- 1300 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUM SİZLERİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
...
KENDİMLE kavga ettim,bugün...nedeni yok canımı sıktı...şu günlerde değişik bir ruh hali içindeyim,engel olamıyorum:kırıyorum,döküyorum,
hırçınlaşıyorum...ama engel olamıyorum ne yazık ki...ya bunaldım bu yoğun tempodan ya da kişiliğim artık yeni bir kişilik istiyor...kendi bilir bana dokunmasında ne yaparsa yapsın birde onunla uğraşamam bu kadar işimin arasında!!!
belkide kişiliğimin istediği şeyleri bir düşünmeliyim...olabilir aslında... ama tam olarak ne istediğini nerden bileceğim...ben beyaz derim o siyahı seçer,kesin bir yargı ile söylemiyorum bunu ama şu günlerde benimle zıtlaştığı kesin!!!ne yapayım ağzına acı biber süremem ki
(saçmalıyorum farkındayım belki de yazımı okumayı bırakacaksınız!!bunu bildiğim hallde yazacağım işte...bir kere:İNSANIN KİŞİLİĞİ ZATEN KENDİSİDİR NASIL TERS DÜŞŞÜN Kİİİ,KARŞILIKLI BİR KONUŞMA FELAN YOK NASIL TERS DÜŞER İNSAN KENDİNE??! dimi ama...)
aslında fazla bile ilgileniyorum kişiliğimle...çevreme bakarak öyleyim...eğer insanlar kişiliklerini kontrol edebilselerdi şimdi bu halde mi olurduk, allah aşkına?!!
başta olayı biraz şakaya aldım ama durun bir düşünün kişiliğiniz ile kendinizi...olayı biraz karmaşık anlattım biliyorum ama eğer düşüncelerimin ana fikrini tam olarak tamamlayamazsanız ben bu adresteyim,seve seve yardımcı olabilirim...
SON:
kişilikle bedenin birbirine kenetlenmiş olması gerekir...
böylece
bir insanın bir kişiliği olur...ancak
bu dünyada o kilit açılmış
bir insanda iki kişilik var...
-istisna durumlar var:bir bedende birden fazla kişiliği taşımaya kalkışıp rezil olanlar var ama onları almadım konuma-
-ÖZGE-
YORUMLAR
üçüncü paragrafa kadar devam eden akıcılık ve hayatı ti'ye alış- mizahi anlatım birden okunur mu kaygısına bürünerek meydan okumaya varan bir pazarlığa dönüşmüş....
parağrafların bozukluğu, imla, kelime hatalarından söz etmiyorum bile...
lakin düşünceme göre: bu kalem biraz üzerinde düşünürse, güzel yazılara imza atacaktır...
bu cesaret sizde var...
önerim; bol bol okuyun... sonuçlarını alıp, meyvalarını toplayacaksınız...
bu yazıyı ilk emeklemeniz olarak görüyorum...
sevgimle kalın...
Ruhumuz var... Hani çocukken mutluyduk ya... Hani kuşatmamışken bizi toplumsal kurallar... Anne ve babalarımız edebi öğretememişken henüz...Diğer insanların dudak bükmelerini önemsemiyorken hani biz... Gerçekten kendimizi bulmak için yüklenen, öğretilen bu formlardan kurtulmak gerekiyor...
Belki de senin ruhun, elbisesini beğenmiyor...:)
Bu arada, itiraf edeyim, yıllarca, tahminen 40 yaş kadar, anne ve babamın istediği gibi olmaya çalıştım. Toplumun istediği gibi... Beceriksizce... Yaklaşık 4 yıldır, ruhum elbisesini beğeniyor...
Sevgilerimle...
Güzel , düşünmeye davet ediyorsunuz . Düşünce tembelliği bizlerde yaygın bir hastalık .
Saçmalıyorum diye başladığınız ve paragraf içine aldığınız bölüm olmasydı daha iyiydi . Aytunç ' un yazdığına katılıyorum ve eklemek istiyorum . Kendimce . Mümkün olsaydı onlara hatta yüzlere bölünmek isterdim . Çünkü ben rezil olanlardanım .
Şaka şaka . Bizim kültürümüzde var olan bir şey . Mizah ile düşünceye sevketme . Oldukça etkili bir yöntemdir . Yazar çok yönlü düşünebilmelidir . Bazen gözlemlediğimiz kişilikleri kendi kişiliğimiz gibi anlatırız . Bazen içimize döner kendimizi sorgularız . Yeri geldiğinde kendimizi acımasızca eleştirebilmeliyiz Bu tür yazılar hep hoşuma gitmiştir .
yeni paylaşımlarınızı görmek isterim .