Yazışmalar arası bir gönül suyuna baktığımda, senin aşk ateşinde kıvrandığını görmekteyim sevgili karşı cins insan. Kefaletin sonsuz olduğu cehhenmlerde yolculuk aldığın zaman, kıvranıp can atışlarınla buluşacaksın kendince. Etrafına bir bakar mısın? Ne kadar can yakmışsın diye. Etrafına bakar mısın? Kaç gönlün sızılarını duyuyorsun diye. Haykırışlar senin acı verdiğin zamanlarda ki terkedip yokluğundandır, şimdi düşünüyor musun sonucunu. Veyahut biliyor musun kaç gece uğrunda yanıp tutuşan gönül acılarını. Doğruya; sen hiç bilir misin bunları, nasıl olsa senin için bir başkası daha olur hayatında. Nasıl olsa kandırıp kandırıp bir başkasıyla gönül eğlendirirsin, nasıl olsa güzelliğin dillere destan artık, havalardasın sende, bezenmiş burnun bir karış değil, bir metre boyunca havalarda geziniyorsun sen. Nasıl olsa kalpleri kendine bağlayıp bir başkasıyla gönül eğlendirirsin. Haydi; birde kulak versen şu haykırışlara, ses versen sende acılara. Zoruna mı gidiyor yoksa. Yoksa böylesi olan şeyler seni kat kat mutlu mu ediyor sanıyorsun, yanılıyorsun meğer sen. Aldanıyorsun boş hayaller içerisinde sevinçlerin ile olduğun vakitler, birgün sende anlarsın gönlün acısını, sende anlayacaksın gönül nasıl da acı çekiyor. Hayaller dünyasıyla başbaşa aşklar yaşamanın temennisiyle sana elveda çekiyorum çirkef suratlı kız. Havan senin olsun artık, yalnızlığına gömülürsün acılar içerisinde kıvrandığın zaman. O günlerde acı çekişini izlemek bana mutlulukların en güzel gününü yaşatmış olacak.



14.06.2009

~~ Mehmet Taş ~~