- 729 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİN OLMAK
Kışkırtıcı olduğu kadar ironik bir uslüp ta olabilir başlığımız.Ama inanınız amacım ne kışkırtmak ve nede mizahi bir üslupla ele almak. İçimden geldi öylece.Tuttum bu ibareyi.Belki 90 lı yılların içerisinden bir kıvılcım gibi geçen ‘devrimci ruh’ tan kalıntıdır .O dönem bizim genç kuşak içinde moda tabirlerdendir;kendini devrimci yetiştirmek,kendin olmak,öze dönmek… İddialı söylemler.İçeriğinden ne kadar nasiplendiler bilemem ama beni bağışlasınlar genel anlamda sloğan olarak kaldı bu iddialar.Keşke anlaşılsaydı Şeraiti benzeri aydınlarımız. .M.İslamoğlu kendi kuşağı için söylemişti Heyelan isimli şiirinde;.bir dönemin kurban kuşağını anlatıyordu.silah kurbanı,kitap kurbanı ve tesbih kurbanları diye.Ne müthiş tesbitler.Hepsi ayrı ayrı ele alınmalı.Hoş bu tesbitler eğer insan gerçeğinin üzerinden yapılan değerlendirmeler ise, ki;öyle kabul ediyoruz;sadece o zamana münhasır değildir diye düşünüyorum.Hele kitap kurbanları bahsini işlerken dile getirdiği;’üçüncü hamur ilişki’tesbiti gerçekten de orijinaldi…
Kendin olmakta kastım benim;hiçbir yabancı muhayyileye düçar olmadan,açıkça koplekse girmeden,yabancılaşmadan yalın olabilmektir.Hani o ismin halleri meselesi vardı ya onun yalın hali gibi hiçbir tamlama,ön-ek almama yani. Kendin olmak haddini bilmektir.Had yani sınır.sınırları iyi bilen onu aşmayandır elbetteki.
Kendin olabilmek meselelerin en zoru olsa gerek.Ama hakikat de en zor olan değilmidir ki?En zor meselelerden biri ama, çözümlenebilirse bir başlangıçtır da aynı zamanda başka bir dünyaya uyanmanın eşiğine.kendin olmakla benim anladığım bir kapı aralayıp oradan girmektir.o kapının anahtarlarını başka yerde aramamaktır.
Kendin olabilmek;’neyi kaybettiğini bilmektir.’