- 1218 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GONCA 4
devamı
Bahçede ki çardağın altına eski bir kilim serilmiş, Goncanın babası tahtadan alçak kısa bir seki yapmıştı. Kilimin üzerine de birkaç minder serpiştirilmiş etrafına da Goncanın annesinin özenle dikip büyüttüğü tenekelere ekilmiş güller yerleştirilmişti. Akşam yemeğine toplandıklarında hepsi yorgun ama neşeli olurdu. Babaları sofraya oturmadan yemeğe başlamadan hiç biri başlamazdı. Küçük dünyalarında mutlu bir aileydi. Gelenek ve göreneklerine de sıkı sıkıya bağlı, çocuklarını da bunlara uygun yetiştirmeye çalışıyordu genç karı koca…
Ali ve Zeynep’in göz kapakları kapandı kapanacak, bakışları baygınlaşmış bir şekilde oturuyordu. İkisi de her akşam daha sofradayken uyuklamaya başlardı babası gülerek onları seyredip sonrada teker teker kucağıyla yataklarına taşıdı. O arada Gonca annesiyle birlikte sofrayı kaldırdı ardından önceden demlenip hazırlanmış çayı getirdi Gonca’ nın birden Fatma ninenin söyledikleri geldi aklına annesini çağırmıştı;
-Nasılda unuttum. Diye hayıflandı.
-Anne Fatma nineye uğrayacakmışsın seni çağırıyor ben unuttum sana söylemeyi.
-Ne diyecek acaba? Sen çayları döke dur, ben bakıp ta geleyim bir koşu.
-Tamam anne!
Goncanın annesi geriye doğru bağladığı yazmasını çenesinin altına alarak birkaç kapı ötedeki Fatma nineye gitti. Fatma nine tek başına yaşıyordu. İki oğlu var fakat onlarda gurbette çalışıyordu. Ara sıra annelerine para gönderiyorlar Fatma nine oğullarının gönderdiği parayla rahat geçinip gidiyordu. Birkaç yıl önce eşini kaybedince tek başına kalmıştı.
Goncanın annesi Fatma ninenin kapısını açıp içeriye girdi.
-Fatma nine ben geldim. Diye bağırdı…
-Gel, Nermin kızım gel…
Nermin küçük odadan içeriye girdi.
-Fatma nine, Gonca şimdik söyledi bana, beni çağırmışsın alınacak bir şeylerin mi var?
-Yok kuzum yok, daha yeni aldırdım ya sana, öyle bir şey değil çağırmamın sebebi başka.
Nermin şaşkın şaşkın baktı Fatma ninenin yüzüne...
-Eee! Neydi diyeceğin? Fatma nine meraklandım şimdik.
Fatma nine Nermin’in elini tuttu…
-Korkma gızım hayırlı bir iş Goncayla ilgili hemi de çok hayırlı.
Birden Nermin’in yüzü soldu, yüreği hızla çarpmaya başladı. Düşündüğü şey miydi acaba? Küçük Goncasına kısmetler çıkıyordu. Nasıl kıyardı, daha çok küçüktü Goncası.
Fatma nine konuşmaya devam etti:
-Gonca büyüdü, günden güne güzelleşiyor da evermek lâzım artık, zamanıdır.
Böylede hayırlı bir kısmeti çıkmışken kaçırmak olmaz. Benim akrabalarım olur, güngörmüş ailedir.
Çocuğun tahsili de iyi memur, ben Goncayı uygun bulurum onlara rahat eder kızın, Ahmet’e söyle, düşünün taşının he derseniz görücüye gelecekler.
Nermin’i ter basmıştı. Yazmasını gevşetti. Bir gün Goncayı isteyeceklerini biliyordu elbet, kendiside böyle küçük evlenmişti ama şimdi.
Goncaya baktığı zaman içi titriyordu. Onun kızı çok farklıydı mahalledeki hiçbir kıza benzemiyordu. Ahmet ne diyecek acaba? Diye düşündü ya Gonca Gonca duyunca ne tepki verecekti.
Düşüncelerinden sıyrılıp Fatma nineye baktı.
-Tamam, Fatma nine, benim gönlüm pek razı değil ama babasıylan bi konuşam, babası ne diyecek, he derse olur biliyon.
Fatma nine Nermin’e şaşkın şaşkın bakarak.
-Gız, niye gönlün razı değil bundan daha iyi bir kısmet mi olur .
-Fatma nine daha küçük benim Goncam ondan dedim öyle, kıyamam ki ben ona
-Gız, sen kaç yaşında evlendin? Bak herkes everiyo gızını bi tek sen misin?
-Hee biliyom da ne bilem, kıyamıyom işte hade neyse ben gidem babasıylan konuşurum merak etmesinler şimdik beni, ben sana haber ederim kal sağlıcakla.
-Tamam gızım, tez olun ama hade selamımı söyle Ahmet oğluma hayırlı akşamlar.
Nermin üzerine tonlarca yük binmiş gibi bitkin eve döndü, bahçeye kocasının yanına oturdu. Ahmet eşinin yüzüne baktı.
-Nen var? Ne oldu? Ne dedi sana Fatma nine?
-Goncayla ilgiliymiş meğer diyecekleri, hayırlı bir kısmet diyor Fatma nine, güngörmüş aileymiş, çocukta tahsilliymiş memurmuş öyle dedi.
Ahmetin yüzü değişti, gerildiğini hissetti birden, alnını kırıştırdı. Eşine baktı.
-Sen ne dedin Fatma nineye?
Nermin çekinerek!
Şeey! Ben dedim ki, benim gönlüm razı değil ama babasına bi soram, babası he derse olur dedim.
Ahmet eşine yan yan baktı kaşlarını kaldırdı:
-Gönlün neden razı değil? Araştırırız bakarız, körü körüne gelin gızımızı verecez diyecek halimiz yok.
-Sen daha iyi bilirsin ama, benim demem oki Gonca küçük daha biliyon, biraz da değişik görmiyon mu? Mahallenin kızlarıylan çıkmıyor, oturmuyor arkadaşlık yapmıyor hiç, işten geliyor bana yardım ediyor sonra eline bir kitap alıyor hep okuyor, ben çok isterdim Goncam okusun okul bitirsin.
Ahmet derin bir iç çekti…
-He bende isterdim ama görüyon durumları zor geçiniyoz. Hem hiç gızını okutan yok ki millete laf mı anlatam, sonra kahve köşelerinde bir sürü tantana…
Nerminin gözleri doldu! Başını önüne eğdi…
-Ne diyem ben Fatma nineye şimdik? Tez, haber verin dedi.
-Söylersin yarın, araştıracakmış Ahmet deyiver.Kısmet nasip ,iyi bir aileyse olur. Taş yerinde ağırdır vaktiylen olsun…
Gonca anne ve babasının konuştuklarına kulak misafiri olmuştu istemeden, içi burkuldu başının döndüğünü hissetti bir an …
Selma Ardıç TAN