- 892 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bazen
DOSTLUK ÜZERİNE
Bazen insan birini tanır. Acır belki. Belki içi ısınır. “ Yardım edeyim.” der. “Destek olayım.” der. İçinden ilan eder “Ben bu şahsın dostu olayım.” O andan itibaren de kendi mantığı, dostluk anlayışı, duyguları nasıl hareket etmesi gerektiriyorsa öyle hareket eder. Mutludur. Sadece dostuyum dediği şahsa dostluk yapmaktır maksadı. Ve dostu olur.
Sevinciyle sevinir, sevincini daha da arttırmak için gayret eder. Üzüldüğünde üzülür ama dostunun daha fazla üzülmemesi için olayı hafifletmeye çalışır. Hayatta böyle şeylerin olabileceğini, normal olduğunu kabul ettirmektir maksadı. Böylece dostuyum dediği insanın üzüntüsünü hafifletecektir.
Sırlarını paylaşmak ister. Kendi gibi bilir dostuyum dediği insanı. İnanır, güvenir, hiçbir zaman ve hiçbir şartta dostuyum dediği şahsın kendisini kullanacağından, güvenmeyeceğinden şüphe etmez, kendisini enayi yerine koyacağını düşünmez.
İnanır ki, sırları dostuyum dediği şahsın yüreğinde kalır. Bir gülümsemek uğruna dostluğu satılığa çıkarılmaz. Dedikodu malzemesi olarak kullanılmaz. Ya da birilerine hoş görünmek için dostluğu bozulmaz…
Eşe dosta tanıştırılır. Değer verdirilir. Adam yerine konulmak öğretilir. Saygı göstertilir.
Bazen karşı cinsten birini dostu olarak ilan eder. Başkalarının beyinlerindeki düşüncelere aldırmaz. Beklentisiz dosttur kendisi. Yardım da görür. Farklı cinsin bakış açısını tanır meselelere. Aynı karından dünyaya gelmeden de ağabeyi yahut bacı olunabileceğine inanır. Bazen inandığı gibi de kalır beklentisizdir. Şeytani düşünceler gelmeye çalışsa da arada sırada aklına, gün ışığına çıkmadan boğmayı başarır. Çünkü dostuyum demiştir. Ağabeyiyim, bacısıyım, ablasıyım demiştir. Bazen inanmayan gözlerin karşısında bu dostluğu sonsuza kadar devam eder.
Bazen insan birini tanır, acır, yardım eder, destek olur, üzüntüsünü ve sevincini paylaştığını sanır. Mutlu olur birine dostuyum demekten. Sonra sorular belirmeye başlar küçük küçük. Hep olumlu cevaplar verir kendi kendine. “ O yapmaz!” diyerek bu inancını korumaya çalışır.
Beklentileri görür küçük filizler halinde. Hormonlanmış gibi hızla büyür dostluğu iterek. Ya da sırlarının, başka sırdaşlara duyurulduğunu görür. Bazen bir mahalle, bir köy, bir ilçe sırdaş olur dostuyum diyen şahsın şaşkın bakışları altında. “Ben ona kötülük yapmadım ki!” diye feryatlar uzanır gecelerde düşüncelerin yanına. “Neden?” sorularına bulunamaz cevaplar aranır. Tanıdıkların bakışlarının değiştiğini görür. Üzülür.
Dün yardım ettiği, yol gösterdiği küçük şahıs, bir sabah kendini dev aynalarının karşısında yardım edeni yerlerde ararken bulur. Onun ebatları büyürken dostuyum diyenin ebatları, bilgi, beceri, kişilik ve dostluğunu da yanına alarak küçülmüştür.
Bazı ilk akla gelen olmak onu kızdırır. Dostuyum dediği şahıs, güvensizliğini ifade eder “Bunu sen mi yaptın?” diyerek. Oysa dostuyum diyen şahıs, dost olarak gördüğü şahsın özel hayatıyla da, yaptıklarıyla da, yapmadıklarıyla da, söyledikleri yahut söylemedikleriyle de ilgilenmez. Ne gariptir ki ilgilenmediği kadar da suçlanır. Anlatamaz çünkü karşısındaki inanmaz. Sebep, gerçek dostluğu bilmemesi, öğrenememiş olmasıdır. Dostluk, dostuyum demedikçe öğrenilmeyen bir davranış ve anlayış şeklidir. Dostluk yapmayan insanın dostluğu bilemeyeceği düşüncesi çıkar ortaya.
Çocuğuna dede olunmuştur, büyük anne olunmuştur. Eşine ve kendisine anne ya da baba. Onların yapmadıkları yapılmıştır. İnanmadığı şeylere inandırıp yol çizilse bile, bu yolda teşvik destekleri olsa bile, dostuyum dediği tarafından birer birer unutulduğunu görür. Küçük hesaplardan büyük ve çok katlı duvarları gördükçe, iyice uzaklaşılır. Kendisi kaybedilecektir. Bunu görmeye başlar.
Gidip haykırmak, hesap sormak gelir içten. Dostuyum denmiştir. Yakıştırılamaz ve vazgeçilir.
Gittikçe uzaklaşılır kırmamaya, üzmemeye çalışılarak.
Kalın bir silgi görünür ufuktan. Alınır, hafif darbelerle ama devamlı olarak silinir. Sonunda, bir buruk hatıra kalır yürekte. Sayfa temizlenmiştir.
İhanete uğramıştır dostluk.
Adam yerine konulanın adamlığı bitmiştir artık.
YORUMLAR
Nazariyatından daha çok uygulabilir oluşuyla önem kazanır dostluk. Paravan kavramlar; bacı-kardeş, dayı- amca vb.kullanılarakurulmaya çalışılan da dostlukla uzaktan-yakından ilgili değildir. Aklın, iradenin güdümünde kurulan insani ilişkiler manzumesidir dostluk. Saygılarımla.