıl soldurdu o diliniz… dilinizle kaç insanı yaraladınız… kaç kapı açtınız saf sevda dolu yüreklere ve nasılda kapılarda bıraktınız yüzüstü… onca yüzsüzlüğü nasıl yaptırdınız dilinize... sakın ! sesiniz, sözünüz değmesin bana… sesim dilimin arkasındadır benim… sesimde rengin her türlüsü… siyah ta dahil bazen… ama bir nehir berraklığı öncesi… ses vermeyin, seslenmeyin bana o çirkin ağzınızla… kısın sesinizi… kısın benden… sesimden…dilimden…bizden…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.