3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1139
Okunma
Vuslat yangını harlanmayacak hiçbir zaman kırıp döktüğün yüreğimde. Bir ömürlük sevdiysem eğer seni, bir ömür saklamasını da bilirim sinemde. Eylülde bulmuştuk birbirimizi, hazan yaprakları savruluyordu gönlünde, senin omuzların düşmüş yorulmuşsun yaşam yolunda, benim ise gözlerim yeni açılmıştı daha baharlara, ışıl ışıldı baktığım ufuklar…
Sen eylüllerin adamı her daim sorgulayan bakışlı, ömrün boyunca topladığın soruların cevapları bende değil… Bende değil yağmalanan kalbinin kırık parçaları, ardında bıraktıklarını azat etmeliydin beni çağırırken yorgun yüreğine, senin mazinle savaşmak benim ne haddime…
Dudaklarında buruk bir gülümseme, gözlerin yaslı, dilinden düşen her bir cümle ızdırablı, küllerin altından uyandırıp çoğaltamıyorsun kimliksiz sevdanı…
Gözlerime her baktığında sana seni anlattım, öylesine karanlık sularda yüzüyorsun ki seni hala yaşadığına inandıramadım… Sen oralarda gönlüne arkadaş arıyorsun, bense soluğu bahar kokan sevgili…
Be hey şu koskoca deryada boşa kürek çeken yosun bakışlı, arınmalıydın beni paslı yüreğine çekmeden, varsa eğer başka limanlarda sevgili, kırmalıydın zincirleri, ya da her neyse seni böylesine kendinden geçiren temizlenmeliydin bana gelmeden…
Sen hala ardında yaşarken ben nasıl kalayım yarınlarında, sen hala geçmişin hesabını veremezken açabilir misin bana apak bir sayfa?...
Henüz bir damla yaşım gözünde, daha ezberlemedi yüreğindeki ses beni, gönül fermanı imzalamadan, seninle senin eylülden başka mevsim tanımayan dünyanda yolculuğa çıkmadan vazgeçtim senden…
Bir gün ayyuka çıktığında, bakışlarına güneşin ışıkları yansıdığında, soluğun bahar koktuğunda, gülümseyişin berraklaştığında çağır beni…
Bu deli gönlüm sesini tanırsa, kalbim hala senin için atıyorsa, gözlerim hala seni arıyorsa, gelebilirim…
Yorgun sevgilim şimdi elveda vakti…
Selma Ardıç TAN