Bir Delinin Günlüğü
sessizsin, konuş biraz. açılırsın kusarsan. bırak artık gözlerine set çekmeyi, aksın gitsin gözyaşların. sen yine kondurma tozu yiğitliğine. inan kimselere söylemem. tanrıdan başka şahidimiz yok.
geçmişini düşün bir. çünkü hayat geçmiştedir. an dediğimiz zaman, geçmişin habercisidir. konuşa konuşa büyüdük ikimiz de, şimdi konuşa konuşa ölüyoruz. söylenmedik sözler içimizde bir tümör. kime ne anlatabilirsin ki, herkes kendi derdinde. geldik ve gidiyoruz, durmak sızın ölüme. içinden tuttuğun sayıyı yıllardır saklıyorsun. umutlarınla beraber paslı bir rakam. biliyorsun sen de içten içe, hiçbir işe yaramayacak bu çift kişiliğin. kedi değilsin ki sen, dokuz kere ölesin.
her ortama farklı kontrast, bukalemundan evrilmiş. gündelik hayatta mavi, eve gelince cehennem kırmızısı. yanlış imgeler kullanarak kurdun düşlerini. aşk her zaman mutluluk değildi oysa. acıyı anlayabilseydin eğer, şimdi bunları yazıyor olmayacaktım. fazla mal göz çıkarmaz belki. ama fazla sözden günah çıkar. tek tek ödersin bedelini, içinde taşıyarak kafesini. sağa sola bakmadan hiç adım atamadın hayata. okyanusta boğulmaktansa, bir kaşık suda boğuldun. nefes al ve nefes ver... yok ki başka becerin. hem heveslenme, herkesin becerdiği bir şey, beceri değildir!
gerçekten fark etmiyorsun değil mi? gerçek olmadığını anlayamıyorsun. sadece kendi kendime konuşmuş olmayayım diye, uydurduğum bir bahane. ama korkma, aynıyız ikimiz de. kendimde olmayan bir şeyi, yaratabilir miyim? arkamı döndüğümde, bir tek sen orada olacaksın. göz yaşlarımı kurulayıp, beni avutacaksın. ben olmasaydım sen olmazdın. ruhun bana ipotekli. şizofren olan ben miyim, yoksa sen mi?