Gönderdiğin Kadar Uzaklara...
GÖNDERDİĞİN KADAR UZAKLARA DÜŞTÜ GÖZLERİM
*********
Yine cevapsız sorularla cebelleşiyor yüreğim. İçine hapsolduğum fanusun berrak ama sert camında bir camgüzeli çiçeği misali büküp boynumu bekliyorum. Bir camgüzeli gibi… Parktaki gümrah lalelere özenip de saksısını zorlayan bir camgüzeli. Ne kadar zorlarsa zorlasın işte bir avuç topraktan başka nesi var ki?
Aşk nedir?
Kimse bilmez bir ilim midir?
Kimse hissetmez bir duygu mu?
Kimseye satılmaz bir mal mı?
Yollara vurmak mıdır kendini bir güzelin emrinde?
Eğer öyleyse sana gelen ayaklarımın suçu nedir?
Sevgilinin bir sözü ile uzakları yakın eden tüm aşıklar kadar suçluyum ben de.
Aşk nedir?
Senden gelen ve dahi senden olan her şey için hiç olmayı seçiş mi?
Damlanın denize karışıp gidişindeki kayboluş kadar suçluyum ben de.
Aşk nedir?
Sözünü ilim belleyip,
hitabını kutsal gibi dinleyip,
hiddetini ceza eyleyip,
muhabbetini ecel sayıp baş eğmek mi?
Söze esir, kelimeye müptela tüm şairler kadar suçluyum ben de.
Ey sevgili!
Bütün bunlar adına yine kovacaksan beni gönül evinden, göz esaretinden, dil meftunluğundan, yine de boynum kıldan incedir.
Senin bana hicretinden sonra bende benden ne kaldıysa toplar giderim.
YORUMLAR
Ey sevgili!
Bütün bunlar adına yine kovacaksan beni gönül evinden, göz esaretinden, dil meftunluğundan, yine de boynum kıldan incedir.
Senin bana hicretinden sonra bende benden ne kaldıysa toplar giderim.
BEN DE GİRERİM AMA MUTLAK GELİŞLER İÇİN!
Tebrikler güzel ve naif kalem..
oldukça edebi ve kıymetli bir yazı.
TAM PUANLA...