BUGÜN KÜLLERİNİ ATTILAR BERING’E .
Yıl 1974 yirmi sekiz eylül ,
Laguardia havalimanı / New York
Yirmi üçüncü yaşıma iki kala ,
Cafe’de çay içmekte olan ben
Davetsiz birinin sandalyeyi çekip oturması ile meraklandım ,
Merhabasız Adam…
Durdu , durdu ve sonra göz göze geldik
“Merhaba Turk nasılsın “ dedi ,
“ merhaba “ !
Bana Türk dediniz ?
“ İtalyan mı deseydim..? “
Hayır ama !
Turksün Türk dedim
Pekala..!
Uzunca şortlu , simsiyah uzun saçları ile teni kırmızı Adam
Şaşkınlığıma gülüyordu karşımda
Bende Türküm dedi
Yapma Allah Aşkına…diyemedim
Bende Türküm…Bering’den…bilirsin , bilirsin !
Diyen sözlerini dinledim ve…
Apache’ım ben
Apache ?.. çok enteresan
Fakat.. ?
Boş ver şimdi…niye geldiğini biliyorum…sen doğru Colorado State Uni’ye git durma ,durma…hadi !
Al biletini çık yola , yürü diyorum sana , yürü…kalk hadi…vakit yok ,
Dur ! Benim adım Boğa…Bodur Boğa…kime sorsan bilir beni…
Ve gittiğin yerde yalnız “ Davranışa “ dikkat et ve ben “ Serdar” ım de .
Ne..? Serdar ?
Siz , siz !!!
Bırak şimdi şaşkınlara yer yok gittiğin yerde .
…! …! …!
Yürüdüm , yürüyebildiğimce ,
Uçtum denizlerine ,
Beynimde binlerce soru ,
Ulaştım Engin denizlere ,
Kapısındaydım Üniversitenin ,
Sorgulanmamış beynimle
Sordum birisine…
Board nerede ?
Şurada…
İleriden sağa dön karşında
Açık bölümlerine bakacaktım okulun
Bölümlere kabullerle karşılaştım…! kapanmıştı kabuller
Üzgündüm buraya gelmekle ,
Kaçırmıştım hedefteki yerimide..!
Hiç olmazsa bir Türk bulmalıydım ne yapabilirim diye…
“Hoş geldin Türk “ sesi ile irkildim ,
Arkama döndüm …O …Boğa…Bodur Boğa ,
Karşımdaydı …
Ne dedim ben sana “ gittiğin yerde Davranışa dikkat et…demedi mi ?
Gel bakalım beraberce bord’a bir daha bakalım ,
Ne yazıyor burada…” Davranış Bilimleri Doktara kabul listesi “
İsmim..! ismim..!
Mr.Serdar TUNCLUER
Herşey tamam …anladınmı her şey tamam , şimdi dosdoğru yürü bir mil sonra kalacağın yerleri göreceksin ,oradaki adama “ ben Tuncluer , 0090 de artık…
…!
Yirmi iki arkadaştık bölümde ,
Dersler başladı , herkeste bir telaş , panik , acele ,
Amfi’ye girdik , bir sus kalabalıklığı ,
Sahne arkası kapısı açıldı ve…
PROF.DR.BODUR BOĞA idi gelen…
…! …! …!
…………………………………………………………………………….!
Merhabasız Adam…
Durdu , durdu ve sonra göz göze geldik
“Merhaba Turk nasılsın “ dedi ,
“ merhaba “ !
Bana Türk dediniz ?
“ İtalyan mı deseydim..? “
Hayır ama !
Turksün …Türk dedim
Pekala..!
Uzunca şortlu , simsiyah uzun saçları ile teni kırmızı Adam
Şaşkınlığıma gülüyordu karşımda
Bende Türküm dedi
Yapma Allah Aşkına…diyemedim
Bende Türküm…Bering’den…bilirsin , bilirsin !
Diyen sözlerini dinledim ve…
Apache’ım ben ;
BUGÜN KÜLLERİNİ ATTILAR BERING’E .
Serdar TUNÇLUER
Kaynak
Oturan Boğa’nın beyazlar üzerine yaptığı bir konuşmadan kesit:
“ (...) Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama fakirlerin bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için fakirlerle güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve diğer süprüntüleriyle çirkinleştiryorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor. (...) „
Tanrı günahlarını bağışlasın..
YORUMLAR
Beyaz Adam
Beyaz adam
küçücüktü ilk geldiğinde
ve oturmaktan
bütün kemikleri sızlıyordu
büyük teknesinde
Beyaz adam
kızılderililerin sunduğu yiyeceklerle beslenip
topraklarına uzandığında büyüdü
bulutlar arasında
barış içinde yaşayan
manitu yerine
tapmamızı istediği de
işkence görüp
çarmıha gerilen
bir ölüydü
Beyaz adam
özgürlük adına
dev bir kadın heykeli dikti
doğu denizinin kıyısına
ve her gece
altında dans ettiğimiz yıldızları
bayrak diye tutsak etti
bir bez parçasına
Beyaz adam
özgürlük gibi adaleti de
bir kadın heykeliyle simgeledi
ama elinde terazi tutan
zavallı kadın
gözleri bağlı olduğu için
kendisine tecavüz edenin
kim olduğunu göremedi... (Sunay Akın)
Kutlarım / saygılarımla.......
gençliğinden itibaren beyazların yerli halk üzerindeki baskısını izleyen oturan boğa savaşçı ve lider olarak büyük bir ün yapmıştı... beyazlarla anlaşma yapmaya sonuna kadar karşı çıktı. ..little bighorn savasi'nın önderlerinden biriydi... savaştan sonra halkıyla birlikte kanada'ya göç etti ancak buradaki koşulların zorluğu ve abd hükümetinin baskısı sonucunda dönüp rezervasyona yerleşmek zorunda kaldı... oturan boğa rezervasyon yaşamı sırasında da halkı arasında büyük bir otoriteye ve saygınlığa sahipti... bir dönem buffalo bill'in vahşi batı gösterisi'ne katılarak abd'yi dolaştı ve kızılderililere yapılan haksızlıklara dikkat çekmeye çalıştı... kızılderililer arasındaki otoritesi kırılamadığı için 1890 yılında hayalet dansı bahanesiyle rezervasyon polislerince öldürüldü...
Konu tam burada başlıyor işte...Ülkem içerisinde kendini azınlık hissedenlerin tamamına ithaf olunur.Yakınmayı bilirler ancak ne araştırmayı örnekleme yaparak , ne ders almayı, ne de şükür etmeyi bilemezler.Ben buna Fitnelik ve bozgunculuk diyorum.
Lütfen takip ediniz yazıları...Bundan sonra bu sayfayı daha iyi idrak edecek ve diğer arkadaşlarınızada açıklayacaksınız.Eminim bundan.
Tunçluer
aras tarafından 6/12/2009 11:10:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Oturan Boğa'nın beyazlar üzerine yaptığı bir konuşmadan kesit:
“ (...) Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama fakirlerin bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için fakirlerle güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve diğer süprüntüleriyle çirkinleştiryorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor. (...) „
Tanrı günahlarını bağışlasın..
Bu paylaşım için sonsuz teşekkürler....