- 580 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
gemo dede hezo nene ard .öyk . 36
_ Dede ! Gemo Dede ! Bavo ,bavo !
Rüya da dedesine sesleniyordu .
Sıçradı kalkdı .
Cihan, dedesi Gemo Dayıyı rüyasında görmüştü .
Gündüz gözüyle ; herşey süt beyaz ...Cihan , rüyada gördü ..
Düş dünyası , anlaşılmaz değil anlatılması anlatılamaz .Rüyada onları gördü ..
Gemo Dede ile Hezo Nene Kars caddesinde....Bir baş dan ...Bir baş’a ; " KARS CADDESİ " ....
Velli Enver , Torun Deli , Lokantacı Süfyan , oğlu Jokey ....
Caddenin , Vali Hurşit Paşa kısığında dükkanları ’nın önünde durmuş oturuyorlar ....Bedo Abinin dükkanı bölünmemiş ... Kahveci Ali İstanbul dan kesin dönüş yapmış. Kahve’yi icarlamış . İstanbul dan bahis dahi açtırmıyor . Çok ısrar edene de : " Gedin gardaşım İstanbula da görün ! "
Kahvehanede direğe asılı söz levhası vardı . Anlamak için çok kafa patlattık dı : " Söz gümüşse sükut altındır ."
Kısığın başında Ekrem Azeri toptan ve perakende dükkanını açmış . Yeniden eskiye tedavül oluyor . Eskiyor yeni ... . Gemo Dede , köşesinde . İsko Dayı o yanda Gemo Dede bu yanda ....Gemo Dede , sabahın canlılığıyla yarışırdı . Akşama kadar meyve kasalarını indir bindir yapardı . Ayıklardı .tartardı kese kağıdına meyveyi koyup müşteriye verirdi . Belediyeden işgaliye kirası ile tuttukları baraka : Gemo Dedenin herşeyiydi . Gün doğandan akşam gün batımına değin . Hezo Nene , torunları Cihan ve kendisi baraka dükkan da yaşar, yer içer , ekmek parasını kazanırdı . " Ekmek Teknesi " . Filmlerdeki ekmek teknesi gibi ...Akşam da cezaevinin ordaki evlerine giderdiler .
Salaş baraka , " Enciğini kaybedsen bulamazsın ! ."
Yaz’a başka bakan baraka ; kışa başka şekille giriyordu . Her yıl bir söküğünü dikiyordu , Gemo Dede . Baraka randumanlı bir mekan olmaya başladı . Fotoğraflar asıldı . Gölgeli köyünün siyah beyaz bir resmini çıkartmış duvara astırmıştı . Fotoğrafta Gemo Dede bir düğünde arkadaşlarıyla oturmuşlar mağar tepsisi önlerine gelmek üzere o ve insanlar objektife bakıyor . kapının önünde düğün kız gelin delikanlılar halay tutmuş . en arka planda da gölgeli köyü ..Bu fotoğrafa para saydıktan başka bir kolop yoğurt ve bir horoz vermişti ." Aşık oynamak için toplanırdı ."
Fotoğraf : Gölgeli köyünün o an ’ını dondurmuş ve yakasından yapışmıştı .
" BİR DEM MUNTAZIRDIR YAR SELAM İÇİN "
Müdami’nin deyişiyle : Gemo Dede’nin " JORE ! " olarak nitelediği
anın nefes alırken bir soluğundan yakalamasıydı resmin esas marifeti . Bu resim , Gölgeli’nin nefesinden bir dem di . Resmi Hezo Nene’de eline alır öper tekrar yerine asardı .
Biraz tuzluya patlayan fotoğraf joreydi jore .
Halal -ı minallah öyleydi !
Dört erkek çocuk üçde kızları vardı .
Oğullarının hepsi Kerem dayı gibi çabalarıyla çalışıp kazandılar .
Zeki , Ardahan da ilk ticari taksiyi getirendir . Rafet , konfeksiyon işletmecisidir .Casim , Yadigar diğer çocuklarıdır .
" BİR DEM HİDDETLENİR HER KELAM İÇİN "
Kımo Dayı da derdik bazen , asıl adı Kerem idi . Kendine özgü mizaç’ı vardı kızardı . Net ve açık iletişimi severdi . Nerede olsa tepkisini verirdi . Meyve tezgahının önüne gelen çocuklara eline ne geçse onlan dalardı . Çocuklar , Şavşetten gelen banda . furuç arabalarına benzetiyordular ama Kımo Dayı kolay lokma değildi .
Sordum ! Gemo Dayı duruyor mu ?
Cihan yanıt verdi !
- Hayır hocam elini yıkadı dedem de gitti .Babası Rizgo kişinin gittiği yola Hakka yürümüştüler ondan önce Musa ondan evvel Ali , Alinin babası Çörtük çolo ...Konan göçer , hocam .
"BİR DEM YÜZBİN ÇARHA GİRMEK İSTİYOR
SANIRSIN ÖLÜM YOK ÖLMEZ BU GÖNÜL "
Hezo Nene sandalyede oturuyor . Sabahtan akşama kadar otururdu . Ayağa kalkar işlenirdi yemek pişirirdi . Haşlamayı çok severdi Kerem Dayı . ateşin üstünde et kartolnan pişer gevek olurdu . Celil Ağanın fırınından ekmeği alır getirirdi , Kerem Dayı .Kaşığı etin suyuna çalardı . sesnen yedikce karşısında ki insan iştahlanırdı soğansız et yemezdi . Eti kemikli memikli olsun sorarak yerdi o bile iştah şurubu ... Ekmeğin içini kabuğunu ayırmadan banardı etin suyuna sos dediğimiz anık için Hezo Nene etin suyuna biber koyardı kendi anığını etin kendi tencerede yapardı . Çay da içildi mi ? Sıra ; tütün tabağasına gelirdi. Tabağayı çıkarır ,tabağa dan önce Muş vilayetinin kokusu çıkardı . Sora da sarı sakız gibi uzanan tel tel tütün çıkardı , bir kuçak dolusu tütün çıkardı ..Nasıl sığmış allahım avuç kadar TABAĞA ya ? Bunca kuçak dolusu doluluk !
O da ne ? Hezo Nene Yeni Mahalle den yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğuna peştamalının altında sakladığı şeftaliyi götürdü , kızın yırtık esbabının altındaki yırtık olmayan iç göyneğinin içine soktu . Kimse görmesin !. Kerem Dayı Görmedi !. Namaza durmuştu içeride . Hezo Nene ’ nin " yarım elma gönül alma " davranışından bütün çocuklar yararlanırdı . Meyveyi verdikten sonra çocuğun gözünün içine derin dehrinyun bakardı . Göz nurdur , ışıktır içimiz karanlık ve soğuktur Ardahan’dayız yüksek ve soğuktur.. Hezo Nene de sanki bunu bilip durur . Çocuğun içi ısınırdı, ayrıca Hezo Nenenin bakışlarındaki ışığın sıcacıklığıyla hem de ışından aydınlanarak günlenirdi içi çocukların .
" BİR DEM ESERLENİR ESER YEL GİBİ
BİR DEM MEVCE GELİR TAŞAR SEL GİBİ "
Hezo Nene’nin cenazesine katılan çok oldu ." Ne verirsen o gelir seninlen .." Gölgelide köyün mezarlığına defin edildi . Dükkanda ki fotoğrafta gözükmez mezarlık . Objektifi saat yönünde ikiye doğru kaydırsan mezarlık gözükür . Gemo Dayı anladı : Dünyanın acı olduğunu :
" BİR DEM İNCELENİR İPEK TEL GİBİ
BİR DEM İPE SAPA GELMEZ BU GÖNÜL "
Ayağı kırıldı . Teker geri dönmüştü gayri . Cihana :
- Oğul Gölgeliye dönek !
- Gideriz bavo , tamam .
" Hezo Nenen öldü . Ben de öldüm .
Ve Kerem Dayı da öldü ....
Gölgeli köyün de defin edildi . Planlama yapamadıkların dan ayrı gömüldü, Hezo Neneden . Hezo Nene den ayrı düştü . Öyle sandı insanlar ama ayrılık dünyaya mahsus bir kavramdır . Kerim Dayının aile mezarlığıda fotoğrafın dışında kaldı . saat yönünde üç’ e doğru bakınca seçilebilir mezarlık .
Ne eykide o fotoğrafı çektirmişti . Gemo Dayı . Fotoğrafta Hezo Nene de var . saysan yirmi beş kişi kadraja girmiş hepsinin gözlerine baktığında nur saçılıyor bir süre sonra yirmi beş gözde yani elli tane pencerede şu yazılı , sağ ve sol pencerede olmak kaydıyla :
" ÖLÜRSE TENLER ÖLÜR ..."
Birinci pencerede bu ; ikinci pencerede ise :
" CANLAR ÖLESİ DEĞİL " Yazıyordu .
Hepside vefat etmişlerdi !..
Gündüz gözüyle her şey süt beyaz... Cihan rüyada gördü .
Düş dünyası anlaşılmaz değil anlatılması anlatılamaz. Rüya da öykümüzün yazıldığını da gördü !....
Yalçıner Yılmaz
13 / 06 / 2009
Gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.